• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • Manisa 17 °C
  • İzmir 18 °C
  • Bayan Eleman Aranıyor
  • Akhisar Enza Home Sevkiyat Personeli Aranıyor
  • Halikarnass Restaurant’ta Cuma ve Cumartesi canlı müzik keyfi
  • Ön Muhasebe Personeli Aranıyor
  • Karabulut Şirketler Grubundan Duyurulur
  • Köfteci Ramiz İçin Denetim Elemanı Aranıyor
  • 5 Mayıs’ta Yenileme Eğitim Dönemi Başlıyor
  • Bay ve Bayan Beden İşçileri Aranıyor
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Cuma hutbesi; Şükreden bir kul olabilmek

Okunma Sayısı: 3285
Cuma hutbesi; Şükreden bir kul olabilmek
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından her hafta merkezi olarak hazırlanan Türkiye Geneli Cuma Hutbesinde bu haftanın cuma hutbesi bugün yayımlandı. Bu haftaki cuma hutbesinin konusu 'ŞÜKREDEN BİR KUL OLABİLMEK' oldu.

ŞÜKREDEN BİR KUL OLABİLMEK

Cumanız Mübarek Olsun Aziz Kardeşlerim!

Peygamberimiz (s.a.s) zaman zaman geceleri kalkar ve ibadet ederdi. Uzunca bir süre huşu içerisinde kıyamda dururdu. Gözyaşları eşliğinde secdeye kapanırdı. Gönülden Allah’a yakarışta bulunurdu. Onun bu haline gıptayla şahit olan Hz. Aişe validemiz, “Yâ Resûlallah! Rabbin geçmiş ve gelecek bütün günahlarını bağışladığı hâlde niçin bu kadar ibadet ediyorsun?” diye sordu. Allah Resûlü (s.a.s), değerli eşinin bu sorusuna nice anlam ve ibretlerle dolu şu cevabı verdi: “Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı Ey Aişe?”

2017-10-27_10-23-40.png

Aziz Müminler!

Bizler, bu fâni dünyada birer misafir olarak bulunuyoruz. Gözümüzü çevirdiğimiz her yerde Allah’ın nimetlerini görüyoruz. Her lokmada O’nun ikramlarını tadıyoruz. Her nefeste O’nun bize bağışladığı hayatı yaşıyoruz. Biliyoruz ki bütün bunlar bizim içindir.

Bir an için duralım ve birkaç saat içinde sahip olduğumuz nimetleri şöyle bir hatırlayalım. O nimetlerin her biri ile nasıl buluştuğumuzun muhasebesini yapalım. O nimet, toprağın derinliklerinden çıkan bir ağacın meyvesi ise, Allah onu çeşitli aşamalardan geçirerek bizim için hazırlamıştır. Eğer o, bir damla su ise, Allah onu okyanuslardan bulutlara çıkarmış, bulutlardan yeryüzüne bizim için indirmiştir. Eğer o bir ışık ise, Allah onu uzayın derinliklerindeki güneş yoluyla bize göndermiştir.

Kardeşlerim!

Yüce Rabbimizin bu ikramlarını gördükten sonra, bir bakalım, bütün benliğimizi kaplayan o şükran duygusu bizi nerelere götürecek! İşte o zaman Rabbimizin bize bağışladığı bunca nimet arasında şükretmenin ayrı bir yeri olduğunu göreceğiz. Onun içindir ki, Yüce Rabbimiz, “Kim şükrederse kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övülmeye lâyıktır.” buyuruyor.

Aziz Kardeşlerim!

Şükür, Allah’ın emaneten verdiği nimetlerin kadrini bilmektir. Şükür, arzu ve isteklerin, hırs ve tamahın esiri olmaktan kendimizi koruyabilmektir. Şükür, yaratılış gaye ve hikmeti doğrultusunda yaşamanın bir göstergesidir. Şükür, yapılan iyiliğe kör ve sağır kesilmemektir. Sadece varlığın kıymetini bilmek değil, yokluğa da sabredebilmektir şükür. “Hani Rabbiniz size şöyle bildirmişti: Eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Nankörlük ederseniz gerçekten azabım çok çetindir.” âyetinin bilinciyle şükür, her durumda Allah’ın gazabından rahmetine sığınmaktır.

