• BIST 9942.91
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • Manisa 26 °C
  • İzmir 24 °C
  • Bayan Eleman Aranıyor
  • Akhisar Enza Home Sevkiyat Personeli Aranıyor
  • Halikarnass Restaurant’ta Cuma ve Cumartesi canlı müzik keyfi
  • Ön Muhasebe Personeli Aranıyor
  • Karabulut Şirketler Grubundan Duyurulur
  • Köfteci Ramiz İçin Denetim Elemanı Aranıyor
  • 5 Mayıs’ta Yenileme Eğitim Dönemi Başlıyor
  • Bay ve Bayan Beden İşçileri Aranıyor
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Menderes Asılınca Hıçkırarak Ağladım

Okunma Sayısı: 3779
Menderes Asılınca Hıçkırarak Ağladım
Milli Birlik Komitesi'nin yaşayan son üyesi Ahmet Er: Bizim asıl niyetimiz Menderes ve arkadaşlarını İsviçre'ye göndermekti. 23'ler grubunu tasfiye etseydik onlar da Yassıada'yı havaya uçuracaktı

Menderes Asılınca Hıçkırarak Ağladım
Haber Merkezi

Milli Birlik Komitesi'nin yaşayan son üyesi Ahmet Er: Bizim asıl niyetimiz Menderes ve arkadaşlarını İsviçre'ye göndermekti. 23'ler grubunu tasfiye etseydik onlar da Yassıada'yı havaya uçuracaktı

Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) görev yapan çeşitli rütbelerdeki 37 asker, 27 Mayıs 1960'da Demokrat Parti Hükümeti'ne darbe  yaparak iktidarı ele geçirdi. Milli Birlik Komitesi adlı cuntanın içinde Albay Alparslan Türkeş önderliğinde 14'ler adı verilen bir grup vardı. Yüzbaşı Ahmet Er de bu grubun üyesiydi. 27 Mayıs'ta İstanbul radyosunu ele geçirme görevi verilen Er, darbeden birkaç ay sonra 13 arkadaşı ile birlikte yurtdışına sürgüne gönderildi. 2 yıl sonra, müşavir olarak görev yaptığı Libya'dan dönerek siyasete atıldı. Siyasette istediği çıkışı yakalayamadı ve 15 yıl önce memleketi Akhisar'a geri döndü. Bugün hayatta olan Milli Birlik Komitesi'nin tek üyesi 87 yaşındaki Ahmet Er, 54'üncü yıldönümünde 27 Mayıs darbesinin hiç bilinmeyenlerini SABAH'a anlattı, "Yassıada'yı bombalayacaklardı. Gözleri bu kadar kararmıştı. CHP de cuntayla hareket etti" dedi. 

'BENİM GÖREVİM RADYOYU ELE GEÇİRMEKTİ' 
Milli Birlik Komitesi üyesi olmanıza rağmen idamlara karşıydınız. Darbeden önce Menderes'i uyarma imkânınız oldu mu? 
İhtilalden evvel Vecihi Öğütçüoğlu isimli bir arkadaşımızı Menderes'e gönderip durumu izah ettik. Türkeş de Isparta milletvekili ile görüştü. İktidarın darbeyi önleme gücü yoktu. Biz komiteden çekilseydik çoğunluğu CHP'li olan diğer üyeler rahat hareket edecekti. Elimizden geldiği kadar az kan dökülmesi için çalıştık. 

Adnan Menderes ve arkadaşları için sizin planınız neydi? 
Bizim niyetimiz İsviçre'ye göndermekti. Pasaportları da hazırlanıyordu. Maaşları da verilecekti. Sükûnet sağlanınca tekrar Türkiye'ye davet edecektik. Yargılamak, ceza vermek asla aklımızdan geçmiyordu. 14'lerin dışındaki arkadaşlar bunun haberini almışlar. "Bunlar düşükleri Avrupa'ya kaçırıyorlar" şeklinde gündeme getirdiler. 

HEPSİNİ KURŞUNA DİZELİM GİTSİN! 
Darbenin tahmin ettiğinizden daha kanlı olacağını ne zaman anladınız? 
Darbenin ilk günlerinde radyoda millete bir mesaj vermemiz gerekiyor. Milli Birlik Komitesi 2 kişi seçti. Biri Albay Mithat Ceylan diğeri de ben. Ben Türk milletini Mevlana'nın aşk sofrasına, Yunus Emre'nin sevgi bahçesine davet ettim. "TSK milletin yarısına dost yarısına düşman olamaz" dedim. Komite üyeleri tarafından bu konuşma fazla yumuşak bulundu. Albay Mithat Ceylan'ın, Menderes ve siyaset arkadaşları hakkında akılalmaz iddialar ve suçlamalar içeren konuşması okundu. Türkeş, ben ve birkaç arkadaşımız boynu bükük kaldık orda. Çünkü bu korkunç metnin radyoda yayımlanmasını engelleyememiştik. O gün ne kadar acımasız olduklarını anladım. 

