BİR FİLİZ VARDI
Daha önce birçok romanını ve öykülerini severek okuduğum Orhan Kemal’in ‘ Bir Filiz Vardı’ adlı eserini okumamıştım. Klasik Türk eserlerini okumaya bayılırım. Sahafta gözüme kesen bu romanı görünce hemen satın aldım. Birçok ünlü yazarın ünlü eserlerini artık sahaflarda arar oldum. Önce internet üzerinden araştırmalar yaparak aradığım kitabın olup olmadığa bakarım. Yoksa not alarak gittiğim şehirlerde sahaf sahaf dolaşarak kitabı edinmeye çalışırım.
Roman, 1960’lı yıllarda İstanbul’un semtinde geçiyor. Romanın kahramanı Filiz, yozlaşmış bir toplumun içinde var olmaya çalışan, çıkış yolu arayan, yaşına göre güçlü ve akıllı bir genç kızdır. Ailesinin üç kız çocuğunun en büyüğü olan (16 yaşında) Filiz, babasının baskısından kurtulmak, güzel giyinmek, sevdiği ve onu seven biriyle mutlu olmak ister. Balkan göçmeni babası çift atlı arabasıyla ailesine destek olurken, arabasını satınca darboğaza girer ve ekonomik kriz ailenin üzerine çöker. Çıkış yolu arayan aile, Filiz’in sevdiği biri yerine kendisini ve ailesine rahat ettirecek zengin paralı biriyle evlenmesini istiyor. Durum öyle bir hal alır ki yozlaşmış bir toplumda ne yapacaklarına karar vermekte zorlanırlar. Bir gün Filiz gazetede bir iş ilanı görür ve hemen iş için dilekçe verir.
Birkaç gün sonra başvurusu kabul edilir. Filiz’in sevincine sadece kardeşi Nur ortaktır. İkisi de para kazandıklarında taksitle alacakları kloş etek, karyoka, çaça ayakkabı ve topuklu ayakkabı hayal ederler. Maşa lakaplı patron, Filiz’i işe alır. Filiz, işe başladığından beri güzelliği ve çekiciliği ile çevresindeki tüm işletme sahiplerini etkiliyor. Maşa, Ressam, Romancı, sekreter Necla’nın patronu Mavili, Avukat, avukatın katibi, karşı bürodaki yaşlı adam hepsi ona aşık oldular. Aslında Maşa, karısını boşamayı ve onunla evlenmeyi düşünür. Filiz’in ailesi kurtuluşu Filiz’in zengin ‘Maşa’ ile evlenmesinde bulur ve onu zorlarlar.
Maşa, Filizlere gitmeye başlar. Babasıyla rakı sofraları kurar ve ona bir kahve açacağına söz verir. İkisi de eski Vatan Cepheli olup namustan ve kadınların çalışmadığını konuşuyorlar. Filiz, bazen yıllar önce aşık olduğu ‘Atom’ adlı genç bir adamı düşünür. Atom, korkunç yumrukları ve derin bir sesi olan kabadayı tipli serseri. Ressam, bir gün okuması için bir kitap verir. Bu, yazarın daha sonra Ressamın ofisinde buluşacağı kitabıdır. Filiz, kitabı okudukça kendini boynunda şapkası olan genç adamla özdeşleştiriyor. İkisi de babasının baskısı altındadır. Filiz, artık hayali bir dünya ile gerçek dünya arasında gidip gelmektedir. Kitabın kahramanı ile maceralara atılır. Kitabı elinden bırakamaz ve romanın kahramanına aşık olur. Filiz, Maşa ile olan işini bırakır. Karşısına sendikacı ‘Dokumacı’ çıkar ve ona aşık olur. Filiz’in sınıf bilinci yavaş yavaş gelişir. Artık mutluluğu yakalaması an meselesidir. Sürpriz bir gelişme yaşanılır. Sonunu yazmayayım gari…Kitabı alın okuyun derim…
Orhan Kemal, çağdaş öykü ve romancılarımızdandır. Ceyhan’da doğdu. Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür. Babasının siyasi nedenlerden dolayı Suriye’ye geçmesi üzerine çetin günler geçirdi. İlk gençlik yıllarında ekmek peşinde koşması nedeniyle insanoğlunun en önde gelen ve hiçbir zaman vazgeçilmez olan bu derdi, ‘’Geçim derdi’’ ni çok yakından, bütün incelikleriyle tanımasını sağladı.
Gazete ve dergilerde şiirler yazarak edebiyata atıldı. Daha sonra öykü türünde karar kıldı. Sürekli öyküler yazdı. İlk romanları ise; Baba Evi, Avare Yıllar ve Cemile’dir. 1957’de ‘Kardeş Payı’ adlı yapıtıyla Sait Faik, 1969’da ‘Önce Ekmek ‘adlı eseriyle Sait Faik ve Türk Dil Kurumu ödüllerini kazandı. Bugün öykülerinden başka romanları da dünyanın çeşitli ülkelerinde çevrilip yayınlanmıştır.