• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • Manisa 16 °C
  • İzmir 19 °C
  • Ön Muhasebe Personeli Aranıyor
  • Karabulut Şirketler Grubundan Duyurulur
  • Köfteci Ramiz İçin Denetim Elemanı Aranıyor
  • 5 Mayıs’ta Yenileme Eğitim Dönemi Başlıyor
  • Bay ve Bayan Beden İşçileri Aranıyor
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Sıdan (sinan) dede ve Şeyh İsa Hazretleri

Orhan Yavuz Ejder

Sıdan (sinan) dede ve Şeyh İsa Hazretleri

Şeyh İsa Hazretleri karlı bir günde, kimseye haber vermeden evinde çıkıp bayıra gider. 

Sıdan dede adında çok sevdiği bir müezzini vardı. Sıdan dede öğlen namazı için ezen okudu camiye girince baktı ki şeyh İsa Hazretleri camide yok, biraz beklediler evinin yolunu gözetlediler baktılar ki gelen giden yok. Birkaç derviş evindeki hüceresine (oda) girdiler baktılar ki Şeyh İsa Hazretleri orada da yok, camiye dönerler Müezzin olan Sıdan dedeye şeyh hazretleri evinde yok.  Nereye gittiğini ev halkı ve dervişleri de bilmiyorlar malumatları da yok derler.  Sıdan dede öğlen namazını kıldırdıktan sonra yanına üç dervişi alarak etrafta Şeyh İsa Hazretlerini aramaya başlarlar, kar her tarafı kapatmış soğuk bir hava hâkim. Yolda bir oduncuyla karşılaşırlar, Şeyh Hazretlerini oduncudan sorarlar. Oduncu onlara Şeyh hazretlerini gördüğünü, Çorak dağına doğru yürüdüğünü yol kenarlarında bulduğu otları toplaya toplaya gittiğini söyler. 

Sıdan dede ve üç derviş dağa doğru giderler uzakta Şeyh Hazretlerini görürler. Bakarlar ki Şeyh İsa Hazretleri etrafında yirmi tane geyik toplanmış, Şeyh hazretleri karın altından otları çıkarıp o geyiklerin ağzına verir, o hayvancıklarda hiç çekinmeden yerler. 

 Sıdan dede, biz dervişlerle Şeyh Hazretlerine yaklaşınca o yirmi geyik kaçıp dağa doğru gittiler. Baktık ki Şey Hazretleri sırtındaki abasını çıkarmış yeni doğmuş bir geyik yavrusuna sarmış.  Biz hemen Şeyh Hazretlerinin elini öptük, sultanım zatınız çok üşümüş hemen eve gidelim dedik.  

Şeyh İsa Hazretleri, bize bu geyik buzağını hemen kürke sarıp dergâha götürün bu yavruyu anası bize emanet etti, der. 

O geyik yavrusunu eve getirdik üç ay dergâhta besledik, bahar olunca bir gün Şeyh İsa Hazretleri o geyik yavrusunu önüne katıp çorak dağına doğru gitti. Bizde birkaç dervişle uzakta Şeyh Hazretlerini takip ettik, Şeyh Hazretleri çorak dağına varınca bir sürü geyik dağdan, Şeyhin yanına geldiler, Şeyh Hazretleri beslediği geyik yavrusunu anasına teslim etti. Geyikler Şeyh İsa Hazretlerinin eteklerini yalıyorlardı, Şeyh Hazretleri de şefkatle o geyiklerin boynuzların sıvazlayıp okşuyordu. Sıdan dede, biz dervişlerle onlara yaklaşınca geyikler kaçıp gittiler. 

Evliyalardan bazıları öyle bir makama gelirler ki Allah’ın izniyle yaban ve vahşi hayvanlar onlardan kaçmazlar. Şeyh İsa Hazretleri de o yüksek derecedeki Allah dostlarındandır. Mürşidi kâmil, veliyullahın pirlerindendir. 

Sıdan Dede ve Şeyh İsa hazretleri ile ilgili şöyle bir menkıbede anlatılır, rivayet yoluyla gelen bir menkıbedir. 

 Şey İsa Hazretleri soğuk tulumba civarında bir ayakkabı terlik imalat dükkânı varmış. Tekke hizmetlerini bitirince nafakasını kazanmak için o dükkâna gelip çalışırmış.  

Sından dede dağda çobanlık yaparak inzivaya çekilmiş yaylada yaşar. Her hafta Şeyh İsa hazretleri kardeşim Sıdan dağda üşümesin diye pamuk içine kocaman kor ateş koyup ona gönderirmiş.  Sıdan dedede kertil suyunda bir bez torbaya koyup hocasına getirirmiş, ateş pamuğu yakmazmış, soğuk su bez torbadan akmazmış, Keramet gösterirlermiş.  

Günün birinde Sıdan dede yine bir bez torbaya (tülbent )soğuk yayla sularını doldurup, Şeyh İsa Hazretlerinin dükkânına getirir. Şeyh İsa, Sıdan dedeye su torbasını duvara as der, oda asar. O arada bir kadın dükkâna gelir Şeyh İsa hazretlerine bir terlik yaptırmak ister, kadının ayak ölçüsü alınırken, Sıdan dedenin gözü gayri ihtiyari kadının ayağına takılır. O anda duvara astığı bez su tarabasında su  hafif hafif şıp şıp damlamaya başlar. Şey İsa Hazretleri tebessümle ey kardeşim Sıdan kendine gel, DAĞDA DEVRİŞLİK YAPMAK KOLAY, GEL ONU BİRDE ŞEHİRDE YAP DER. Bu menkıbe değişik şekillerde anlatılır. 

 Şeyh İsa Hazretleri burada bizlere anlatmak istediği şu.   Gençlik mal makam sahibi olup ta Allaha gerçek anlamda kul olan haramlara gitmeyen, işlemeyen. Farzları yapıp Peygamber efendimizin sünnetini yaşayan insanlar işte onlar şehir velileridir. 

Fakirlikte hastalıkta herkes Allaha çok yalvarır zikir eder. Marifet odur ki zenginken, sağlıklıyken mevki makam sahibiyken ve gençken, Allah’ı zikir etmek haram olan şeyleri yapmamaktır hak hukuk gözetlemek kimsenin kalbini kırmamaktır.   

Bir şiirimde. 

                    Yoklukta Allah’ı zikir etmek her kişinin işidir. 

                    Varlıkta Allah’ı zikir etmek er kişinin işidir.   

Orhan Yavuz Ejder- Akhisar. 

 

Çorak dağı çoruk köy tarafıdır, uzun yıllar geçince çorak çoruk olarak anılmıştır. 

Bu yazı toplam 2768 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 6
    Yazarın Diğer Yazıları
    REKLAM ALANI
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Kuzey Ege Kurs
    • Kuzey Ege Kurs
    1/20
    Başlangıç Tarihi
    Başlangıç Tarihi
    Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.