• BIST 9915.62
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • Manisa 26 °C
  • İzmir 24 °C
  • Bayan Eleman Aranıyor
  • Akhisar Enza Home Sevkiyat Personeli Aranıyor
  • Halikarnass Restaurant’ta Cuma ve Cumartesi canlı müzik keyfi
  • Ön Muhasebe Personeli Aranıyor
  • Karabulut Şirketler Grubundan Duyurulur
  • Köfteci Ramiz İçin Denetim Elemanı Aranıyor
  • 5 Mayıs’ta Yenileme Eğitim Dönemi Başlıyor
  • Bay ve Bayan Beden İşçileri Aranıyor
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

“Soykırım” tartışmaları üzerine!

Levent Sevgi

“Soykırım” tartışmaları üzerine!

 

Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla

Tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir!

TC anayasası Madde 26

 

İfadenizde özgürsünüz ama ifade ettikten sonrasını garanti edemem!

İdi Amin (1925-2003)

Devrik Uganda Devlet Başkanı

 

 

Kendimi bildim bileli süregelen, arada alevlenen bir konu Soykırım!

Her 24 Nisan’da alevlenir ama bu yıl biraz farklı. ABD Başkanı Joe Biden resmi olarak 1915 Ermeni olayları için “Soykırımıdır” dedi. Neden şimdi? Ekonomik güçsüzlük mü, uluslararası yalnızlık mı? Konumuz bunlar değil. Soykırım olmuştur / olmamıştır tartışmaları da değil. Acıları depreştirmek, sorunları kaşımak, insanları huzursuz etmek hiç değil!

 

Konumuz, soykırım gibi son derece hassas, can acıtan bir konuda bile üzmeden, kırıp dökmeden nasıl konuşabileceğimizi göstermek. Terimler, tanımlar ve kavramlar açık ve net ise, ortak ve düzgün bir dil kullanılabiliyorsa, çok yönlü tezlerle, bilgi temelli ele alınabiliyorsa hemen her şeyin tartışılabileceğine vurgu yapmak!

 

Bilim, Teknoloji ve Toplum

İçeriğini oluşturduğum ve yıllardır DOĞUŞ, IŞIK ve OKAN Üniversitelerinde verdiğim bir dersin adı. Üniversite seçmeli. Öğrencilerle bilimi, bilimsel yöntemleri, bilim okur yazarlığını, etik ve ahlak tanımlarını, bazen yaşamımıza giren yeni bir teknolojinin sosyoekonomik etkilerini tartıştığımız bir ders. Sık sık da güncel bir olay üzerinde yoğunlaşarak sorun algılama, problem tanımlama, bilgi toplama, ilişkilendirme ve neden-sonuç ilişkisi üzerinde çözüm üretme yeteneklerimizi geliştirdiğimiz bir ders. Aynı zamanda yıllardır Dünyanın her yerinde vermekte olduğum bir konferansın da adı!

 

Ele aldığımız konulardan birisi de “soykırım”. Genelde konuyu tartışmadan önce kısa sınavlar yapar ve “1915 Ermeni olaylarıyla ilgili ne biliyorsunuz?”, “Sizce medyanın yaklaşımı nasıl?”, “Sizce soykırım olmuş mudur?gibi sorular veririm. Yanıtları topladıktan sonra da asıl soruyu sorarım: “Soykırım nedir, tanımını biliyor musunuz?”

 

Kulaktan dolma da olsa, medyanın kafa karıştırdığı da söylense her öğrencinin mutlaka söyleyecek bir sözü olurdu. Ne yazık ki, lehte / aleyhte konuşanların hemen hiçbiri Birleşmiş Milletler (BM) soykırım tanımını bilmezdi. Sadece öğrenciler değildi bu durumda olan! Yıllardır Soykırım konferansları veren ancak BM tanımını bilmeyen, daha kötüsü merak etmeyen Tarih Bölüm Başkanları gördüm ben!

 

Soykırım hukuki bir kavram. İlk kez, İkinci Dünya Savaşında (1933-1945) Nazilerin başta Yahudiler, komünistlere ve çingenelere karşı giriştiği toplu kırımlar için tanımlandı. Savaş sonrası 1946 yılında BM Genel Kurulu Soykırımın hukuksal tanımını yaptı ve1948’de Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına ilişkin Sözleşme onayladı. Türkiye'nin 1950'de imzalayarak taraf olduğu bu sözleşme 1951'de yürürlüğe girdi.

 

BM 1948 Soykırım Tanımı

Ulusal, etnik, ırksal, ya da dinsel bir gurubu bilerek ve sistematik biçimde tümüyle ya da kısmen yok etmek amacıyla girişilen şu eylemlerden biri ya da birkaçı soykırımdır:

  • Topluluk üyelerini öldürmek,
  • Topluluk üyelerinde ağır bedensel ya da zihinsel zararlara yol açmak,
  • Topluluk içinde doğumları engellemeye yönelik önlemler almak,
  • Topluluğa bağlı çocukları başka bir topluluk içinde yaşamaya zorlamak,
  • Topluluğa bütünüyle ya da kısmen yok olmasına yol açacak yaşam koşullarını kasıtlı olarak dayatmak.