Kıymetli Kardeşlerim!

Şükretmek sadece dille “Elhamdülillah, Ya Rabbi şükür” demek değildir. Asıl şükür, her nimeti, Allah’ın razı olacağı şekilde değerlendirmektir. Aldığımız her nefesin, hayatımızın, aklımızın, sağlığımızın, bütün imkânlarımızın kendine has bir şükrü vardır.

Mükerrem bir insan olarak yaratılmış olmamızın şükrü imandır. Kalbimizin şükrü, kin, nefret gibi kötü duygulardan uzak durmaktır. Zihnimizin şükrü Allah’ın yüceliğini tefekkür ve tezekkürdür. Dilimizin şükrü, Allah’ı zikirdir. Bedenimizin şükrü, her daim Allah rızası doğrultusunda yaşamak ve ibadetlerimizi eda etmektir. Malımızın şükrü, sadaka ve zekât vererek ihtiyaç sahiplerine infakta bulunmaktır. İlmimizin şükrü, öğrenci yetiştirerek, ardımızda kalıcı eserler bırakarak insanlığa faydalı olmaktır.

Aziz Müminler!

Her birimiz, bize yapılan küçük bir iyilik karşısında dahi teşekkür etme gereği hissederiz. Peki bunca nimeti bizlere ikram eden Rabbimize karşı şükürden uzak kalmamız düşünülebilir mi? Bu nimetleri görmezden gelmek, kulluk bilinci ve mümin ahlakı ile bağdaşır mı? Elbette ki bağdaşmaz.

Öyleyse kardeşlerim! Zihnimizi, kalbimizi, dilimizi, bedenimizi şükür nimetinden mahrum bırakmayalım. Ömrümüz, şükrümüzle bereketlensin. Şükrümüz, nimetlerimizin artmasına vesile olsun. Hamdimiz, bizleri Rabbimize yakınlaştırsın ve yüceltsin.

Hutbemizi, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in sıkça yaptığı bir dua ile bitirelim: “Allah’ım! Seni anıp zikretmek, nimetlerine şükretmek, sana en güzel şekilde kulluk etmek için bana yardım eyle!”

Müslim, Sıfâtü’l-münâfikîn, 81; İbn Hıbban, Sahih, II, 36.

Lokmân, 31/12.

İbrâhîm, 14/7.

Ebû Dâvûd, Vitir 26.

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü


 

Peki Hutbe Nedir ?

Mumsema Konuşma, cemaate konuşma yapmak, Allah'a hamd, Rasûlüne salat ve selam getirmek ve müminlere duadan ibaret olan bir zikirdir. Hutbe farzdır ve Cuma ve bayram namazlarının yerine getirilme şartlarından birisidir

Cuma ile ilgili, "Ey iman edenler, cuma günü namaz için çağırıldığınız zaman hemen Allah'ı zikretmeye koşun ve alış-verişi bırakın" (Cuma, 62/9). Âyette sözü edilen zikr bilginlere göre hutbedir veya hutbe ile birlikte namazdır. Buna göre hutbe de Cuma namazı gibi farzdır ve hutbe okunmayan Cuma namazı eda edilmiş sayılmaz (Molla Hüsrev, Dürerü'l Hukkâm, İstanbul 1307, 1, 138). Ayrıca ümmetin bu konuda icma'ı da bulunmaktadır. Çünkü Hz. Peygamberden günümüze kadar, cuma namazları hutbeli olarak kılma gelmiştir

Hutbenin rüknü:

Hutbenin rüknü Cenab-ı Hakk'ı zikirden ibarettir. Hutbe iki bölümden oluşur: Birinci hutbe müslümanlara vaz ve nasihat ikinci hutbe müslümanlara duadır. Her birinde Allah'a hamd ve sena Allah'ın birliğine, Hz. Muhammed'in Peygamberliğine şehadet ve Peygambere salavât vardır. Hanefi fakihleri "Allah'ın zikrine koşunuz" (el-Cuma'a, 69/2) âyetindeki hükmün mutlak olduğunu ve namazı da hutbeyi de kapsamına aldığını söylerler

Hutbenin şartları:

Vakit içinde olmak, Namazdan önce, Hutbe niyetiyle Cemaat huzûrunda okunmak (yani hutbe okunurken üzerine cuma farz olanlardan bir kişi bile olsun, cemaatın olması gerekir), Hutbe ile namaz arası başka bir şey ile kesilmemeli (Molla Hüsrev Düreru'l-Hukkâm, İstanbul 1307, 1, 138; İbn Abidin, Reddül-Muhtar, Terc A. Davutoğlu, İst, 1983111, 304 vd.)

