Lisanlar ve Evrim
Hayal edin: tarih öncesinde bir kabile büyümüş ve bölünmüş bir bölüm dağda yaşamaya başlamış ve bir bölüm ovada kalmış. Temas azalmış, ayrı lisanlar oluşmuş ve ayrı kültürler ve inanç sistemleri.
Bu gelişimi 10 veya 20 yıl olarak değil de birkaç 1000 yıl olarak düşünün, buzçağını düşleyin! Bu ayni kabilenin insanları ne kadar farklı olacaklar değil mi?
Lisanları farklı, alışkanlıkları farklı, dinleri farklı. Birbirlerine karşı doğal olarak sapmalı- önyargılı. Diğerlerini kendisine benzeyince daha kolay kontrol edebileceğine, daha güvende olacağına inanır insanlar. Farklı olanlardan da doğal olarak çekinir.
Kendine benzemesi için de baskı da kurar, kavga da eder, hile de yapar-- daha güçlü olduğunu sanan veya olan, çıkarı olduğuna inanan insanlar.
Çocuklar anne ve babalarına bakarak dünyayı öğreniyorlar taklit veya bilimsel ismiyle mimesis ve sonra mimikri. Birkaç binyıl daha ve mimikri yani gerçekten bedensel farklar ortaya çıkmaya başlıyor.
Karadeniz ağzı ve Ege ağzı arasındaki fark ta böyle oluşmuş: İngilizce'nin dünyada Avustralya veya Amerika'da ve İngiltere'de farklı olması veya Azerbeycan'daki ve Türkiye'deki Türkçe'nin farklılıkların oluşumu aynen böyle.
Bu geçişlerde somut kanıt mı arıyorsunuz? Hangi biri sizi tatmin edecek melodiyi göremiyorsanız?
Her insan 10 sene, 20 sene içinde lisanın nasıl geliştiğini eski gazetelere bakarak saptayabilir. Türkiye Türkçe'si ve Türkistan'da konuşulanın arasındaki farkları böyle bakınca kavramak kolay.
Hatta ayni şehirde yaşayan genç ve yaşlıların lisanlarındaki farkı da gözlemlemek çok basit. Tabu kelimesi (kutsal yasak anlamında) 1777 de Polinezya'daki Tonga adasından James Cook tarafından alınıp dünya lisanlarına kazandırılmış. Orada bu kelimeyle karşılaşan kaptan kelimeyi kullanmaya başlayınca tüm dünya lisanları birkaç onyılda devraldılar.
İşi yapan kelimeyi yaratır ve kimin kimden aldığı çok ta önemli değil, tüm kelimeler insanlığın ortak hazinesi. Fazla kompleks ile illa herşeyi Türkçeleştirmeye çalışarak kimsenin anlamayacağı yeni kelimeleri masa başında üretmek yerine yeni bilimlerdeki yeni kelimeleri kısmen olduğu gibi almak sorun değil çözüme getirir, radyo ve televizyon kelimeleri gibi.
Babildeki lisan karmaşası ile eski hikayelerde veya mitolojilerde doğruyu aramaya gerek yok.
Evrim bize sadece hayvanların değil lisanların da insanlar arasında nasıl geliştiğini yeterince açık bir şekilde gösteriyor eğer tabii biraz okuyup tarihöncesindeki buzul çağlarında hemcinslerimizin nasıl geliştiğini ve ayrıldıklarını idrak edebilecek kadar dingin bir şekilde bakmayı başarabilenlere.