• BIST 8876.22
  • Altın 2877.277
  • Dolar 34.2018
  • Euro 37.5403
  • Manisa 25 °C
  • İzmir 24 °C
  • Erkek Şoför Aranıyor
  • Emekli Gece Bekçisi Aranıyor
  • Ön Saha (Pompacı) Aranıyor
  • İngilizce Konuşma Kulübü Dersleri 12 Ekimde Başlıyor
  • Gençlerimizin ‘Günaydın Çorbası’ Bizden!
  • Hızlı Okuma ve Anlama Kursu Deniz Kurs Merkezinde
  • Muhasebe Departmanı Aranıyor
  • Bay Eleman Aranıyor
  • Bay Bayan Vasıfsız İşçi Aranıyor
  • Bayan Eleman Aranıyor
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Çimen Göstergesi

Mahmut Tolon

Suyumuz azalıyor. Bunu artık yavaş yavaş hepimiz anladık. Acaba  bu anladığımızı uyguluyor muyuz? Yoksa okuduğumuz ve yaşadığımız farklı farklı mı oluyor? Anlayınca uygulamakta zorlanıyor muyuz? 

Her hasat edilen iki patatesten, yeşil salatadan biri suyu bol olan Almanya’da çöpü boyluyor.  Biz de özenti işte, ayni yolda hızla ilerlemeye çalışıyoruz. 

“Bahçemizde çimen var mı, yok mu”;  bu  soru ne denli anladığımızı ve uyguladığımızı  da kabak gibi ortaya çıkıveriyor. 

Urla’ya 14 yıl önce geldiğimde ektiğim çimenin yüzde 80’ ini bozdum,  büyük kısmını da zaten baştan makilik bıraktım ve sincaplarla beraber yaşayabiliyorum.  İlk başta, (Görmemişlik işte!) kendimi herhalde İngiltere’de falan sanıp bolca çimen ekmiştim.  Biçerken benzin harca, sulama için elektrik harca ve tabii değerli tatlı su ile yazın bu iklimde günde iki kez sula!  “Uff. . . ‘Bakımlı çimenim var’ diye de mutlu ol salak”  dedim, kendi kendime.  

Lavanta, biberiye, kekik ektim.  Haftada iki kez sulanınca bu yöre bitkileri gayet güzel yemyeşil ve ürün vererek bahçeyi güzelleştiriyor.  Hem de mis gibi kokuyor.  Şimdi lavantayı satıyorum bile.  Bu iklimde en güzel yeşil ise hiç su istemeyen makilik! 

Halbuki bir arsa aldığınız zaman gelen kepçeci veya peyzaj mimarı ilk iş size “Şu çalılığı bir temizleyelim” diyor. Kepçeci bir saat daha fazla çalışıyor, bahçıvan birkaç gün daha fazla ve siz saf ve bakir müstakbel ev sahibi elinizi derince cebinize atıyorsunuz.

Bahçeden çıkan ot ve dalları bir basit posa çukuru yaparak oraya atmak ve bir köşede torf elde etmek kolay. “Posa çukuru veya kompost yapmak” diye arayınca reçeteyi her yerde bulabiliyorsunuz. Tahta ile bir metreküp yeri  ayırın, dalları yaprakları orada istifleyin bir yıl sonra toprak alttan çıksın. Çöpü azaltmanın en kolayı ve eğlencelisi ise belki bahçeniz müsaitse birkaç tavuk sahibi olmak. Ama tıklayınca olmuyor, civciv alıp öğrenmek ve beklemek gerek, balık kılçığından sebze kabuklarına kadar her şeyi yiyorlar.

Kendi evinizin bahçesinde olan çimen budalalığı belediyelerde, sitelerde, havaalanlarında, parklarda çok daha büyük çapta uygulanıyor. Ve “Tatlı su, iklime uymayan özenti bir bitki örtüsü için harcanıyor” da, harcanıyor. Ege, Akdeniz ikliminde en güzeli makilik.  Maki varsa aman dokunma,  yoksa da makilik yap! Güzel anlayışını da iklime coğrafyaya uygun olarak geliştir bir zahmet. Doğaya kafa tutmak zaten haddimiz değil. Uyum sağlamak daha ucuz ve çevreci.  Geniş alanlarda çimenin bu iklimde  “çıt çıt” diye habire sulandığını görünce  vergi paralarımızın uçtuğunu düşünüyorum artık. Ey zeki ve bilge belediye başkanları; çok daha az su ile yeşil olan çeşit çeşit yer örtücü var. Tatlı suyu, benim kesemden hovardalık yaparak, harcama! Bir  dere “ıslah” ediliyor. Örneğin Urla’daki Tabaklar deresi. “Islah” deyince  Belediye, “sağını solunu derli toplu betonlaştırmak” olarak anlıyor. Kenarlarına da korkuluklar koyup bir de güzel boyayınca al sana ıslah!  Akan  tatlı su, su beton kanalda doğrudan denize akıyor.  Halbuki  küçük göletlerde  tatlı  suyu toprağın  emmesini  sağlamak gerek, denize akmasını değil.  Bu iklimde çimene özenti, hem pahalı hem gereksiz. Böyle ufak ufak bilince yönelik atışlarla kamuoyu oluşturacağımızı da umalım.

Bu yazı toplam 2608 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
REKLAM ALANI
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Kuzey Ege Kurs
  • Kuzey Ege Kurs
1/20
Başlangıç Tarihi
Başlangıç Tarihi
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.