Hutbenin sünnetleri:

Hatip, hutbeye başlamadan önce minber tarafında bulunmak. Minbere çıktığında cemaate dönüp oturmak ve okunacak ezanı dinlemek, Hatibin huzurunda ezan okumak, Ezandan sonra, hatip cemâat karşısında her iki hutbeyi ayakta okumak

Birinci hutbeye Allah'a hamd-ü senâ, "El-Hamdü li'llâh" ile başlamak

Şehadeteyni "Eşhedü en lâ ilahe.. ve eşhedü enne Muhammedun.." okumak ve Peygambere salavat getirmek. Müslümanlara dünya ve ahiretlerine yarayacak, onları dünya ve ahirette saâdete kavuşturacak vaaz ve nasihatlarda bulunmak, Kâfirlerin zulmünden kurtarması için dua etmek

Eûzü-Besmele ile bir âyet okumak, Hutbeyi ikiye ayırmak ve iki hutbe arasında az bir miktar oturmak

İkinci hutbede de, evvelki hutbe gibi, hamdele, salvele ile başlamak. İkinci hutbede Müslümanlara mağfiretle afiyet ve cihad'ta başarılı olmaları için de dua etmek, Her iki hutbeyi kısa okumak. İkinci hutbede sesi kısmak. Hutbeyi, cemaâtin işitebileceği bir sesle okumak. Hutbe okunurken cemâat başka bir şeyle meşgul olmayıp yalnız hutbeyi dinleyecektir. Hutbe anında söz söylemek veya söyleyene sus demek, ve yahut namaz kılmak tahrimen mekruhtur, Hutbede hazır bulunanların iki tarafa bakmaları da mekruhtur (el-Fetâvâ'l Hindiyye, Beyrut, 1400,1,146, 147)

Her ne suretle olursa olsun Cuma'ya gidemeyen kimselerin o gün şehir dahilinde ve cemaâtle namaz kılmaları tenzîhen mekrûhtur, Fakat Cuma namazı kılınmayan köylerde ve bâdiyelerde bulunanların Cuma günü öğle namazını cemâatle kılmaları kerâhetsi} olarak câizdir

Özrü olanların Cuma günü öğle namazını Cuma namazı kılındıktan sonraya bırakmaları sünnettir. Cuma namazı kılınmadan kılarlarsa tenzihen mekrûhtur

İmama teşehhütte ve yahut sehiv secdesinde yetişebilmiş olanlar, imam selam verdikten sonra Cuma'yı tamamlarlar. Cuma namazının herhangi bir anında secdesinin teşehhudünde bile olsull, imama yetişebilenler, Cuma namazına yetişmiş sayılırlar, Birinci ezanı işitenlerin alış verişi bırakıp Cuma'ya koşmaları vâcibdir

Cuma günü, Müslümanlar için bir bayramdır. Onun için Perşembe akşamından itibaren Cuma hazırlığı yapmak, çoluğunu, çocuğunu yıkayıp temizlemek, tırnaklarını kesmek, Cuma için yıkanmak İslâm âdâb ve ahlakındadır. Câmiye giderken temiz elbiselerini giymek, güzel kokular sürünmek de böyledir. Bunlara çok dikkat etmek lâzımdır. Hz. Peygamber (s.a.s) bunlara çok önem vermiştir, Her Cumâ günü Cumâ için gusletmenin fazîleti hakkında Peygamberimizin emir ve tavsiyeleri pek çoktur.

ABDEST NASIL ALINIR?

