• BIST 10176.58
  • Altın 2470.889
  • Dolar 32.1326
  • Euro 34.9943
  • Manisa 22 °C
  • İzmir 22 °C
  • Karabulut Şirketler Grubundan  Duyurulur
  • KEY Performans Öğretmen Alımı
  • Bay-Bayan Üretim Personeli Alımı
  • 19 Mayıs Bayramı Programı Belli Oldu
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • Pide ve Lahmacun Ustası Aranıyor
  • Erkek Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Bayan Şarküteri Görevlileri Aranıyor
  • Hat Süpervizörü Aranıyor
  • Bay Bayan Deneyimli Aşçı Yardımcısı Komi ve Izgaracı Aranıyor
  • Aşçı ve Aşçı Yardımcısı Garson Aranıyor
  • Öğretmen ve Öğretmen Yardımcıları Alınacaktır
  • Salihli Köfteci Ramiz Şubesinde Çalışacak Personel Aranıyor
  • Türkiye Geneli Deneme Sınavı Akhisar’da KEY Performans’ta
  • Deniz Anaokuluna Çalışma Arkadaşları Aranıyor
  • Argon Kaynakçıları Alınacaktır
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Vatandaş gerçekten sömürülüyor mu?

Halil Erdost

BAŞBAKAN;”Birileri para kazanacak diye vatandaşımızı sömürtmeyiz”
VATANDAŞ GERÇEKTEN SÖMÜRÜLÜYOR MU ?

                İnsan merak eden bir varlıktır. Merağını gidermek için öğrenmek ister. İnsanların öğren-me ihtiyacı insanlık tarihi kadar eskidir. Öğretimin henüz sistemli, örgütlü olmadığı eski çağlarda  ilk öğrenmeler bire bir öğretime dayalı olarak sürdürülmüştür. Örneğin eski Yunan filozoflarından Aristo (M.Ö. 384-322) Akhisar’lı  Şeyh İsa (1447-1530) bire bir öğrenmenin örneklerindendir.

                İnsanların öğrenme arzularının artması zamanla örgütlü öğretim(okullaşma) sistemine ge-çişi zorunlu kılmıştır. Ancak buna rağmen, insanların daha çok öğrenme isteği duyması, okul siste-mi dışında ücretle ders alma “özel ders” ihtiyacını ortaya çıkarmış, bu ihtiyaç giderek kurumsallaşarak “özel dershane”leri doğurmuştur.

                Özel dershaneler sadece ülkemizde değil, eğitim kademeleri arasındaki geçişlerde reka-bete dayalı sınav sistemleri olan başta Japonya, Güney Kore, Tayvan, Hong Kong ve Yunanistan ol-mak üzere pek çok ülkede faaliyet göstermektedir. Kuruluş amaçları, farklı olmakla birlikte ABD, Almanya, Portekiz, İngiltere, Fransa, İtalya, İrlanda, Güney Kıbrıs ve Kanada’da da özel ders ve mesleki eğitim veren farklı adlarla örgütlenmiş, özel öğretim kurumları olduğu bilinmektedir.

                Ülkemizde, 1960’lı yıllar öncesinde daha çok yetiştirme kursları olarak çalışan özel ders-haneler, 1965 yılında çıkarılan 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu (en son hali 5580 sayılı Ö.Ö.K.K.) ile Milli Eğitim Sistemimiz içindeki yerini almıştır. Önceleri daha çok tamamlayıcı öğre-tim yapan dershaneler, yıllar içinde sınavlara hazırlık kurslarına olan talebin artmasıyla bu alana yönelmiş ve özellikle 2000’li yıllarda oluşturulan zincir grubu dershanelerle, isim hakkı pazarla-macılığı sonrasında sayıları hızla artmıştır.

                Aşağıda SETA(Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı) ANALİZ’in Mart 2011 sayısında yayınladığı “ÖZEL DERSHANELER”in, öğrencilerinin ve öğretmenlerinin sayısal dağılı-mını gösteren tablo verilmiştir.

                TABLO 1. Özel Dershanelerin, öğrencilerinin ve öğretmenlerinin sayısal dağılımı

Öğretim Yılı         Dershane Sayısı  Öğrenci Sayısı     Öğretmen Sayısı

 

1995-1996              1.496                      379.463                  12.430
1996-1997              1.664                      432.714                  13.722
1997-1998              1.710                      433.847                  14.395
1998-1999              1.727                      484.229                  15.030
1999-2000              1.808                      500.464                  17.073
2000-2001              1.864                      523.244                  18.175
2001-2002              2.002                      588.637                  20.112
2002-2003              2.122                      606.522                  19.881
2003-2004              2.568                      668.673                  23.730
2004-2005              2.984                      784.565                  30.537
2005-2006              3.570                      925.299                  41.031
2006-2007              3.985                      1.071.827               47.621
2007-2008              4.031                      1.122.861               48.855
2008-2009              4.262                      1.178.943               51.916
2009-2010              4.193                      1.174.860               50.432

KAYNAK : Dağlı (2006) ve MEB (2000-2009)

