Farklı olmak, farklılık değildir “Dünya Serebral Palsi Günü”
Haber Merkezi
Ülkemizde her bin bebekten 5’inde görülen ve bir beyin hasarı olarak açıklanabilecek Serebral Palsi, en çok kaslardaki hareket kısıtlaması olan ‘spastisite’ye yol açıyor.
Özellikle prematüre bebekler yüksek risk grubunda, ancak erken dönemde fark edildiğinde büyük oranda iyileşme sağlanabiliyor diyen, Özel Doğuş Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ali Sallı Dünya Serebral Palsi Günü nedeniyle, hastalık hakkında bilgi verdi.
Özel Doğuş Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ali Sallı, “Beyin dokusunda kalıcı hasarlar bırakan Serebral Palsi, hamilelikte, doğum sırasında veya yenidoğan döneminde gelişebiliyor. Annedeki enfeksiyonların bebeğin beyin dokusuna ulaşması, bebek anne rahminde iken gelişen damar tıkanmaları ve beyin kanamaları, Serebral Palsi’nin hamilelikteki nedenlerinden bazılarını oluşturuyor.” dedi.
Doç. Dr. Ali Sallı “Serebral Palsi, erken dönemde (0-9 ay) ilgili anne baba tarafından fark edilebiliyor ve çocuğun doğal hareketlerindeki farklılıktan anlaşılabiliyor. Farklılığın iki şekilde ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bebekte ya ‘hipotoni’ dediğimiz kol ve bacak hareketleri çok sınırlıdır veya pelte gibidir ya da ‘spastisite’ adı verilen kas kıvamındaki sertlik dolayısıyla hareketleri kısıtlıdır. Beyin dokusu uzuvlara hareketleri istediği yumuşaklıkta yaptıramaz.” ifadelerini kullandı.
Bebekte emme güçlüğü, tiz sesli ağlama, gelişim basamaklarında gerilikte hastalık konusunda sinyal veriyor diyen Ali Sallı, “Örneğin bir bebek, 3’üncü ayın sonunda başını kontrol edemiyorsa, 5-6 aylıkken destekli, 7-8 aylıkken desteksiz oturamıyorsa şüphelenilmeli.”
Spastisite tanısı konan bebeklerde tedavinin fizyoterapi ile başladığını söyleyen Ali Sallı, “Eğer spastisite hafif ise, fizik tedaviyle aşılabiliyor. Burada önemli olan şey; fizik tedavinin her gün düzenli olarak yapılmasıdır. Bu durumda başka bir tedaviye ihtiyaç duymadan sorun çözülebiliyor. Ancak hastanın bu sıkıntısının sadece rehabilitasyonla çözülemeyeceği inancı doğarsa, cerrahi seçenekler de devreye giriyor.” dedi.
(Basın Bülteni)