 

Soykırımda zaman aşımı söz konusu değil! Yargılama ve hüküm verme ise yetkilendirilmiş ulusal ya da uluslararası mahkemelerin işi.

 

İsviçre – Perinçek Davası ve 2013 AİHM Kararı

Bugün Ermeni Soykırımını resmen tanıyan 32 ülke var: Almanya, Arjantin, Avusturya, Belçika, Bolivya, Brezilya, Bulgaristan, Kanada, Şili, Kıbrıs Rum Yönetimi, Çekya, Ermenistan, Fransa, Yunanistan, İtalya, Libya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Hollanda, Paraguay, Polonya, Portekiz, Rusya, Slovakya, İsveç, İsviçre, Suriye, Vatikan, Venezuela, Uruguay. Bu ülkelerin bir kısmında “Ermeni Soykırımı yoktur” demek suçtu, ta ki 2013 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına kadar!

 

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek 2005 yılında İsviçre’de verdiği bir konferansta, “Ermeni Soykırımı emperyalist bir yalandır” dedi. Bunun üzerine, bu ülkede yargılandı ve “ırkçı ayrımcılık” gerekçesiyle cezaya çarptırıldı. Perinçek konuyu AİHM’e taşıdı. AİHM 2. Dairesi, 17.12.2013 tarihli kararında İsviçre’yi haksız buldu. İsviçre itiraz etti. Dava AİHM Büyük Dairesine gitti. Sonunda AİHM Büyük Daire 15.10.2015 tarihli kararında 7’e karşı 10 oyla “Yetkili bir mahkeme kararı olmadığına vurgu yaparak soykırımı inkârın cezalandırılmasının ifade özgürlüğü ihlali olduğuna” hükmetti.

 

Sonuç:

Soykırım ancak yetkili mahkemelerin hüküm verebileceği hukuksal bir tanımdır. 1915 Soykırım tartışmalarının hukuksal ve tarihsel / sosyal olmak üzere iki boyutu var. AİHM 2015 Perinçek kararı ile konunun hukuksal boyutu kapandı denebilir. Ancak, tarihsel ve sosyal boyutta tartışmaların sürmesi ve farklı görüşlerin olması doğal. “Soykırım olmuştur” diyenler konunun hukuksal boyutunun kapandığını görmeli; karşı görüşte olanlar ise Perinçek davasının “ifade özgürlüğü kapsamında” sonuçlandırıldığını unutmamalıdır!

 

Akıl ve mantık, “komşu ülkeler, barış ve huzur içerisinde sıkı ekonomik, kültürel ve sportif işbirliği kurmalı” der. Bu Türkiye ve Ermenistan için de geçerli. Altı yüzyıla yakın üç kıtaya genişlemiş Osmanlı son 300 yılda geriler ve küçülürken büyük göçler, büyük acılar yaşandı. Hangimizin geçmişinde Balkanlardan, Kafkaslardan, Mezopotamya’dan göç etmemiş büyük babalar, büyük anneler yok ki? 1915’lerin ağır savaş koşulları altında karşılıklı acıların yaşandığı ortada.

 

Arşivler açılsın” demek çözüm olabilir mi? Aynı arşiv belgelerinden tamamen karşıt görüşler çıkmıyor mu, yazılar hatta kitaplar yazılmıyor mu? Tarihin belgelerle nesnel incelenebilmesi yeterli olabilir mi? Tarih bilimsel yöntemlerle ele alınabilir mi?

 

2015’te Çin’in eski başkenti Nanjing’de Katliam Müzesini gezdirmişlerdi akademisyen dostlarım. 13 Aralık 1937’de kenti ele geçiren Japon Ordusunun 2-3 hafta gibi kısa bir sürede öldürdüğü 300 Binden fazla sivil anısına yapılmış. Girişte şu yazıyordu: (Forgive but don’t forget) Affet ama unutma!

 

Yaşım 63, hemen her görüşten, düşünceden tanıdığım var. Soykırım gibi çok hassas bir konuda bile farklı düşünen 50 yıllık dostlarım var. Bunu doğal karşılıyorum, siz de öyle yapın. Çünkü biliyorum ki, bu ülkenin temel kavgası namuslularla namussuzlar arasında!

2021-05-02_23-59-43.png2021-05-02_23-59-52.png2021-05-03_00-00-00.png2021-05-03_00-00-09.png

Bu yazı toplam 947 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 2
    Yazarın Diğer Yazıları
    REKLAM ALANI
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Kuzey Ege Kurs
    • Kuzey Ege Kurs
    1/20
    Başlangıç Tarihi
    Başlangıç Tarihi
    Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.