Tabloda da görüldüğü gibi yıllar bazında dershanelerin sayıları artarken, öğrenci ve çalışan öğret-men sayıları da artmıştır. Örneğin: 1985 yılında ÖZ-DE-BİR (Özel Dershaneler Birliği Derneği) kayıtlarına göre Türkiye’nin 149. Akhisar’ın ilk dershanesi olarak kurulan Özel Akhisar Merkez Dershanesi 1993 yılına kadar Akhisar’da tek başına faaliyet gösterirken,1995-1996 öğretim yılında dershane sayısı 3 e çıkmış,bugün ise 7 dershane faaliyet göstermektedir.Akhisar dershanelerinin de öğrenci,öğretmen ve yardımcı hizmet çalışanlarının sayıları ,  benzer şekilde artmış olup  dershanecilik önemli bir  istihdam alanı haline gelmiştir.Örneğin:Özel Akhisar Merkez Dershanesinde çalışan 44 öğretmenden 22 tanesi eski öğrencilerimizdendir.

                Dershaneler hakkında yapılan en yoğun eleştiri, parası olanların hizmet alabildiği kurumlar olarak tanıtılmaları ve böylece eğitimde fırsat eşitliğini bozduğu, iddiasıdır. Bu iddia sayın Başbakanın son demecinde dillendirdiği gibi dershanecileri haksız kazanç elde eden sömürücüler olarak göstermesine kadar varmıştır. Oysa dershaneler öğrenci sayılarının en az %3’ünü (2 sene önce %5’i idi.) ücretsiz okutma sorumluluğu olan kurumlardır. Bu oran Merkez Dershanesi gibi  yerel dershanelerde çok  daha yukarılara çıkmaktadır. Bu yerel dershanelerin sosyal sorumluluğunun da bir gereğidir.Ücretsiz okuma hakkı kazanan öğrenciler her yılın Ekim ayında İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirilir.Ekim ayı sonrasında ücretsiz okutmak üzere kaydı yapılan başarılı ve fakir( Sarılar Köyünden) bir öğrencinin kayıt kartonuna bakan bir müfettişin bu duruma karşı çıkıp “Devletin KDV’ sini kaçırıyorsunuz” diyerek dershaneyi suçladığını hatırlıyorum.

                Aşağıda yine SETA ANALİZ’in aynı sayısında yayınlanan, 2002 yılında üniversiteler arası sınava giren 1,5 milyon öğrenciden rastgele seçilen 120 bin öğrenci üzerinde yapılan anketin so-nuçları görülmektedir.  120 bin öğrenciden 53.240’ı (%44,37) dershanelere devam ettiğini belirt-miştir.

 

TABLO 2 : Özel Dershaneye giden öğrencilerin ailelerinin gelir düzeyine göre dağılımı

 

                                                   Dershaneye gitmeyen     Dershaneye giden                  Gidenler

Gelir Düzeyi        Öğrenci                    Yüzde          Sayı              Yüzde     Sayı           İçindeki Yüzde

 

250TL'den az         46.533        68.54            31.894           31.46       14.639          27.50

250-500TL arası     47.314        53.1              25.124           46.9         22.190          41.68

500-750TL arası     14.333        38.37            5.500             61.63       8.833            16.59

750-1000TL arası   5.671          30.56            1.733             69.44       3.938            7.40

1000-1500TL arası 2.175          28.46            619                71.54       1.556            2.92

1500-2000TL arası 967             28.65            277                71.35       690               1.30

2000TL'den fazla   1.114          24.33            271                75.67       843               1.58

Cevapsız                1.893          70.95            1.343             29.05       550               1.03

 

TOPLAM              120.000      55.63            66.760           44.37       53.240          100.00                              

           

KAYNAK : Tansel ve Bircan (2005)

 

Tabloda görüldüğü üzere alt gelir grubu (750 TL ve altı) ailelerin çocukları dershanelere giden  öğrencilerin %85’ini oluşturmaktadır. Üst gelir grubunda olan aileler çocuklarının eğitimi için çok daha fazla para harcayarak, çok daha farklı yöntemler uygulamaktadır. Bu durum Akhi-sar’ımız için de geçerlidir. Bugün bir saat özel dersin fiyatının 50 TL.  altında olmadığını özel ders aldıran her veli bilmektedir.Oysa dershanelerde yaklaşık 600 saatlik üniversite hazırlık kursunun fiyatı ortalama  2500 TL.  bulmamakta yani yaklaşık bir ders saati verilen yayınlar dahil 4 TL. civarında olmaktadır. Bunun neresi sömürücülüktür ?

                Görüldüğü gibi dershaneler eğitimde fırsat eşitliğini bozan değil, fırsat eşitliği sağlayan kurumlardır.

          Dershanelerin kapatılması durumunda bu kurumlarda çalışanların mağduriyeti bir yana, bundan en çok zarar görecek olan, çocuğunun daha başarılı olması için uğraşan veliler olacaktır. Çünkü, 2012 tercih kılavuzu verilerine göre 8.000 kontenjanı olan Tıp Fakültelerini 230.000; 10.000 kontenjanı olan Hukuk Fakültelerini ise 260.000 öğrenci tercih etmiştir.

               

Bu yazı toplam 2208 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
REKLAM ALANI
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Kuzey Ege Kurs
  • Kuzey Ege Kurs
1/20
Başlangıç Tarihi
Başlangıç Tarihi
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.