• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • Manisa 20 °C
  • İzmir 19 °C
  • Bayan Eleman Aranıyor
  • Akhisar Enza Home Sevkiyat Personeli Aranıyor
  • Halikarnass Restaurant’ta Cuma ve Cumartesi canlı müzik keyfi
  • Ön Muhasebe Personeli Aranıyor
  • Karabulut Şirketler Grubundan Duyurulur
  • Köfteci Ramiz İçin Denetim Elemanı Aranıyor
  • 5 Mayıs’ta Yenileme Eğitim Dönemi Başlıyor
  • Bay ve Bayan Beden İşçileri Aranıyor
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Amerika Konferanslarım üzerine…

Levent Sevgi

Amerika Konferanslarım üzerine…

 

Bir önceki yazımda sözünü etmiştim; 15 Ekim – 22 Kasım 2021 tarihleri arasında Kuzey Amerika’daydım. ABD ve Kanada’da 7 üniversitede uluslararası meslek örgütümüz olan IEEE adına ve Antenler ve Propagasyon Topluluğunun (APS) Seçkin Konuşmacısı olarak seminerler / konferanslar verdim. Beş hafta boyunca sonbaharın harika renkleri içinde 4 Bin km’yi geçen uzun yolculuklar yaptık. Boston, Montreal, Toronto, Syracuse, New Jersey yollarında yeşilden sarıya, kızıla, doğanın eşsiz renk cümbüşü içinde saatlerce araba kullanmak bile keyifliydi. Çok şükür, kazasız belasız tamamladık ve döndük.

 

IEEE (Institute of Electrical and Electronics Engineers, www.ieee.org), tüm Dünya’da 450 Bine yaklaşan üyesi, Dünya’nın dört bir yanına yayılmış 10 (Coğrafi) Bölgesi, (radarlardan robotlara, uzaydan akıllı araçlara, binalara, otomasyondan yazılımlara, nükleerden eğitime, siber güvenliğe, …) 39 (Teknik) topluluğu ve 100’ü aşan bilimsel dergisi ile teknolojiye yön veren, kullandığımız tüm elektronik ürünlerin standartlarını belirleyen en büyük meslek örgütlerinden birisi. Her yıl, bilimsel ve teknolojik yeniliklerin yaklaşık üçte birini IEEE yayımlar, onlarca sistem ve ürün standardı hazırlar. Yayınlardan ve standartlardan her yıl yüz milyonlarca dolar gelir elde eden IEEE bu gelirlerini üyeleri ve insanlık için harcar. Ülkelerde ve üniversitelerde IEEE topluluklarına kaynak aktarır. Ana sloganı “İnsanlık için Teknoloji Geliştirmek” (Advancing Technology for Humanity!) olan bu kurum, özellikle geri kalmış (ya da bırakılmış!) bölgelerde insani projelere ayırdığı kaynaklarla da insanların temiz suya, elektriğe ve internete ulaşmalarını sağlar. 

 

IEEE prestijli bir kurum, bir meslek örgütü. Bu örgütün üyesi olmak, kişisel ve toplumsal, hem dünyaya açılmak, tüm yeniliklerden haberdar olmak hem de tüm bu olanaklardan yararlanmak için bir fırsat. Bu nedenle, tüm öğrencilerimize üniversiteye girer girmez bu kuruma üye olmalarını, üniversitelerinde öğrenci toplulukları kurmalarını önermekteyiz. Bunun için 12 öğrencinin üye olması yeterli. Bugün 100’den fazla ülkede kurulmuş öğrenci topluluğu sayısı 3000’in üzerinde. Gerek mesleki gerekse insanlık için projeler geliştiren öğrenci topluluklarına IEEE binlerce dolarlık kaynaklarla destek olmakta.

