• BIST 4.997,80
  • Altın 1202.506
  • Dolar 19.0912
  • Euro 20.6394
  • Manisa 17 °C
  • İzmir 13 °C
  • Akhisar’da 2023 ramazan imsakiyesi
  • AK Parti Manisa Milletvekili Aday Adayı Remzi Şekerci
  • Hıdır besi çiftliğinde kurbanlık dana ve düve satışlarımız başlamıştır
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Deneyimli öğretmen, yardımcı öğretmen, grup sorumlusu aranıyor
  • E sınıfı ehliyetli, şoför aranıyor
  • Ziyafet Kuzu Çevirme Ramazan menüsü
  • Forklift operatörü aranıyor
  • Bayan ön muhasebe elemanı aranıyor
  • Akhisar'da hatimle teravih ve sabah namazı kılınacak camiler
  • Sekreter büro personeli aranıyor
  • Makine bakımcı ve elektrik teknisyeni aranıyor
  • B ehliyetli şoför aranıyor
  • Tad Zeytin Ramazan kampanyası
  • Sosyal medya hesaplarımız
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Acıyı anlamak

Esma Güç Çınar

Acıyı anlamak

“Ne çok acı var”, böyle başlar Cahit Zarifoğlu “Yaşamak” adlı kitabına. Dünyada ne çok acı, ne çok gözyaşı var. İnsanoğlu acıyı taşımaya ne kadar muktedir.

Bir yanda evladını terk eden, evladını öldüren, öte yanda evladından eziyet gören, dışlanan, aşağılanan, beri yanda evladı olamayan…

Hangisi daha çok acı verir? Acının sıralaması var mıdır?  Acıları yarıştırmak yakışık alır mı?

İnsanoğlu anlamalı, her acıyı ve onun muhatabını. Çünkü anlamaktan kaçmak yargılamanın ipine tutunmayı doğurur. Neticede sınanılmayan acı üzerinden konuşmak her halükarda kolaydır.

Bir üstadın da dediği gibi “Anlamak masraflı iştir; emek ister, gayret ister, samimiyet ister”. Anlamaktan kaçma lüksüne sahip değiliz. İnsanlığımızı üzerine bina edebileceğimiz bir tek “anlamak” kaldı elimizde. Bu yüzden insanların acısını anlamalıyız, bir bakıştan, bir cümleden, bir davranıştan. Çünkü anlamak, acıyı iyileştirmenin ilk basamağıdır.

Acıyı anlamaya çalışmak karşımızdakini kabul etmeyi gerektirir. Onun gözlüğü ile dünyaya bakmayı, yaşadığı şartları baz almayı ve bunlar eşliğinde kişiyi değerlendirmeyi içerir. Kızıldereliler bu duruma “başkasının ayakkabıları içinde bir mil yürümek” demiş. Başkasının ayakkabısı içinde bir mil yürüdüğümüzde onun acılarına yalnızca bakmış olmayız. Aynı zamanda o acıları görmüş oluruz. Çünkü bakmak ile görmek aynı şey değildir. Her bakan görebilseydi her gün bakılan sıradan manzaralar sanat eseri olamazdı. Onlara sanat eseri niteliği kazandıran her bakanın göremediği şeylerdir. İşte tam da bu yüzden görebilmeliyiz. Ancak görebilirsek insanların acısını anlayabiliriz ve insanların acısını anlayabildiğimiz oranda insanlaşırız.

Herkesin yükü kendine ağırdır, hakeza acısı da öyle. Acıyı anlamak yükü paylaşmaktır.

 Bir varken bir yok olacağımız şu alemde yükü paylaşanlardan, acıyı anlayanlardan, başkasının ayakkabısını giyerek insanlara yaklaşanlardan olmak ümidiyle sevgili okur.

Bu yazı toplam 980 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 10
    Yazarın Diğer Yazıları
    REKLAM ALANI
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Kuzey Ege Kurs
    1/20
    Başlangıç Tarihi
    Başlangıç Tarihi
    Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.