• BIST 9866.77
  • Altın 2954.659
  • Dolar 34.7445
  • Euro 36.5021
  • Manisa 11 °C
  • İzmir 13 °C
  • Bay-Bayan Vasıfsız İşçi Aranıyor
  • Uğur Mumcu Kültür ve Sanat Merkezi Kursları
  • Akhisar Kadınlar Matinesi
  • Psikolojik Danışman/Rehber Öğretmen Aranıyor
  • 3 Vardiya Çalışacak Bay ve Bayan Aranıyor
  • Gece Bekçisi Aranıyor
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Deprem ve travma

Aslı Güngör

Deprem ve travma

30.10.2020 günü, Türkiye saati ile 14:51'de merkez üssü Ege Denizi, Seferihisar (İzmir) açıkları (17.26 km) olan Mw 6.6 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Yerin 16.54 km derininde meydana gelen bu depremin en yakın yerleşim birimi olan İzmir ilinin Seferihisar ilçesine bağlı Doğanbey Payamlı köyüne uzaklığı 23.38 km'dir. Ana şoktan, 02.11.2020 12:54'e kadar geçen zamanda, büyüklükleri 1.0 ile 5.1 arasında değişen 1230 artçı deprem kaydedilmiştir. Depremin belirgin süresi ise ilk hesaplamalara göre 15.68 sn olarak belirlenmiştir (Afad, 2020).

Deprem, ani meydana gelmesi ve yıkım oluşturması nedeniyle insan yaşamında travmatik olay olarak kabul edilir. Tıp biliminde travma: insan vücudunun iskelet, deri, kafatası ve benzeri koruyucu elementlerinin önleyemediği ani hasarlar olarak tanımlanır. Bir diğer tanım ise insan bünyesinin dışarıdan iyileştiremeyeceği doku hasarlarıdır. Psikolojide travma ise aniden ortaya çıkarak insanın temel korkularını tetikleyen ve sonuçta insanın ruh, duygu, düşünce ve davranış yapısını temelinden sarsan ruhsal yaralanmalardır. Deprem travmasının meydana getirdiği psikolojik sıkıntılar travma zamanında nadir olarak kendini gösterir. Ancak ilerleyen zamanlarda bu durum daha sık ve tekrarlayıcı olabilmektedir. Bu psikolojik sıkıntılar yoğun bir panik durumu, anksiyete, umutsuzluk ve mutsuzluk duyguları gibi psikolojik tepkiler şeklindedir.

Depremin psikolojik etkileri herkeste aynı derecede görülmemektedir. Kişilerin travmatik durumlara verdiği tepkiler baş etme mekanizmalarını kullanabilme becerileri, yaş ve deneyime bağlı olarak değişmektedir. Bu yüzden çocukluk döneminde yaşanılan deprem travmalarının bireyler üzerinde daha çok etkisi olduğu gözlemlenmektedir. Yıkım esnasında çocuklar evlerinin yıkıldığını, ailesinin zarar gördüğünü, yaralandığını görüp korku ve endişeye kapılabilirler. Ailedeki veya çevresindeki kişilerin ölümüne ne yazık ki tanık olabilirler. Bu durum çocuklar için büyük travma niteliğindedir.

Travma sonrası uzun süreli belleğin eski acı veren anıları ortaya çıkartmasına neden olan her şey tetikleyicidir. Belli başlı tetikleyicilere bakacak olursak: depremin yıldönümleri, kişiler, korkular, sesler, yerler, duygular, ev ve iş yaşamındaki problemler, fiziksel ve duygusal yorgunluk yaratan olaylar, mali ve sağlık problemleri, çevredeki suçlar, başka bir travma yaşamak ya da travmaya tanık olmaktır. Kişilerin bu travmalarını maskeleyen alkol ve madde bağımlılığı sorunları, yeme bozuklukları, psikosomatik bozukluklar, intihar, cinayet düşünceleri, amnezi, fobiler, kumar ya da kredi kartı bağımlılığı, depresyon, kişilik bozuklukları, bayılma, uyurgezerlik, panik atak, suça yatkınlık gibi rahatsızlıklar görülebilmektedir.

Bu yazı toplam 4375 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
REKLAM ALANI
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Kuzey Ege Kurs
  • Kuzey Ege Kurs
1/20
Başlangıç Tarihi
Başlangıç Tarihi
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.