 

İsteyen, elektrik-elektronik ve benzer alanlarda, önce öğrenci üye, mezun olunca da tam üye olur. Mesleğinde 5-10 yıllık deneyime sahip, ARGE yapmış, bilimsel eser üretmiş her IEEE üyesi Senyör üyeliğe (Senior Member) yükseltilebilir. Bunun için bir IEEE üyesinin sizi önermesi 3-5 uzmanın da referans vererek desteklemesi gerekir. İlgili IEEE Komiteleri tarafından yapılan değerlendirme sonucu Senyör Üye derecesine yükseltilirsiniz. En prestijli üyelik Fellow Payesidir (Fellow Membership). Bu payeyi alabilmek için alanınızda on yıllar gerektiren yoğun çalışmalar yapmış olmanız ve ses getiren eserlere imza atarak fark yaratmanız zorunlu. Bu olgunluğa erişen bir Senyör Üye bir Fellow Üye tarafından önerilir ve en az 5 Fellow Üye tarafından da referansla desteklenir. Her yıl başvurular IEEE Fellow Komitesi tarafından değerlendirilir ve çok az sayıda üye bu payeye erişebilir. Az önce internette baktım; örneğin, Türkiye’de 2021 yılı aktif üye sayısı 1700’e yakın. Fellow payesi aktif sahibi üye sayısı ise 9 olarak görünüyor, birisi de benim; 2009 yılında bu payeyi almıştım.

 

Her yıl Kasım ayında, bu payeyi alan yeni Fellow üyelerin isimleri açıklanır. İki gün önce açıklanan 2022 IEEE Fellow listesinde Türkiye’den iki isim yer aldı. Koç Üniversitesinden Prof. Dr. Sinem Çöleri ve ODTÜ’den Prof. Dr. Elif Uysal haberleşme konusunda yaptıkları başarılı çalışmalar dolayısı Fellow payesine yükseltildiler.  

 

IEEE teknolojiye yön verir. Bunu standartlar komiteleri aracılığı ile yapar. Bugüne dek 1200’den fazla endüstri standardı IEEE tarafından geliştirilmiştir. Komitelerde tartışılan ve yayımlanmayı bekleyen standart sayısı ise 650 kadar. Bir standart komitesinde yer almak geleceğin sistemlerinde söz ve Pazar sahibi olmak için yaşamsal öneme sahip. Teknolojiye yön veren Dünya Devleri, uzmanları aracılığı ile bu komitelerde kıyasıya mücadele ederler. Bugün kullandığımız, örneğin, Bluetooth kulaklık, Wifi Modemi, 4G, 5G cep telefonu gibi tüm yeniliklerin standartları 10-15 yıl öncesinden hazırlanmıştı. Bugün tartışılan 650’nin üzerindeki standart ise 10-15 yıl sonra kullanacağımız sistemlere ait.

 

IEEE demek aynı zamanda eğitim demek!

Gençleri, öğrencileri alanında uzman mühendislerle akademisyenlerle bir araya getiren programlarından birisi de Seçkin Eğitimci (Distinguished Lecturer) Programı. Bu program kapsamında seçilen bir uzman, akademisyen 3 yıl boyunca, masrafları IEEE tarafından karşılanmak üzere Dünyanın her yerinde dersler, konferanslar vermekte. Ben 2020 yılında Seçkin Eğitimci seçildim. Geçtiğimiz yıl Kovid nedeniyle tümü sanal olmak üzere, Türkiye’den Hindistan’a, Çin’den Avustralya’dan Amerika’ya bir düzineye yakın konferans verdim. Yaklaşık 20 ay sanal derslerden ve konferanslardan sonra IEEE ilk kez bu sonbaharda yüz yüze konferansların da başlamasına karar verdi. Benim Kuzey Amerika konferanslarım bu bakımdan ilkti gerek sayı gerekse yüz yüze olması nedenleriyle.

