• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Manisa 19 °C
  • İzmir 16 °C
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • A1 İngilizce Kursu Açılacak
  • A2 İngilizce Kursu Açılacak
  • 23 Nisan Programı Belli Oldu
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Türkiye Ekonomisini Neler Bekliyor Konulu Konferans
  • Has Evrensel Özel Güvenlik Eğitim Kurumu Kursları
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Kritik Tepki Becerileri

Levent Sevgi

Kritik Tepki Becerileri …

 

İlköğretimde öğretilen ve gündelik yaşantıda kullanılan sadece matematiktir!

Yarı-eğitimli yurttaş eğitimsiz yurttaştan daha tehlikelidir

 

28 Temmuz 2021 ve 18 Ocak 2022 tarihli köşe yazılarımızın başlıkları Rakamların Dili idi. Bu başlık altında ele alınabilecek öyle çok konu var ki! Yediden yetmişe, kasabından imamına, ev hanımından generaline, bakanına, özellikle tüm liderlere, hepimiz için yaşamsal öneme sahip, rakamların dilinden anlamak. Bunun için gerek koşul her yurttaşın ilköğretimde sağlam bir dil bilgisi ve güçlü mantık alt yapısı ile donatılması. Zaten Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütünün (OECD) orta öğretimde başarıyı ölçen PISA programının da amacı bu. Son rapora (PISA 2018) göre Türk gençlerinin %40’ı okuduğunu anlayamıyor, %60’ı bir yazıda açıkça ifade edilmeyen fikirleri bulma, bilgiyi kullanma becerisinden yoksun, her iki gencimizden birisinin de matematikte akıl yürütme (yani mantık) becerisi yok. Hal böyle olunca bir milletvekilinin ve bir üniversite profesörünün sosyal medyada fenomen olan TV konuşmalarına niçin şaşırıyoruz?  Şu açıklamaların neresinden tutabilirsiniz ki?

 

  • Fransa’da enflasyon oranı %1’den %7’ye çıktı, yani pahalılık 7 kat arttı.
  • 150 Avroya dolan bir alışveriş sepeti %7 enflasyon nedeniyle 750 Avroya çıktı.
  • 150 Avroyu %7 ile çarparsanız zaten bu rakamı bulursunuz!

Anlatım, bir konuda bir insanın karşısındakini fikirleri ve savları ile değişik yöntemler kullanarak adeta bombardımana tutmasıdır. En önemli konular arasında bilim, matematik ve teknoloji var. Eğitimin amacı yurttaşı böyle fikir ve savları kritik bir tarzda dinlemeye, okumaya ve anlamaya hazırlamak ve destek için sunulan delilleri süzebilmektir. Ancak o zaman, gerçeği hurafeden ayırt etmek, hurafeleri reddedebilmek, dolayısıyla ölçülü fikirleri bayağı ve önemsiz olanlardan ayırt edebilmek olası. İşte bunun için yurttaşa kritik becerileri kazandırabilmek yaşamsal öneme sahip.

 

İşte size temel kritik tepki becerileri:

 