İdamları duyunca ne hissettiniz? 
Türkeş hepimizin adına Hindistan'dan Cemal Gürsel'e mektup yazdı. İdamlara karşı olduklarını açıkladı ama idamları durduramadı. Menderes'in asıldığını radyodan öğrendim. Eşimle beraber hıçkıra hıçkıra ağladım. 

İdamları engelleyemez miydiniz ? 
Milli Birlik Komitesi üyesi bir general toplantıda söz aldı ve Menderes ile arkadaşlarını kastederek "Bana yetki verin bunların hepsini kurşuna dizeyim gitsin" dedi. Tuttum yakasından "Paşam siz çıldırdınız mı, suçlu suçsuz ayırmadan kurşuna dizmek?" diyerek tepki gösterdim. O kadar gözleri kararmıştı. 

ORDUDA BİRÇOK SUBAYIN CHP İLE BAĞLANTISI VARDI
CHP ve İnönü'nün 27 Mayıs darbesi ve idamlarla olan ilişkisi hep tartışılır. Siz böyle bir bağlantıya şahit oldunuz mu? 
Ordu içindeki birçok subay İnönü ile irtibatlıydı. Darbeden sonra bazı Milli Birlik Komitesi üyeleri ile Afet İnan'ın evinde İnönü ile toplantı yapmışlar. "Bize iktidarı verin sizi senatör yapalım" pazarlığı olmuş. Tabii daha sonra onlar senatör oldular. 

27 Mayıs darbesinden sonra tasfiye edildiniz. Peki siz onları tasfiye etmeyi düşündünüz mü? 
Elimizden gelseydi biz 23'leri tasfiye edecektik. Eğer başarsaydık mahkemeleri kapatıp Demokrat Partilileri serbest bırakacaktık. Biz onları tasfiye etseydik Yassıada'nın altına patlayıcı yerleştirmişlerdi. İçindekilerle birlikte havaya uçuracaklardı. Yassıada'nın güvenliğinden sorumlu Remzi Oral bu planı yıllar sonra anlattı. 

14'ler nasıl sürgüne gönderildi? 
1960 yılının kasım ayında bir gece evimizi bastılar. Cemal Gürsel "Milli Birlik Komitesi'ni lağvettim" demiş. 14 kişinin gözaltına alınması emri verilmiş. Türkeş'i Hindistan'a beni de Libya'ya gönderdiler. Orada elçilikte müşavir olarak görev yaptım. 2 yıl orada kaldım. 

SİYASET DIŞI GÜÇLER BÖYLE MÜDAHALE EDEMEZ...
27 Mayıs 1960 gecesi ne yaptınız? Darbede göreviniz neydi? 
Görev bölümünü Binbaşı Ahmet Yıldız yapıyordu. Bana İstanbul Radyoevi'ni ele geçirmek görevi verildi. Ankara Radyosu'ndan Türkeş'in Türk Milleti'ne yaptığı açıklama yayımlanmaya başladığında görevim tamamlanmıştı. Birliğime döndüm. 

Bugün darbeler hakkında ne düşünüyorsunuz? 
Diyelim ki bugün 550 milletvekili var ve hepsi darbeye karşı. Ben 550 milyon kez darbeye karşıyım. Darbeler çözüm değildir. 12 Mart'a da, 12 Eylül'e de, 28 Şubat'a da karşıyım. 28 Şubat'a da dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'ya mektup yazdım ve halkın değerleri ile barışmaları konusunda kendisini uyardım. Son olarak 17 Aralık operasyonu ve cemaat-AK Parti kavgası için de şunu söyleyeyim. Siyaset dışı güçler siyasete bu şekilde müdahale edemez. Darbelere karşı olduğum gibi ben bu çatışmada da elbette sivil siyaseti ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ı destekliyorum.

  • Yorumlar 0
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
REKLAM ALANI
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Kuzey Ege Kurs
  • Kuzey Ege Kurs
1/20
Başlangıç Tarihi
Başlangıç Tarihi
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.