Millet-Zillet-İllet
Aşağıdaki bilgileri İlhan Ayverdi’nin “Kubbe Altı Lugatı – Misalli Büyük Türkçe Sözlük” adlı eserinden aldım. İlhan Ayverdi eserinin takdim bölümünde “Bu sözlüğe ne kadar çileli, ne derece zor bir iş olduğunu bilmeden otuz sene kadar önce başlanmıştı. Bu çetinden çetin işe dilimizin maruz kaldığı içler acısı maceraya karşı elini kolunu bağlayarak oturulamayacağı için kalkışmış ve kendimizi birden bire omuzlarımızı çatırdatacak bir yükün altında buluvermiştik” diyor. Yani bilgileri aldığım kaynak otuz yıllık bir çalışmanın ürünü. Yaptığı tanımlamalar, ortaya koyduğu açıklamalar ve verdiği örnekler o sözcüğü en doğru biçimde kavramamıza yardımcı oluyor. Evet, işte budur dedirtiyor. Kafalarda soru işareti bırakmıyor.
Yazımıza konu başlığı olarak koyduğumuz Millet, Zillet, İllet sözcüklerinin anlamlarını işte bu sözlükten olduğu gibi alıyorum.
MİLLET: ( Ar. millet”din, şeriat, mezhep; topluluk.”) (Kelime XX.yüzyıl başlarından itibaren Fr.nation karşılığı olarak kullanılmış ve ilk dört anlamı Türkçede ortaya çıkmıştır.)
1-Genellikle aynı topraklar üzerinde yaşayan, aynı soydan gelen ve aralarında dil, din, tarih, sanat, töre, dünya görüşü ve ülkü birliği bulunan insanlar topluluğu, ulus: “O gayret milletin kanında var.” (Namık Kemal) “ Türkler dünyanın en cesur, en asil, en kavi bir milleti idi.” ( Ömer Seyfettin) “Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal / Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal.” (Mehmet Akif) 2- Demokrasiyle yönetilen bir ülkedeki insanların bütünü olarak kabul edilen ve hakimiyetin gerçek sahibi olan hukuki varlık. “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.” (Mustafa Kemal Atatürk) 3- (İsim tamlamasının ikinci ögesi olarak) Düşünce, sanat, menfaat, cins, meslek vb. yönlerden ortak vasıflara, benzer özelliklere sahip topluluk (Küçümseme anlamı ifade eder): “Erkek Milleti .” “ Gazeteci Milleti.” “ Kadın Milleti.” “Esnaf Milleti.” “Hızlı geç kalabalık caddeden / Şoför milletine güven olmaz.” (Cahit S.Tarancı) 4- Bir yerde toplanan veya bir yerde bulunan kimselerin tamamı, herkes, kalabalık, ahali.
ZİLLET: (Ar. zillet ) 1-Aşağı olma, hakirlik, horluk: “Her bir nebi, her bir veli zilletle erdi menzile / Mısri’ye söğsün şol ağız Allah demek bilmez ola.” (Niyazi –i Mısri ) “Bir hasta çocuk zilletiyle bu genç kıza baş eğiyordum.”(Reşat N.Güntekin) 2- Şerefsizlik: “Muhsin Çelebi her türlü zilleti hazmederek ikbal tepelerine tırmanan (….) harislerden (….) nefret ederdi.” (Ömer Seyfettin) “Ne zillettir ki nakus inlesin beyninde Osman’ın.” (Mehmet Akif)
İLLET: (Ar.illet) 1- Hastalık: “Efsus ki bu illetin bir devası yok.”(Ali C.Yöntem) “Her nefeste ciğerlerimize illet doluyor.”(Refik H.Karay) “Amcama bir illet arız oldu” (Reşat N.Güntekin) 2- Sakatlık 3- Bir şeyin var olmasını sağlayan sebep: “Feleği aksine döndürdü zuhurun filhal/ Komadı illet-ü esbaba yer ile medhal.”(Naili) “Yahut uğursuzluğun illeti olduğuna dair ne hissi, ne akli, ne de işitilmiş bir delil yoktur.” (Katip Çelebi) 4-(İsim tamlamasının ikinci ögesi olarak ) Hastalık derecesindeki alışkanlık. “Konuşma İlleti” “Dedikodu İlleti” “Herkeste bir tavsiye İlleti.” ( Peyami Safa ) 5- Teklifsiz, bozukluk, arıza. 6- mec. İnsanı kızdıran, sinirlendiren, kimse veya şey: “Ne illet çocuk.” “İşte hülyalarımın canlı yerindeyken of / Nüksedip karşıma çıkmaz mı o illet Moskof” ( Mehmet Akif ) 7- fels. Sebep, neden. Fr.Cause: “Zira bir şey kendisinin müessiri, illet-i vücudu olamaz.”( Ömer N.Bilmen) “Allah’ın zatının illeti olmadığı gibi, sıfatlarının da illeti yoktur.”( Taarruf Terc.)
İlkçağ filozoflarından Aristoteles “ Doğru bilgi, doğru eyleme götürür.” diyor. Ortaya koyacağımız eylemin doğru olabilmesi için öncelikle bilginin doğru olması gerekir. Bu nedenle insanlar arasındaki iletişimin aracı olan dilin sözcüklerinin doğru kullanılması zorunludur. Doğru kullanılmayan sözcüklerle kurulmaya çalışılan iletişim, anlam kargaşasına sebep olur ki bu iletişim kurmak değil, gürültü yapmaktır. Bak Mevlana Celallettin-i Rumi ne diyor:
“Sesini değil, sözünü yükselt!
“Yağmurlardır yaprakları büyüten, gök gürültüsü değil.”