  • Bir sav ortaya attığınızda o savın dayanağı olan varsayımları açıkça belirtin.
  • Sonuçlar öne sürülen delillerden mantık yoluyla elde edilebilsin (örneğin, zengin insanların çoğu araba sahibidir ifadesinin doğruluğu bunun tersi olan araba sahibi olanların çoğu zengindir ifadesinin doğruluğunu kanıtlamaz).
  • Savınızı bir benzetmeye dayandırıyorsanız bu benzetme uygun olsun. Halk arasında ne alaka – kel alaka dedirten benzetmeler yapmayın!
  • Gerçek ve fikri birbirine karıştırmayın, fikri gerçek gibi göstermeyin ya da neyin fikir neyin gerçek olduğunu açıkça belirtin.
  • Şöhreti otorite saymayın. Örneğin, tanınmış bir sanatçının, bir TV sunucusunun bir diyet hakkında konuşmasına prim vermeyin, uzmanı dinleyin.
  • Özel referanslar yerine muğlak vasıflar atfetmeyin. Örneğin, “ünlü doktorlar diyor ki”, “bilim gösteriyor ki”, “bilim adamları ... öneriyorlar” ifadelerinden sakının!
  • Kendi ürettiğiniz fikirlerin ve bilginin şuuraltınızda veya kasten çarpıtılmalarına izin vermeyin, önlem alın.
  • Deneyden kaynaklanan bir delil kullanıyorsanız deneysel grup gibi kontrol grubundan da söz edin.
  • Fikrinizi açıklarken acayip ölçek birimli, ölçeksiz veya ölçeğin bir kısmı çıkarılmış grafikler sunmayın.
  • Ortalama sonuçlar verirken, ortalama değer etrafındaki dağılımdan (sapmalardan) söz edin.
  • “Gençler”, “göçmenler”, tüketiciler”, “hastalar”, vb., gibi gruplardan söz ederken her grubun üyelerinin benzer özellikler taşıdığını fakat bunların diğer grupların özellikleriyle hiç örtüşmediğini ima etmeyin.
  • Bir “yüzde” veya “kesir” verirken mutlaka toplam örneklemin büyüklüğünden söz edin.
  • Mutlak ve oransal verileri birbirine karıştırmayın. Örneğin, “İstanbul’da geçen yıla göre hırsızlık artışı %20, halbuki bu artış Ankara’da toplam 120 olay” demeyin.
  • Sonuçları insanı yanıltacak hassasiyetle vermeyin. Örneğin, 550 parlamenterden 213’ünü %38.72 (On binde üç bin sekiz yüz yetmiş iki) olarak ifade etmeyin.
  • Sonuçları veya açıklamaları, sanki tartışmaya değer başka görüş yokmuş gibi, tek seçenek gibi sunmayın.
  • En önemlisi neden-sonuç bağı ile ilişkili olmayı karıştırmayın. Örneğin, dondurma satışları ile mayo satışları ilişkilidir ama biri diğerinin nedeni ya da sonucu değildir. İkisinin de nedeni havaların ısınması ve yaz sezonunun gelmesidir.

 

Yazılı, sözlü ve görsel medyada, okullarda sürekli sunulan görüşlerin, tartışılan fikirlerin, ortaya atılan iddiaların büyük bir bölümünün yukarıdaki örneklere benzediğinin sunumcular da dahil acaba kaçımız farkında? Bu eğitimimizin nitelik ve etkinliği hakkında fikir vermez mi, bir ölçü oluşturmaz mı?

 

Sorunlarla dolu eğitim sistemimizin yarı-eğitimli yurttaş ve bilimden uzak ulus yetiştirdiğini artık kimse yadsımıyor. Unutmayın ki, yarı-eğitimli yurttaş eğitimsiz yurttaştan daha tehlikelidir. Yurttaşın bilim açısından cahil oluşunun neden önemli olduğunun açıklanması yaşamsal, zira bu yurttaş yönetici ya da politikada öncü olabilmekte, kamu yönetiminde, medyada, camilerde ve kiliselerde, çoğu kez endüstride ve hatta eğitim sisteminde bile yer alabilmekte. Yineleyelim: bir gazetede bir uzmanla yapılan bir söyleşide uzmanın açıklamalarından çok söyleşi için gönderilen muhabirin bilimsel okur/yazarlık düzeyinin ve algılamasının belirleyici olması ürkütücü değil mi? Söylenenlerin kamuoyuna bu muhabirin penceresinden aktarılacağının yaratacağı karmaşa hemen her gün yaşanmıyor mu? Bu nedenle saygın gazeteler ve dergiler teknik ve bilimsel ve uzmanlık gerektiren konularda uzmanla yapılan bir söyleşiyi basmadan önce mutlaka uzmana son kontrol için gönderirler.

 

Problemin çözümü eğitim aracılığı ile halkın bilimden haberdar edilmesinde, bilimsel devrimden yararlanabilmenin ön şartı halkın matematikte, bilimde ve teknolojide okur/yazar olmasında ve “herkes için bilimsel altyapı eğitimde” düğümlenmekte. Bu ise bir başka yazımızın konusu!

2022-02-28_13-39-20.png2022-02-28_13-39-39.png2022-02-28_13-39-55.png2022-02-28_13-40-07.png2022-02-28_13-40-17.png

Bu yazı toplam 1270 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 1
    Yazarın Diğer Yazıları
    REKLAM ALANI
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Kuzey Ege Kurs
    • Kuzey Ege Kurs
    1/20
    Başlangıç Tarihi
    Başlangıç Tarihi
    Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.