Duruş ve Duruş bozuklukları
Merhaba, ben Fizyoterapist Sıla ÇAĞIR. Pamukkale Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Fakültesi’nden mezun olmuş bir fizyoterapist olarak karşınızdayım. Eğitim-öğretim hayatım boyunca ve şu anda da olmak üzere her zaman mesleğini seven, saygı duyan ve mesleğimin getirdiği sorumlulukları üstlenen biri oldum ve olmaya devam ediyorum. Bu amaçla sizlere de sunmak istediğim ilk metnim ile hepimizi yakından ilgilendiren vücudumuzun duruşu yani postürden biraz bahsetmek istedim. Şimdiden okuduğunuz, ilgilendiğiniz için çok teşekkürlerimi sunuyorum. Sevgilerimle…
İster bir ev hanımı ya da evden tüm gün bilgisayar başında çalışan bir kişi ya da tüm gün ayakta olması gereken bir çalışan olsak da hepimizin ortak dikkat etmesi gereken çok önemli bir konu olan ‘’postürden’’ yani ‘’duruşumuzdan’’ gelin biraz bahsedelim.
Postür tanımı yani Türkçe karşılığı olan duruş; vücudun her kısmının, kendisine bitişik segmente ve bütün vücuda oranla en uygun pozisyona yerleştirilmesidir. Vücudumuzun her hareketinde eklemlerin aldığı pozisyonların birleşimi de ‘’postür’’ yani ‘’duruş’’ olarak tanımlanmaktadır. Bu sebeple postür; statik ve dinamik postür olarak ikiye ayrılır. Statik postürümüz hareketsizdir. Dinamik postür ise yapılan harekete göre, değişen çevre şartlarına uyum sağlamaya çalışan aktif bir postürdür.
Postüre kalıtsal durum/ genetik faktörler, ırk, cinsiyet, boy, kilo, mevsimler, beslenme, sosyo-ekonomik durum, yaşam tarzı, meslek ve uğraşılar, psikolojik durum, hijyen, uyku, mümkün olduğunca açık ve temiz havada egzersiz yapma, emosyonel (duygusal) sevinç, keder, sıkıntı vb. durumlar, yorgunluk, yaralanma ve hastalıklar daetki etmektedir.
Pekipostür (duruş) bozukluğum olduğunu nasıl anlarım diyorsanız; kişide olabilecekpostüral bozuklukların saptanarak kişiye uygun tedavi programı ile hem duruşunun düzeltilmesini sağlamak hem de postüral farkındalığı günlük yaşama kazandırmak için çeşitli yöntemlerle postür analizi/ duruş değerlendirmesi yapılır. Nedensiz yorgunluk, oturma-kalkma gibi çeşitli aktiviteler sırasında hissedilen ağrı, kas güçsüzlüğü/yorgunluğu, baş ağrısı, dik durmakta zorlanma gibi durumlar duruş bozukluğunun bir işareti olabilir.
Günlük hayatta duruş alışkanlığımız hatalı ise vücudun belirli sistemleri içerisindeki uyum bozularak postüral (duruşsal) bozukluklara neden olabilir. Sürekli aynı pozisyonda çalışmak, uzun süre sabit aynı duruşta kalmak ve hareketsizlik duruş bozukluklarını doğurabilir. Kifoz; halk arasında bilinen kamburluk, skolyoz; omurganın S veya C şeklindeki eğriliği, lordoz; bel çukurunda artma, bel ve boyun düzleşmesi en sık karşılaştığımız postüral bozukluklardır.
Gelelim ki bu postür/duruş bozukluklarını en aza indirmek ve bu konuda olan farkındalığımızı arttırmak için neler yapmamız gerektiğine. Tabii ki öncelikle bozukluğun ne olduğunun saptanması gerekir. Bu amaçla yapılan postür analizi/ duruş değerlendirmesi ile bozukluğun çeşidine göre egzersizler uygulanır. Egzersiz, postür (duruş) bozukluklarının tedavi edilmesinde en sık kullanılan yöntemdir. Ayrıca çeşitli korse veadaptif cihazlar da kullanılabilir. Bu yöntemlere ek olarak kişiye doğru duruş eğitimi ve bilgilendirilmesi de mutlaka bir fizyoterapist tarafından yapılmalıdır.
Doğru bir postür (duruş) nasıl olmalı dediğimizde ise; ayakta dururken başımızı öne ve arkaya eğmemeli, göğsümüz ve omuzlarımız mümkün olduğunca dik olmalı ve karnımızı düz tutmalıyız. Ayrıca oturma pozisyonunda da bel ve sırtımızı dik bir şekilde tutmalı, dirsek açısının sandalye ve koltuk kolçaklarınaortalama 90-100 derece açıyla yerleştirmeli, her iki ayağımızı da yere eşit bir biçimde temas ettirmeye dikkat etmeliyiz. Bunun yanında günlük hayatta farklı pozisyonlarda da duruşumuzu her açıdan korumaya ve farkında olmaya özen göstermeli, herhangi bir duruş bozukluğunun varlığında hekim ve fizyoterapistlerden yardım almalı ve hayata daima umutla bakmalıyız ki unutmayın postürümüz (duruşumuz) her türlü durumdan etkilenebilir. :)