 

İlki 22 Ekim’de Massachusetts Üniversitesindeydi. Ardından, arabayla Kanada’ya geçtik. Montreal ve Toronto Üniversitelerinde gençlerle ve meslektaşlarımla buluştuk. Kara yoluyla Boston’a döndük; 3 Kasım’da Boston Merkez’de Wentworth Teknoloji Enstitüsünde, 9 Kasım’da MIT’de konferanslar verdim. Yine kara yoluyla Syracuse’e geçtik, 11 Kasım’da, gündüz Syracuse Üniversitesinde, akşam da Sheraton Otelinde birer konferans verdim. Son konferansım 15 Kasım’da New Jersey Teknoloji Enstitüsündeydi.

 

Sırada Güney Amerika var, birkaç ay dinlendikten sonra 2022 yılı ortalarında Arjantin-Brezilya-Peru üçlüsünü plana aldık. Sırada bekleyen birkaç ülke ise Hindistan, Avrupa, Avustralya ve Çin.  2023 sonuna kadar elimizden geldiğince çok ülkede Seçkin Konuşmacı olarak hizmet etmeyi sürdüreceğiz.

 

Kırk yıla yaklaşan meslek yaşamımda 60’dan fazla ülkede 200’e yakın kente gittim, bazılarına onlarca kez hem de. Amerika ve Kanada’da ise uzun süreler yaşadım. Bu iki ülkenin bende yeri ayrı. 1988 – 1990 arası iki yıl New York’ta, 1998 – 1998 arası Kanada’da Toronto yakınlarında, 2012 – 2013 arası ise Boston’da yaşadım. New York Politeknik’te doktora çalışmalarımı tamamladım. Dünyaca ünlü Raytheon Kanada firmasının Bilimsel Araştırma Gurubunda yer aldım, önemli projelerde çalıştım. Massachusetts Üniversitesinde tam zamanlı misafir öğretim üyesi olarak doktora dersleri verdim, kitap yazdım.

 

Bu kez de uzun sayılabilecek bir süre kaldım Kuzey Amerika’da. Doğu kıyılarını gezdim, neredeyse boydan boya, hem de sonbaharın en güzel günlerinde. Havası, bol oksijeni, ufku gören yatay yerleşimleri, neredeyse tümü orman içinde evleri, tertemiz yolları, bolluk içinde yaşayan, birbirine selam veren huzurlu insanları, yoğun trafikte bir kişinin bile kural ihlaline yeltenmemesi, bir kez bile korna sesi duymamak, …, her seferinde “biz bunu neden yapamadık?” sorusunu getiriyor aklıma. Elbette, oralarda da sıkıntılar çok, ekonomiden eğitime, sağlığa sorunlar büyük ancak, en azından, çevreyi korumuş, alt yapısını akıllıca tamamlamış; kısaca “gelişmiş” olmayı nasıl başarmışlar sizce? Kaynak mı, coğrafya mı, gelenek mi, kültür mü, insan mı, yönetim mi, yoksa hepsi mi? Olmazsa olmazı eğitim mi yoksa?

 

Refah ve huzur içinde yaşamak için gerek ve yeter koşul düşünen, sorgulayan, üreten bireylerden oluşmuş çağdaş bir toplum yaratmak değil mi? Cumhuriyet Türkiye’si bunu hedeflememiş miydi? Ne dersiniz?

 

Not:

-----

1. Kuzey Amerika seyahatime ilişkin çok sayıda sosyal medya paylaşımlarım var, resimlerle videolarla dolu. İzlemek isteyenler için: https://www.facebook.com/levent.sevgi.1/).

2. 4dk’lık YouTube videosunu izlemek isteyenler için link: https://youtu.be/lWNsz-0ZqgA.

2021-11-26_16-40-25.png2021-11-26_16-40-36.png2021-11-26_16-40-47.png2021-11-26_16-40-56.png2021-11-26_16-41-05.png2021-11-26_16-41-13.png2021-11-26_16-41-24.png

Bu yazı toplam 997 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 2
    Yazarın Diğer Yazıları
    REKLAM ALANI
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Kuzey Ege Kurs
    • Kuzey Ege Kurs
    1/20
    Başlangıç Tarihi
    Başlangıç Tarihi
    Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.