• BIST 9716.77
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • Manisa 12 °C
  • İzmir 15 °C
  • Ön Muhasebe Personeli Aranıyor
  • Karabulut Şirketler Grubundan Duyurulur
  • Köfteci Ramiz İçin Denetim Elemanı Aranıyor
  • 5 Mayıs’ta Yenileme Eğitim Dönemi Başlıyor
  • Bay ve Bayan Beden İşçileri Aranıyor
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Cuma hutbesi; Kapanmayan yaramız: Kudüs

Okunma Sayısı: 3845
Cuma hutbesi; Kapanmayan yaramız: Kudüs
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 7 Aralık cuma hutbesi yayımlandı. Bu haftaki cuma hutbesinin konusu "Kapanmayan yaramız: Kudüs"

Diyanet İşleri Başkanılığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü bu haftanın cuma hutbesi yayımlandı. Bu haftaki cuma hutbesinin konusu "Kapanmayan yaramız: Kudüs" olacak.

2017-12-08_09-27-00.png

KAPANMAYAN YARAMIZ: KUDÜS

Cumanız Mübarek Olsun Aziz Müminler!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Üç mescit için ibadet maksadıyla yolculuğa çıkılabilir: Mescid-i Haram, Benim şu mescidim ve Mescid-i Aksa.”[2]

Kardeşlerim!

Kudüs, bizim gözbebeğimizdir. Kudüs, bizim tükenmeyen özlemimizdir. Kudüs, nice peygamberin tevhid mücadelesine sahne olmuş, ismiyle ve çevresiyle mukaddes ve mübarek kılınmış bir şehirdir. Kudüs, Kutsi Şerif’tir. Diğer adıyla Beytü’l-Makdis’tir. Binlerce yıldır birçok medeniyete beşiklik yapan Kudüs ve çevresinde Hz. İbrahim, Hz. Yakub, Hz. Musa, Hz. Süleyman ve Hz. İsa gibi nice peygamberler yaşamıştır. İsrâ ve Mirâc olayı ile Kudüs’ün son kutlu misafiri Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.s) olmuştur. İslam’ın ilk kıblesi Mescid-i Aksâ da Kudüs’tedir.

Kudüs ve Mescid-i Aksa, bize Peygamberimizin müjdesi ve emanetidir. Kudüs, her müminin gönülden bağlandığı ve aziz bildiği bir şehirdir. Kudüs, herhangi bir toprak parçası değildir. Kudüs, sadece Filistin ve Mescid-i Aksa civarında yaşayanların değil, tüm dünya Müslümanlarının ve insanlığın ortak meselesidir.

Kıymetli Kardeşlerim!

Kudüs, Hz. Ömer’in fethiyle huzura kavuşmuştur. Müslümanlar, Kudüs’te uzun yıllar adaletli bir yönetim sergilemişlerdir. Herkesin canına, malına, inancına saygı duymuşlardır. Hatta gayr-i müslimler, aralarındaki anlaşmazlıkların çözümünde İslam’ın adaletine sığınmışlardır. Ama Darü’s-selam, yani barış ve huzurun merkezi olan Kudüs uzun zamandır mahzundur, yıllardır kan ağlamaktadır. Kudüs, bugün kapanmayan yaramız, dinmeyen sızımızdır. Kudüs, her türlü saldırıya maruz kalarak barışın şehri olmaktan çıkmıştır. Peygamberler diyarında silahlar susmamaktadır. Masum insanlar acımasızca katledilmektedir.

Kardeşlerim!

Kudüs ve çevresinde yaşayanlar, baskı, şiddet ve yalnızlaştırma gibi insanlık dışı uygulamalara maruz bırakılmaktadır. İnsanların yaşama, inanç ve düşünce özgürlüğüne insafsızca kastedilmekte, kimlik ve kişilikleri, onur ve haysiyetleri hedef alınmaktadır. Gözbebeğimiz olan Mescid-i Aksa’dan daha dün müminler alıkonmuşken bugün ise Kudüs, işgal edilmeye çalışılmaktadır. İnsanlığı, kadim geleneği ve uluslararası hukuku hiçe sayan pervasız bir anlayış, Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma gayreti içerisindedir.

