Hasretin çocukları
Aşağıdan gelir pampur yel tüte tüte
Biz vatandan ayrıldık bel büke büke
Gitme pampur gitme pişman olursun
Makedonya macurlarına kurban olursun
Makedonya ve Rumeli muhacirlerinin gerçek öykülerini romanlaştıran yazar Firdevs Tunçay’ın ‘’Hasretin Çocukları’’ adlı kitabını geçen hafta içinde zevkle okudum. Acı ,hüzün ve hasret dolu öyküleri okudukça içim burkuldu. Kolay değil elbet doğduğun, büyüdüğün, okuduğun, yaşadığın topraklardan bir başka topraklarda yaşam sürdürmek. Zorunlu göçler can yakıyor. Anılar, anılar, anılar ve yaşanmışlıklar…Kitaptaki öyküler, Osmanlı Döneminde Adalar Denizi olarak geçen Ege Denizi’nin batı yakasındaki Balkanlar’dan başlayıp doğu yakasındaki Anadolu’ya doğru sürüyor. Bu tür kitapları okumayı çok severim. Sizlerde eminim seviyorsunuzdur. Bu kitabı da mutlaka okuyunuz. Altta arka kapak yazısından alıntı yaptığım Şair-Yazar Kemal Yalçın’ın ‘’ Emanet Çeyiz’’ adlı mübadele kitabını da yıllar önce okuyup tanıtımını yapmıştım. Büyük bir ilgi görmüştü. Tavsiye ederim okuyunuz. Günümüzde on milyon kadar Makedonya ve Rumeli kökenli muhacir ve mübadil evladı ülkemizde yaşamaktadır. Yazar Firdevs Tunçay onlardan biridir. Okyanusta bir damladır fakat içinde okyanusu taşımakta, kalbinde, gönlünde muhacirlerin hayatlarından renkli hatıralar, derin izler dalgalanmaktadır. Firdevs Tunçay mübadele ve muhacir edebiyatında önemli bir kalemdir. Hasretin Çocukları adlı bu üçüncü kitabında kalbimizin bir parçası, Anadolu’nun zenginliği olan Makedonya ve Rumeli muhacirlerinin gerçek öykülerini anlatmaktadır. Ayrıca Anadolu’daki kültürel mirasın sembollerinden biri olan Efes’i ve Efes Müzesi’ni mitolojik özellikleriyle de tanıtmaktadır. Hasretin Çocukları da Firdevs Tunçay’ın diğer kitapları gibi canlı tarihlerin sesleri, hasretleri, umutlarıdır. Okuyunca muhacirleri daha çok seveceksiniz. Yazar Kemal Yalçın.
Firdevs Yalçın, 1946 yılında İzmir’in Ödemiş ilçesinde doğdu. Ailesi Rumeli asıllıdır. Rumeli’nde Kavala şehrinde yaşamış olan anne tarafı, 1924’te Mübadele nedeniyle Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmıştı. Mübadele dışı bırakılan Batı Trakya’nın İskeçe şehrinde yaşayan baba tarafı ise 1927’de yaşamlarını sürdürebilmek için kaçarak anavatana gelmişti. Yazarın çocukluk ve ilk gençlik yılları Ödemiş’te geçti. İzmir Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü 1965’te bitirdi. Yurdun çeşitli yerlerinde Türkçe ve Türk Dili- Edebiyat öğretmenliği yaptı. 1992 yılında emekliye ayrıldıktan sonra çeşitli dergilerde yazılar yazdı. Kalbim Rumeli’de Kaldı ve Kalbim Anadolu’da Kaldı adlı iki eseri vardır.
Hasretin Çocukları kitabının 121. Sayfası, beni en çok etkileyen bölümü oldu. Sevgili Abimiz, değerli hemşerimiz, rehberlerin rehberi, rahmetli Şadan Gökovalı’nın adı burada sevgi ve minnetle geçiyor. Şirinceli Özer Songun: ‘’ Turizm Rehberi Şadan Gökovalı da Şirince’yi ilk tanıtan kişidir. Hocamız, köyümüze gelinceye kadar Şirince, kendi içine kapanmış, adı duyulmamış, ıssız bir yerdi. Ne zaman ki Şadan Hoca’mız buraya geldi, köyümüzün güzelliklerine ve kadim tarihine hayran oldu! O günden sonra, Şirince’nin tanıtımına adadı kendisini. 1968 yılında Gökovalı, ‘’Efes’i En İyi Tanıtan Yazar’’ seçilmişti. Otobüs dolusu yerli turisti, Efes’i gezdirdikten sonra, dinlenmek için köyümüze getirdi. Bundan başka Rehberlik, İletişim ve Güzel Sanatlar okullarındaki öğrencilerini de köyümüzün doğal güzelliği ve tarih zenginliği ile tanıştırdı. Yetmedi yine de. Onlarca radyo programı yaptı ve Şirince’yi tanıtan sayısız makale…Toplasanız bir kitap olur. Şadan Hoca’mız, hiçbir karşılık beklemezken Köy Muhtarlık ve İhtiyar Heyeti onu ‘’ Fahri hemşeri’’ seçti. Biz onun ‘’ Hemşerisi’’ olduk, o da bizim ‘’ Onursal Hemşerimiz’’ oldu. Turizm sayesinde tanındı, gelişti köyümüz. El emeği göz nuru ürünler sergilenir oldu. Şirince’mizde asla unutulmayacak kişilerden biridir Şadan Gökovalı!’’
Saygıyla anıyoruz. Işıklarda uyusun…