Neme lazım
Osmanlı Devleti’nin 1520-1566 yılları arasında 46 yıl yöneten Kanuni Sultan Süleyman (1494-1566) döneminin en geniş topraklarına , en zengin hazineye , en güçlü ordulara sahip olan devletinin akıbetini merak eder. Günün birinde Osmanlı İmparatorluğu’nda zayıflamaya yüz tutar, devlet çöker, yıkılır mı? Bu soru Kanuni’nin kafasını meşgul eder. Bu gibi soruları çoğunlukla süt kardeşi meşhur Alim Yahya Efendi’ye sorduğundan bu soruyu da O’na sormaya karar vererek bir mektup yazıp gönderir.Mektubunda “Kerem eyle de bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğullarının akıbeti nasıl olur? Bir gün olur da izmihlale uğrar mı?” diye yazar. Yahya Efendi cevabı mektubunda sadece “ Neme lazım be sultanım” der. Bu cevabı okuyan Kanuni buna bir anlam veremez. Yahya Efendi gibi bir alimin böyle bir soruya böylesine basit bir cevap vermemesi gerektiğini, Yahya Efendi’nin bu cevapla mutlaka bir ders vermek istediğini düşünür. Ancak işin içinden çıkamaz. Kalkar, Yahya Efendi’nin Beşiktaş’taki dergahına gider. Yahya Efendi’ye birazda sitem ederek
-Ağabey ne olur sorumu ciddiye al, bizi geçiştirme.
-Sultanım sizin sorunuzu ciddiye almamak olur mu? Ben sorunuzun üzerinde iyice düşündüm. Bu konuda ki görüşümü de açıkça arz ettim.
-İyi ama ben bu cevaptan bir şey anlamadım. Neme lazım sultanım demişsiniz. Sanki bana böyle şeylere karışma, kafanı böyle şeylerle karıştırma der gibi bir anlam çıkarıyorum. Oysa ben bu devletin geleceğini düşünmek zorundayım. Doğabilecek olumsuzluklara karşı önceden tedbirler almalıyım.
- Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa,haksızlık gerçek olsa, adalet ortadan kalksa bunu görenler neme lazım deyip görmezden gelirse,koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bunu bilenler bunu söylemeyip sussa, fakirlerin, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa da bunu taş duvarlardan başkası duymasa işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın güveni sarsılır, devlete olan inancı yıkılır. Yasalara duyduğu itaat etme hissi zayıflar. Halkta devlete saygı azalır. İşte o zaman çöküş başlar, yıkım gerçekleşir.
Ne dersiniz? Affetmeyecek miyiz? Sorgulamayacak mıyız? Neme lazım mı olacağız? Ortak sorunlarımıza karşı ortak akılda mı buluşacağız yoksa aklımızı kiraya verip, aklımızla oynayanları oyunlarına alet mi olacağız? Ne dersiniz?