• BIST 9716.77
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • Manisa 12 °C
  • İzmir 15 °C
  • Ön Muhasebe Personeli Aranıyor
  • Karabulut Şirketler Grubundan Duyurulur
  • Köfteci Ramiz İçin Denetim Elemanı Aranıyor
  • 5 Mayıs’ta Yenileme Eğitim Dönemi Başlıyor
  • Bay ve Bayan Beden İşçileri Aranıyor
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

ÇİVİ

Bahadır Yenişehirlioğlu

ÇİVİ

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Azerbaycan Respublikası Gençlik Yardım Fonu, Azerbaycan Milli QHT Forumu’nun katkılarıyla Azerbaycan ve Türkiye Şehitlerini Anma Gecesi 100. Yıl Çanakkale programına katılmanın onurunu yaşadım.

Azerbaycan Devlet Flarmoni Salonunda Çanakkale, Aşk Cephesi konferansını icrasının ardından Azeri diline çevrilen Eşq Cebhesi (Aşk Cephesi) romanının imza törenini gerçekleştirdim. 

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının  TİKA Bakü Koordinatörü Mustafa Haşim Polat bey ve ajans çalışanlarının ve Azerbaycan Respublikası Gençlik Yardım Fonunu başkanı  Ahmet Tecim bey fon çalışanlarının çalışmaları göz doldurucuydu .

İnanılmaz güzel faaliyetlerde bulunuyorlar .

Fakat bu gezinin benim için  en önemli bölümü Ermeni soykırımının apaçık belgeleriyle yüz yüze gelmekti.

Ermeni Vahşetinin , mezaliminin yaşandığı Quba şehrinde toplu mezarları ve soykırım müzesini gezme imkanı buldum. An ölümdü,an zulümdü. Etrafımda  kaçışan kadın sesleri, çocuk seslerine karışıyordu. Ağlamalar ve çığlıklar . Gökyüzü kana bürünmüş çay kan kırmızısı akıyordu. Avuçlarımdan insanlık kayıp gidiyordu gördüğüm manzara karşısında. Bütün gönül çiçeklerim soluverdi.

QUBA, Azerbaycan’ın Dağıstan sınırına yakın önemli kentlerinden biri.

1918’in Nisan -Mayıs aylarında Ermeniler bu şehirde  büyük katliam gerçekleştirmiş.

Sadece  Quba’da 17 bin  Müslüman Türk katledilmiş.

Katliam tüm gerçekleriyle ortada.

2007 yılında tesadüfi bulunan bir toplu mezar her şeyi gün yüzüne çıkarmış.

Bu toplu mezarda 400’ün üzerinde insanın kemikleri var.

Çocuk , kadın, yaşlı , genç demeden işkenceyle katledilmişler.

Cesetlerin tamamı çıplak zira mezarlarda hiç düğmeye rastlanmamış yada giysilere ait metal kalıntılarına ve kumaş kalıntılarına.Buradan yola çıkılarak katledilenlerin hepsinin önceden çırılçıplak soyuldukları düşünülüyor.  Katledilenlerin kafalarına canlı canlı çivi çakılarak,yada ağır cisimlerle kafaları parçalanarak öldürülmüş olduklarının izleri hala bu gün ortada duruyor.

Manzara korkunç.

Birbiri üzerine yığılmış kemikler  ve  kafatasları  bütün çıplaklığıyla vahşeti anlatıyor.Her yerden kemik fışkırıyor.

Ermeni komitacıların soykırımını anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalıyor.

Toplu mezarlar özellikle nehir yatağında oluşturulmuş. Nehir alıp götürsün, iz kalmasın diye.

Ancak binlerce Müslümanın cesedi bu toplu mezarlardan fışkırıyor.

Tanıkların ifadelerine göre binlerce cesede ait parçaları, kemikleri nehir alıp götürmüş.

Qudyal Çayını gördüğümde o gün geldi gözlerimin önüne . Kendimi bir an için  o vahşetin yaşandığı anın tanıklığında buldum . İnsanlık onurunun hiçe sayıldığı ,yaşamın  kahredici bir  acımasızlık ile nasıl yok edilişini düşündüm ve bütün hücrelerimde  bunu hissettim. İnsanlık adına üzüldüm ve kahroldum.Yeryüzünde gerçekleşen  nice soykırımların  bütün ağırlığı üzerime çöktü .İnsanlık adına kendimi küçülmüş ve  tükenmiş hissettim.

Bu toplu mezarın hemen yanı başında , nehir kıyısında bir soykırım Müzesi oluşturulmuş. Kale kapısı gibi kapı bizim için açıldığında  adımımı attığım andan itibaren zaman tüneline girmiş gibi hissettim. O günün fotoğraflarını,haritalarını, o günün tanıklığına dair insanların hatıralarını videoda izlediğimde  tüylerim diken diken oldu . Müzenin içinde yer alan sembolik siyah lahit  üzerinde yer alan pencereden bütün mazlumların ruhları beni izliyor gibiydi .Ürperdim ve  insanoğlunun nasıl bu denli acımasız olabileceğini anlamaya çalıştım. Ama beceremedim . Zira  aklım durmuş gibiydi. Gün budanmıştı, gök budanmıştı,yer budanmıştı  insanlığından uzak bir  güruhun ellerinde an paramparçaydı.

Azerbaycan yönetimi 2013 yılında müzeyi tamamlamış ve ziyarete açmış. Müzenin mimarisi çok ilginç topraktan fışkıran iki kılıç ucu gibi . Şunu demek istiyor hiç bir gerçek sonsuza kadar gizli kalamaz.

Daha yüzlerce açılmayı bekleyen gün yüzüne çıkartılmamış toplu mezarların bulunduğunun  söylenmesi acılarımı büyüttü .

 Ermenilerin asılsız yalanlarına gerçek belge olsun diye,  birkaç toplu mezar , hiç dokunulmadan korumaya alınmış.

Tarihçilerin ve araştırmacıların gelip , inceleyip , katliamı tespit  etmeleri için bu kuyular orijinal haliyle korunuyor.

 Quba’nın 167 köy ve mahallesinde katliamlar yapılmış.

Ermenilerin tüm Azerbaycan topraklarında vahşi katliamlar yaptığı biliniyor.

Bakü, Gence, Şamaxı, Göyçay, Cavad, Salyan, Karabağ, Zangazur, Nahçivan ve  Lankaran bölgelerinde de  onbinlerce Azerbaycanlı hunharca katledilmiş. Bu katliamlardan yahudi ahali de payını almış.Bu bölgelerde ki katliam belgelerinin gün yüzüne çıkarılması için de kapsamlı bir çalışma yürütülüyor.

İnsanların din adına nasıl bu denli acımasız olabileceğini  anlamak istemiyorum. Bunu reddediyorum.

Güller budanmış,kuyulara atılmış.

Ateşler yakılmış haneler küle savrulmuş.

Kahrolası bir soy kırımda   her şey apaçık ortaya çıkmıştı.

Bana sadece ağlamak düşüyordu  ve yazmak.

akhisar-(1)-046.jpgakhisar-(2)-035.jpgakhisar-(3)-005.jpgakhisar-(4)-001.jpg

Bu yazı toplam 2006 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
REKLAM ALANI
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Kuzey Ege Kurs
  • Kuzey Ege Kurs
1/20
Başlangıç Tarihi
Başlangıç Tarihi
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.