Ya Resulullah
Sana sayısızca salat-ü selam ya Resulullah
Seni sevmiş metih eylemiş Rabbim ya Resulullah
Bu garbın ücra köşesinde uzak habibiplerden
Her dem zatına selam salat okurum ta derunden
Selam gönderince de yüzüm kızarır hicabımdan
Kalbim çarpar ellerim titrer terler hem utancımdan
Çünkü ben kim, sana selam göndermek kim ya Resulullah
Hep derim ayağın altını öpeyim ya Resulullah
Yazıktır hem o mübarek ayağa kirli lebim değe
Ama hiç olmasa mübarek payı toprağına değe
Haki payını içime nefes çekem dideme sürme
Nasip olur mu acep garibe o nur cemalin görme
Bilirim suçum günahımı, gümanım şefaatindir
Anadan Babadan daha çok seni sevmek şiarımdır
Şükürler olsun ki İbrahim Peygamberin milletiyim
Ne kadar kötüde olsam Habibullahın ümmetiyim
Sen şefi-ül hayrıl mahşersin, Livai hamd sahibisin
Minber, Kevser, Burak, taç ve miftahı cennet sahibisin
Mahşer günü herkes livayi hamd sancağında bulunsa
O gün havzı kevser başında liva altında otursa
Ben dışta kalsam, halim nice olur ya Resulullha.
Azap değil, senin hicrin beni yakar ya Resulullah
Orhan ümmetindir, aşkınla yanan garip bir geda
Garbın bu uzak diyarında ama gönlüm hep orda.
Yazan Orhan Yavuz Ejder Akhisar Manisa