Bilinmelidir ki; böylesi fütursuzca girişimler, Kudüs ve çevresini huzursuzluk ve çatışma yurdu haline getirecektir. Bu tür kabul edilemez teşebbüsler, sağduyuya ve insanlığın vicdanına vurulan büyük bir darbedir. Huzuru, barışı ve güvenliği yok etmeye yönelik tehlikeli bir adımdır.

Kıymetli Müminler!

İnsanlık şiddet, zulüm, savaş ve göç gibi olumsuzluklar nedeniyle büyük acılar yaşamaktadır. Bütün bunlara ilaveten Kudüs’e yönelik basiret ve ferasetten uzak, insaf ve vicdandan mahrum bu teşebbüsler, sağduyu sahibi her insanı endişeye sevk etmiştir. Bütün bunlar karşısında her birimize düşen vazife, bu tür olumsuzluklara asla rıza göstermemektir. Dünyanın neresinde olursa olsun, kime karşı yapılırsa yapılsın, yanlışa ve haksızlığa boyun eğmemektir.

Şu bir gerçektir ki; bugün İslam coğrafyasının, kardeşlerimizin ve insanlığın maruz kaldığı tüm felaket, zulüm ve mağduriyetlerden çıkaracağımız dersler vardır. Geliniz, bir an önce ümmet bilinciyle iman kardeşliğimizi pekiştirelim. Birbirimizin saygınlığını ve haklarını koruyalım. İçinde bulunduğumuz zorluklardan, acılardan, mahrumiyetlerden kurtulabilmek için her birimiz olanca gücümüzle çalışalım. İnancımızı, değerlerimizi yaşayalım ve gelecek nesillerimize öğretelim.

Kıymetli Kardeşlerim!

Aziz milletimiz, tarih boyunca Kudüs’le, Mescidi Aksâ ile ve Filistinli mazlum kardeşlerimizle gönül bağını hiçbir zaman koparmamıştır. Bundan sonra da koparmayacaktır. Bizler bu bilinçle bu Cuma vaktinde Rabbimize el açıp şöyle niyaz ediyoruz: Allah’ım! Bizi yeryüzündeki bütün mazlum kardeşlerimizin acısını yüreğinde hisseden ve onlara yardım için maddi-manevi varlığını seferber eden samimi Müslümanlar eyle! Bizi basiretsizlerden, ferasetsizlerden, vicdansızlardan, zalimlerden yana eyleme!

Allah’ım! Kudüs’ü ve İslam beldelerini işgale yeltenenlere, ıslah adı altında ifsat edenlere ve barışı baltalayanlara fırsat verme! Şu mübarek Cuma günü hürmetine dualarımızı kabul eyle Allah’ım!

[1] İsrâ, 17/1.

[2] Müslim, Hac, 511.


Peki Hutbe Nedir ?

Mumsema Konuşma, cemaate konuşma yapmak, Allah'a hamd, Rasûlüne salat ve selam getirmek ve müminlere duadan ibaret olan bir zikirdir. Hutbe farzdır ve Cuma ve bayram namazlarının yerine getirilme şartlarından birisidir

Cuma ile ilgili, "Ey iman edenler, cuma günü namaz için çağırıldığınız zaman hemen Allah'ı zikretmeye koşun ve alış-verişi bırakın" (Cuma, 62/9). Âyette sözü edilen zikr bilginlere göre hutbedir veya hutbe ile birlikte namazdır. Buna göre hutbe de Cuma namazı gibi farzdır ve hutbe okunmayan Cuma namazı eda edilmiş sayılmaz (Molla Hüsrev, Dürerü'l Hukkâm, İstanbul 1307, 1, 138). Ayrıca ümmetin bu konuda icma'ı da bulunmaktadır. Çünkü Hz. Peygamberden günümüze kadar, cuma namazları hutbeli olarak kılma gelmiştir

Hutbenin rüknü:

Hutbenin rüknü Cenab-ı Hakk'ı zikirden ibarettir. Hutbe iki bölümden oluşur: Birinci hutbe müslümanlara vaz ve nasihat ikinci hutbe müslümanlara duadır. Her birinde Allah'a hamd ve sena Allah'ın birliğine, Hz. Muhammed'in Peygamberliğine şehadet ve Peygambere salavât vardır. Hanefi fakihleri "Allah'ın zikrine koşunuz" (el-Cuma'a, 69/2) âyetindeki hükmün mutlak olduğunu ve namazı da hutbeyi de kapsamına aldığını söylerler