Cuma namazı kılmadan önce, ilk olarak her namazda olduğu gibi abdest alınması gerekmektedir. Abdest almak için;

Abdest almaya başlarken "Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya" diye niyet edilir,
Euzübillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim denir,
Üç kez eller bileklere kadar yıkanır, (Bir elin parmakları diğer elin parmakları arasına geçirilerek hilallenir)
Sağ el ile ağıza üç kere su verilerek ağız yıkanır,
Sağ el ile buruna üç kere su verip, sol el ile sümkürülür,
Avuçlara su alıp, alından çene altına, şakaklara kadar üç kez yüz yıkanır,
Sol el ile sağ kol dirsek ile beraber üç kez yıkanır,
Sağ el ile sol kol dirsek ile beraber üç kez yıkanır,
Her iki kol yıkandıktan sonra, eller tekrar yıkanır ve başın dörtte biri mesh edilir, (başın üst kısmına ıslak elle dokunulur)
Daha sonra sağ ve sol elin şehadet parmakları ile iki kulağın deliklerine su verirken baş parmaklar ile kulakların arkası mesh edilir,
Ellerin dış yüzü ile ense mesh edilir,
Sol elin küçük parmağı ile, sağ ayağın küçük parmağından başlayarak, ayak parmaklarının arasını hilallemek suretiyle, topuklarla birlikte, sağ ayak üç kez yıkanır,
Sol ayağı üç kez yıkarken, ayak parmaklarının arasını küçük parmağı ile bu sefer baş parmaktan başlayarak, küçük parmağa doğru, ayak parmaklarının arasını hilallemek suretiyle topuk ile birlikte yıkanır.

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

Namaza başlarken ilk olarak "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının 2 rekât farzını kılmaya. Uydum hâzır olan imama." diyerek Cuma namazını kılmak için niyet ederiz. Ardından "Allahu Ekber" diyerek Tekbir getilir ve namaza başlanır.
Tekbirden sonra elleri bağlanır ve sessizce Sübhaneke okunur. Sübhaneke'den sonra bir şey okunmaz ve imam dinlenir.
İmam sureleri bitirdikten sonra "Allahu Ekber" diyerek rükûya gidilir. Rüku'da 3 kere "Sübhâne Râbbiye'l-Azim" denir ve ardından  doğrulunur. Doğrulurken "Semi Allahu li-men hamideh", tam doğrulunca ise "Rabbenâ leke'l hamd" denir.
Daha sonra "Allahu Ekber" diyerek secdeye gidilir. Secdede 3 kere "Sübhâne rabbiyel-a 'alâ" denir. "Allahu Ekber" diyerek dizlerin üzerine oturulur. Tekrar "Allahu Ekber" dedikten sonra yine secdeye gidilir ve 3 kere "Sübhâne rabbiyel-a 'lâ" denir.
"Allahu Ekber" diyerek secdeden ayağa kalkılır ve ikinci rekâta başlanır. Ayağa kalktıktan sonra eller bağlanır ve hiçbir şey okunmadan imam dinlenir.
İmam sureleri bitirdikten sonra "Allahu Ekber" diyerek rükûya gidilir. Rüku'da 3 kere "Sübhâne Râbbiye'l-Azim" denir ve doğrulunur. Doğrulurken "Semi Allahu li-men hamideh", tam doğrulunca ise "Rabbenâ leke'l hamd" denir.
Daha sonra "Allahu Ekber" diyerek secdeye gidilir. Secdede 3 kere "Sübhâne rabbiyel-a 'alâ" denir. "Allahu Ekber" diyerek dizlerin üzerine oturulur. Tekrar "Allahu Ekber" dedikten sonra yine secdeye gidilir ve 3 kere "Sübhâne rabbiyel-a 'lâ" denir.
Secdeden kalkarken "Allahu Ekber" diyerek Tahiyyata oturulur ve Ettehiyyâtü, Allâhumme Salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ duaları okunur. Dualar bittikten sonra imamla birlikte önce yüz sağa çevrilir ve "Es selâmu aleyküm ve rahmet'ullah" denilerek selam verilir. Aynı şekilde sola da selam verdikten sonra Cuma namazının farzı tamamlanmış olur.

  • Yorumlar 0
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
REKLAM ALANI
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Kuzey Ege Kurs
  • Kuzey Ege Kurs
1/20
Başlangıç Tarihi
Başlangıç Tarihi
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.