• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • Manisa 25 °C
  • İzmir 24 °C
  • Bayan Eleman Aranıyor
  • Akhisar Enza Home Sevkiyat Personeli Aranıyor
  • Halikarnass Restaurant’ta Cuma ve Cumartesi canlı müzik keyfi
  • Ön Muhasebe Personeli Aranıyor
  • Karabulut Şirketler Grubundan Duyurulur
  • Köfteci Ramiz İçin Denetim Elemanı Aranıyor
  • 5 Mayıs’ta Yenileme Eğitim Dönemi Başlıyor
  • Bay ve Bayan Beden İşçileri Aranıyor
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Zeytinyağında Akhisar Ayvalık Rekabeti

Mahmut Tolon

Zeytinyağında Akhisar Ayvalık Rekabeti

Şimdi şarap tadımları falan bir sektör olarak gelişmekte, bir genç  hekimlik yanısıra “şarap ekisperi” de çıkıp bir laf etmiş, cesaretine hayran oldum. “Uzaya giden dörtyüz kadar astranot var, halbuki şarap tadına bakma sanatında 160 kadar dünya çapında ekisper var” türünden. Breh, breh! Biraz şöylesine karikatürüze edilebilir: Nobel ödülünü şimdiye kadar alan binlerce insan var halbuki bizim köyde bir tek imam var! Bahçelerde kereviz, gel bize bazı bazı.

Şarabı ben Almanya’da öğrenci iken tanıdım. Fransa’da bisikletle yaklaşık ikibin km yol katederken Şampanya bölgesinden, Burgundiye  dolaştım. Ren nehri Mosel, Neckar ve Lahn boyunca yılda bin km mertebesinde birkaç yıl kürek çektim. Epey şarapevi  gezdim.  Öğrenci iken haftada bir kaç kez şarap, bira falan  içerdim. Sonra şaraba allerjim oluştu, hele hele Cabarnet türü üzüm hiç içemiyorum. Alkolden epey uzaklaştım.

Ege’ye taşınınca alkol tüketimim yüzde yüz arttı. Eskiden yarım büyük rakı içerken şimdi bir büyük  (0.7) litre tüketiyorum. Yılda.

Şarapta ve Zeytinyağı  için bedelli  tadım sanatını geliştirecek kurslar var. Çiftçi olarak ben üç  kriter bilirim : beğendim, beğenmedim, eh. Eh, yani  yenilabl veya içilabl anlamında.

Esas eğitimi Necdet Azak’tan aldım. İsmi artık basında pek geçmiyor, bu günkü “şarap uzmanları”  rütbeleme sırasında, ama belki bir iki satır yazmakta fayda var. 

  Necdet Azak

Necdet Amca Sorbonne da öğrenim görmüştü sonra Çaykurda çalıştı, 1960 darbesi olduğunda DP  milletvekili idi,.Sigara falan içmezdi. Babam kadim dostu idi. Necdet Amca pişirir, babam da yerdi.  Bir nevi simbiyoz yani. Biraz benim Artun Ünsal ile dostluğum gibi “çıkar” ilişkisi, ama Artun dostum Türkiye’nin en iyi aşçılarının  hanımlar olduğunu söyler, Beyhan Ünsal’ın çok yemeğini yiyemedim.  İstanbul’da, Emirgan  Mest Lokantasında pişiriyor. Bir kez yediğim Palamut plakisi enfes idi. Onlar İstanbul’da ben Urla’da, kader utansın. 

 Darbe olduğunda Necdet Azak ta, babam da   yurtdışında idiler.  Babam “saklayacak bir şeyim yok”         dedi döndü. Elleri arkadan kelepçeli iken bazı necip Harbiye öğrencileri dipçiklerle “hoşgeldin “deyip “Yassıada’ya tıktılar”.  Necdet Amca daha gerçekçi davrandı.  Beş parasız yurtdışında kalmayı daha akıllıca buldu ve geçinmek için bir Fransız şirketinde  şarap tadına bakıcı  (Degustatör) olarak çalıştı. Doğru anımsıyorsam birkaç yıl sonra Unesco  onu iş hukuku ve sendikacılık konusunda  Çombe’ye danışman  olarak  Kongo’ya yolladı.  Sigara içmezdi doğal olarak. İstanbul’da Yanında hep içi porselen küçük bir gümüş kutuda pili pili biberi taşırdı, lokantada yemek yerken gerekirse diye.

DP Milletvekillerine emekli maaşı bağlanınca memleketi İstanbul’a döndü, Feneryolu’nda bir apartmanın giriş katındaki  dairesinde  öldü.  Allah gani gani rahmet eylesin. Evinin bir odası laboratuvar gibi idi. Çeşit mutfak cihazı tüm dünyadan toplanmış. Hangi zeytinyağını hangi bakkaldan alacağını, hangi peynirin nerede yapıldığı ve satıldığını bilirdi.  Yaptığı basit bir dere otlu domates salatası ve az zeytinyağı, basit bir omlet, gerçekten enfes olurdu.  Aside (bamya yemeği) nedir ondan öğrendim. Hala el yazısı –   Arapça harflerle Osmanlıca  yazılmış yemek tarifleri içeren defterlerinin modern Türkçe’de yayınlanmadıklarına yanarım.  Tam bir gurme idi. Ben üstünüze afiyet, olsam olsam gurman olabilirim yani yemeği “götüren” türünden tüketici.

Fransa’nın Burgundi ile Şampanya bölgeleri arasında  sürekli bir rekabet vardır. Kral  14. Louis hekim tavsiyesi ile Burgundi şarabına rağbet edince, Şampanya bölgesi kısmen tüketimi arttırmak üzere köpüklü şarabı geliştirmiş.. Zeytinyağında da Akhisar ve Ayvalık arasında bir rekabet var. Yoğun lobi var, Edremit , Ayvalık lehine, kim ne derse desin,  netice itibariyle siz  damağınızla karar vereceksiniz. Üç kriteri bildikten sonra kolay. Şaraplık üzümde  takdire şayan Mermerci ve Öngör yatırımlarının da Akhisara ne denli örnek olacağını ve ne katacağını önümüzdeki onyıllarda göreceğiz.

Bu yazı toplam 2027 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
REKLAM ALANI
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Kuzey Ege Kurs
  • Kuzey Ege Kurs
1/20
Başlangıç Tarihi
Başlangıç Tarihi
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.