Hutbenin şartları:

Vakit içinde olmak, Namazdan önce, Hutbe niyetiyle Cemaat huzûrunda okunmak (yani hutbe okunurken üzerine cuma farz olanlardan bir kişi bile olsun, cemaatın olması gerekir), Hutbe ile namaz arası başka bir şey ile kesilmemeli (Molla Hüsrev Düreru'l-Hukkâm, İstanbul 1307, 1, 138; İbn Abidin, Reddül-Muhtar, Terc A. Davutoğlu, İst, 1983111, 304 vd.)

Hutbenin sünnetleri:

Hatip, hutbeye başlamadan önce minber tarafında bulunmak. Minbere çıktığında cemaate dönüp oturmak ve okunacak ezanı dinlemek, Hatibin huzurunda ezan okumak, Ezandan sonra, hatip cemâat karşısında her iki hutbeyi ayakta okumak

Birinci hutbeye Allah'a hamd-ü senâ, "El-Hamdü li'llâh" ile başlamak

Şehadeteyni "Eşhedü en lâ ilahe.. ve eşhedü enne Muhammedun.." okumak ve Peygambere salavat getirmek. Müslümanlara dünya ve ahiretlerine yarayacak, onları dünya ve ahirette saâdete kavuşturacak vaaz ve nasihatlarda bulunmak, Kâfirlerin zulmünden kurtarması için dua etmek

Eûzü-Besmele ile bir âyet okumak, Hutbeyi ikiye ayırmak ve iki hutbe arasında az bir miktar oturmak

İkinci hutbede de, evvelki hutbe gibi, hamdele, salvele ile başlamak. İkinci hutbede Müslümanlara mağfiretle afiyet ve cihad'ta başarılı olmaları için de dua etmek, Her iki hutbeyi kısa okumak. İkinci hutbede sesi kısmak. Hutbeyi, cemaâtin işitebileceği bir sesle okumak. Hutbe okunurken cemâat başka bir şeyle meşgul olmayıp yalnız hutbeyi dinleyecektir. Hutbe anında söz söylemek veya söyleyene sus demek, ve yahut namaz kılmak tahrimen mekruhtur, Hutbede hazır bulunanların iki tarafa bakmaları da mekruhtur (el-Fetâvâ'l Hindiyye, Beyrut, 1400,1,146, 147)

Her ne suretle olursa olsun Cuma'ya gidemeyen kimselerin o gün şehir dahilinde ve cemaâtle namaz kılmaları tenzîhen mekrûhtur, Fakat Cuma namazı kılınmayan köylerde ve bâdiyelerde bulunanların Cuma günü öğle namazını cemâatle kılmaları kerâhetsi} olarak câizdir

Özrü olanların Cuma günü öğle namazını Cuma namazı kılındıktan sonraya bırakmaları sünnettir. Cuma namazı kılınmadan kılarlarsa tenzihen mekrûhtur

İmama teşehhütte ve yahut sehiv secdesinde yetişebilmiş olanlar, imam selam verdikten sonra Cuma'yı tamamlarlar. Cuma namazının herhangi bir anında secdesinin teşehhudünde bile olsull, imama yetişebilenler, Cuma namazına yetişmiş sayılırlar, Birinci ezanı işitenlerin alış verişi bırakıp Cuma'ya koşmaları vâcibdir

Cuma günü, Müslümanlar için bir bayramdır. Onun için Perşembe akşamından itibaren Cuma hazırlığı yapmak, çoluğunu, çocuğunu yıkayıp temizlemek, tırnaklarını kesmek, Cuma için yıkanmak İslâm âdâb ve ahlakındadır. Câmiye giderken temiz elbiselerini giymek, güzel kokular sürünmek de böyledir. Bunlara çok dikkat etmek lâzımdır. Hz. Peygamber (s.a.s) bunlara çok önem vermiştir, Her Cumâ günü Cumâ için gusletmenin fazîleti hakkında Peygamberimizin emir ve tavsiyeleri pek çoktur.

ABDEST NASIL ALINIR?

