Bakırlıoğlu; Madencilik tahsisleri, orman yağmasına döndü
Haber Merkezi
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Muğla-Milas halkının Akbelen Ormanları için verdiği mücadele gündemde. Sorun sadece Akbelen Ormanlarında değil tabii, ülkenin dört bir yanı madencilik faaliyetleri için tahsis edilen ve yok edilen ormanlarla dolu. Ülkemizde ormansızlaşmanın en önemli nedenlerinin başında yangınlar, endüstriyel üretim, yapılaşma ve madencilik faaliyetlerine yapılan tahsisler gelmektedir. Özellikle madencilik faaliyetleri için yapılan tahsisler ormanlarımızı yok etmekte ve geri dönülmez hasarlar bırakmaktadır. Madencilik faaliyetleri ülkenin yer üstü ve yer altı kaynaklarında ciddi tahribatlara yol açmakta ve ekolojinin bozulmasına sebep olmaktadır. Bunlar göz önündeyken Akbelen Ormanları Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerine kömür temini için feda ediliyor. Santrallerin maden arama ruhsatının 23 bin 307 hektar büyüklüğünde olduğu ve söz konusu alanın sadece 78 hektarlık kısmında arama yapıldığı bildirildi. Bu 78 hektar alan Akbelen ormanları. Kalan ruhsat alanının ne kadarı orman alanı henüz bilinmiyor. Onlara göre ruhsat sahası içinde başka orman alanı yok. Aslında Muğla bölgesinin orman varlığı açısından en zengin bölgelerden birisi olduğu düşünüldüğünde yok edilecek orman alanı daha fazla aslında.
AKP Döneminde Orman Tahsisleri Yüzde 170 Arttı
Maalesef ormanları korumakla görevli Orman Genel Müdürlüğü kanunla, yönetmelikle kendilerine görevlerini yapmadığı için ormanlarımız talan edildi, yok edildi. OGM verilerine göre 2020 yılı sonu itibariyle orman sayılan alanlarda maden, toprak dolgu, enerji ve diğer izinler, turistik tesis ve tahsis başta olmak üzere 89.766 adet izin verilmiş ve bu alanlar 738.433 hektara ulaşmıştır. 2003- 2015 yılları arasındaki 13 yıllık AKP hükümetleri dönemiyle, 1989-2001 öncesi 13 yıllık dönem karşılaştırıldığında; Maden tahsis sayısının ortalama 1.087’den, %143’lük artışla 2.483’e yükseldiği,Önceki dönemde yılda ortalama 2.483 ha orman alanı madencilik faaliyetleri için tahsis edilmişken, AKP döneminde %170 artarak 6.699 hektara çıktığı bilim insanlarınca dile getirilmişti.
Maden Alanlarında Rehabilitasyon Yapılmıyor
Madencilik sektörüne tahsis sayılarında yıllar içindeki artış orman varlığımızı tehdit eder niteliğe bürünmüştür. Bu noktada OGM’nin Sayıştay raporlarına yansıyan denetim yetersizliği tehlikeyi daha da büyütmektedir. Sayıştay raporlarında tahsis konusunda OGM’nin “kamu yararı” kavramını gözetmeden hemen her projeye olur verdiği belirtilmektedir. Ayrıca ormanlık alanlardaki maden izin sahalarında etkin denetim yürütülmediğine işaret eden Sayıştay, Orman Genel Müdürlüğü denetim raporunda, 649 maden izin sahasının 152’sinde izinsiz yapılar ve izin amacı dışında kullanımlar tespit etmiştir. Benzer durum rehabilitasyon çalışmalarında da göze çarpmaktadır. Maden işletmelerinin faaliyetlerinin bitmesi sonrası, rehabilitasyon çalışmalarını yapmadan sahayı terk ettikleri Sayıştay’ın raporlarına da yansımış durumdadır. İzinler veriliyor, taahhütler alınıyor, ağaçlar bir bir kesiliyor, ormanlar yok ediliyor fakat iş rehabilitasyona ağaç dikmeye gelince ortada kimse yok. Maden firmaları işleri bitine bölgeyi terk ediyor fakat taahhüt ettikleri ve yapmaları gereken rehabilitasyon çalışmaları için bir tane bile ağaç dikmiyorlar.
İklim Krizi İle Mücadelede En Önemli Araç Ormanlar
Türkiye de diğer ülkeler gibi iklim krizinin etkisi altındadır. Meclis’te kurulan ve üyesi olarak çalışmalarına katıldığım “İklim Değişikliği, Kuraklık Krizi ve Su Kaynaklarının Verimli Kullanılması Araştırma Komisyonu” raporunda ve yazdığımız CHP muhalefet şerhinde konu en ince ayrıntısına kadar irdelendi. İklim krizinin en önemli neden sera gazı salınımı, bunu aşmak için en önemli araçlar kuşkusuz ormanlar. Çünkü yutak alanlar, karbondioksiti atmosferden yutarak depolayan tabii veya insan yapımı sistemler olup bunların içerisinde en yaygın karasal yutak alanlar ormanlardır.
Termik Santraller Ömrünü Tamamladı
Dünya kömürle elektrik üretiminde vazgeçerken biz hala kömürlü termik santraller kuruyoruz. Dünya genelinde 2021 yılında kapanma tarihi belirlenen kömür santralı sayısı 750’ye çıktı. Ama Türkiye bu konuda hiçbir adım atmadı. Hala termik santraller kuruluyor, bu santraller kömür temin edecek maden alanları için orman alanları tahsis ediliyor. Ülkemizde üretilen linyit kömürünün yarısı termik santrallerde kullanılıyor. Bunun yanında aş kömürü ve ithal kömürle çalışna santralllerde var. Akbelen Ormanlarında olduğu gibi kömür madenciliği içinde ormanları yok ediyoruz. Kimin için yapılıyor tüm bunlar “Beşli Çete” ve maalesef bu çete AKP iktidarının varlık nedeni haline geldiler.
Çözüm Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Türkiye imza koyduğu uluslararası anlaşmalardaki yükümlülüklerini yerine getirmeli ve kömürlü termik santrallerden zaman içerisinde vazgeçmelidir.