Cuma namazı kılmadan önce, ilk olarak her namazda olduğu gibi abdest alınması gerekmektedir. Abdest almak için;

Abdest almaya başlarken "Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya" diye niyet edilir,
Euzübillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim denir,
Üç kez eller bileklere kadar yıkanır, (Bir elin parmakları diğer elin parmakları arasına geçirilerek hilallenir)
Sağ el ile ağıza üç kere su verilerek ağız yıkanır,
Sağ el ile buruna üç kere su verip, sol el ile sümkürülür,
Avuçlara su alıp, alından çene altına, şakaklara kadar üç kez yüz yıkanır,
Sol el ile sağ kol dirsek ile beraber üç kez yıkanır,
Sağ el ile sol kol dirsek ile beraber üç kez yıkanır,
Her iki kol yıkandıktan sonra, eller tekrar yıkanır ve başın dörtte biri mesh edilir, (başın üst kısmına ıslak elle dokunulur)
Daha sonra sağ ve sol elin şehadet parmakları ile iki kulağın deliklerine su verirken baş parmaklar ile kulakların arkası mesh edilir,
Ellerin dış yüzü ile ense mesh edilir,
Sol elin küçük parmağı ile, sağ ayağın küçük parmağından başlayarak, ayak parmaklarının arasını hilallemek suretiyle, topuklarla birlikte, sağ ayak üç kez yıkanır,
Sol ayağı üç kez yıkarken, ayak parmaklarının arasını küçük parmağı ile bu sefer baş parmaktan başlayarak, küçük parmağa doğru, ayak parmaklarının arasını hilallemek suretiyle topuk ile birlikte yıkanır.

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

Namaza başlarken ilk olarak "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının 2 rekât farzını kılmaya. Uydum hâzır olan imama." diyerek Cuma namazını kılmak için niyet ederiz. Ardından "Allahu Ekber" diyerek Tekbir getilir ve namaza başlanır.
Tekbirden sonra elleri bağlanır ve sessizce Sübhaneke okunur. Sübhaneke'den sonra bir şey okunmaz ve imam dinlenir.
İmam sureleri bitirdikten sonra "Allahu Ekber" diyerek rükûya gidilir. Rüku'da 3 kere "Sübhâne Râbbiye'l-Azim" denir ve ardından  doğrulunur. Doğrulurken "Semi Allahu li-men hamideh", tam doğrulunca ise "Rabbenâ leke'l hamd" denir.
Daha sonra "Allahu Ekber" diyerek secdeye gidilir. Secdede 3 kere "Sübhâne rabbiyel-a 'alâ" denir. "Allahu Ekber" diyerek dizlerin üzerine oturulur. Tekrar "Allahu Ekber" dedikten sonra yine secdeye gidilir ve 3 kere "Sübhâne rabbiyel-a 'lâ" denir.
"Allahu Ekber" diyerek secdeden ayağa kalkılır ve ikinci rekâta başlanır. Ayağa kalktıktan sonra eller bağlanır ve hiçbir şey okunmadan imam dinlenir.
İmam sureleri bitirdikten sonra "Allahu Ekber" diyerek rükûya gidilir. Rüku'da 3 kere "Sübhâne Râbbiye'l-Azim" denir ve doğrulunur. Doğrulurken "Semi Allahu li-men hamideh", tam doğrulunca ise "Rabbenâ leke'l hamd" denir.
Daha sonra "Allahu Ekber" diyerek secdeye gidilir. Secdede 3 kere "Sübhâne rabbiyel-a 'alâ" denir. "Allahu Ekber" diyerek dizlerin üzerine oturulur. Tekrar "Allahu Ekber" dedikten sonra yine secdeye gidilir ve 3 kere "Sübhâne rabbiyel-a 'lâ" denir.
Secdeden kalkarken "Allahu Ekber" diyerek Tahiyyata oturulur ve Ettehiyyâtü, Allâhumme Salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ duaları okunur. Dualar bittikten sonra imamla birlikte önce yüz sağa çevrilir ve "Es selâmu aleyküm ve rahmet'ullah" denilerek selam verilir. Aynı şekilde sola da selam verdikten sonra Cuma namazının farzı tamamlanmış olur.

  • Yorumlar 0
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
REKLAM ALANI
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Kuzey Ege Kurs
  • Kuzey Ege Kurs
1/20
Başlangıç Tarihi
Başlangıç Tarihi
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.