• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • Manisa 17 °C
  • İzmir 18 °C
  • Bayan Eleman Aranıyor
  • Akhisar Enza Home Sevkiyat Personeli Aranıyor
  • Halikarnass Restaurant’ta Cuma ve Cumartesi canlı müzik keyfi
  • Ön Muhasebe Personeli Aranıyor
  • Karabulut Şirketler Grubundan Duyurulur
  • Köfteci Ramiz İçin Denetim Elemanı Aranıyor
  • 5 Mayıs’ta Yenileme Eğitim Dönemi Başlıyor
  • Bay ve Bayan Beden İşçileri Aranıyor
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

GÖNÜL

Bahadır Yenişehirlioğlu

GÖNÜL

Zamanın birinde büyük bir sarayı bulunan hükümdar salonunun duvar süslemelerini yaptırmak için devrin en güçlü sanatkârlarını bir araya getirir. Çinliler ile Rum ressamlar salonu ortadan perdeyle ikiye ayırırlar ve birbirlerinin çalışmalarını görmezler.

Çinli ressamlar durmadan boya ister ve kendi bölümlerini muhteşem resimlerle donatırlar. Bu sırada Rum ressamlar kendi duvarlarını iyice temizleyip durmadan cilalayıp parlatırlar. Verilen süre bitince, hükümdar önce Çinli ressamların eserini görür, çok beğenir.

Sıra Rum ressamların eserini görmeye gelince, onlar önce aradaki perdeyi kaldırırlar. Tek kelimeyle muhteşemdir. Çinli ustaların yaptığı nakışlar, resimler olduğu gibi, iyice parlatılmış duvara aksetmektedir. Üstelik bu yansıma sırasında daha bir derinlik ve gizem kazanmış olur Çinli ressamların resimleri. Sonunda büyük ödül Rum ressamlarına verilir.

Gönlü parlatmanın  en güzel yolu da gönlü, hizmet aşkı ile yanarak temizlemekten geçer.

Bütün peygamberler zulmün zifiri karanlığına bir güneş gibi doğdu. İnsanlara insanlıklarını yeniden hatırlattı. Merhameti unutmuş vicdanları te­davi etti. Peygamberimiz kurak çöllere dönmüş gönülleri yeniden ihya için, rahmet esintileriyle adeta bir ilkbahar mevsimi getirdi.

Merhameti,muhabbeti ve şefkati yeniden ihya etti.

Değer, sözlüklerde, arzu edilen, ilgi duyulup peşinde koşulan, ayar ölçüsü olarak kullanılan şey anlamlarına gelir.

Değer, ihtiyaç duyan, isteyen, amaç edinen bir varlık olarak insanın eşyayla veya diğer insanlarla gerçekleştirdiği ilişkilerde ortaya çıkar.

Merhamet,şefkat ve özveri bu ilişkinin değerini artıran en önemli hususlardır. Organize olmak, bunu kurumsallaştırmak ve muhtaç olanı ayaklarının üzerine duracak hale getirmeye gayret etmek  birey ve devlet olarak yapılacak gayretli çalışmaların sonucu olarak başarı kazanabilir.

Burada efendimizin takip ettiği metotlar  en gelişmiş ve zirve noktadaki uygulamalardır. Bu ilişkilerle şekillenen disiplinlerde; dinden ekonomiye, psikolojiden sosyolojiye kadar değişik alanlarda yaygın biçimde kullanılır.

İnsan, dünyayla olan ilişkilerinde, hayat ve eylemlerinin bütünlüğünün korunmasında mevcut değerleri esas alır.Bu değerler değişmiş, bozulmuş, çürümüş ve aşınmış ise  işte o zaman büyük bir felaket kapıyı çalmış demektir

Her türlü amaç ve hedef, ilişki ve çıkar, tutku ve istek, güç ve iktidar, sevgi ve nefret, inanma ve inkar, sadakat ve doğruluk bir değeri ifade eder ve nereden referans aldığına göre  değişiklik gösterir ve  anlam kazanır yada kaybeder.

Karşılaştığımız her hadisede; “Şimdi Peygamber Efendimiz olsa nasıl davranırdı? Diyerek hizmet ve yardım konusunda  kendimize sormalı  ve en güzel örnekleri kendimize  örnek almalıyız.Zira o bir merhamet peygamberidir ve merhametinin zirvesinde örneklerle yolumuzu aydınlatmıştır.

Ulaşılmayana ulaşmak, bilmeyene göstermek, karnını doyuracak imkandan mahrum olanı doyurmak, açıkta kalana barınma imkanı sağlamak ,hastayı tedavi etmek/ettirmek,zorda kalana anında yetişmek ve sıcak elini uzatmak çok önemli  ve altı çizilmesi gereken önemli hizmetlerdir.

 Yardımlaşmanın toplumsal yaşamda en yaygın biçimi, yaşamını sürdürmek için zorunlu şeylere sahip olmayan ve bunları karşılayacak güç veya imkandan da yoksun olan kişilerin ihtiyacını karşılama biçiminde açığa çıkmaktadır.

Biz kardeşlerimizin duasına muhtacız. Belki hiç görmediğimiz, hiç tanımadığımız kardeşlerimizden gelecek dualara. Onların yüzlerindeki tebessümü, yüreklerindeki teşekkürü bize başka hiçbir şey kazandıramaz. Aydınlığın yolunu bu açacaktır kim bilir...

Zehir zıkkım bir nefes gibi gelişir bazen olaylar, bozan, çürüten, lime lime döken bir isyan kime fayda sağlar ki?

Kimseye.

Eziyet kendinedir, hüsran kendinedir, acı kendinedir, eziyet kendinedir şayet yardımlaşmıyorsan,yardıma ihtiyacı olana koşmuyorsan. Acı çok acı.

Gönüllere ulaşmak sihirlidir. Sihir dediğin şeyin özünde de hizmet vardır. İnsan ancak hizmet ederek keşfini tamamlayabilir. Gönüllere dokunmadan  ne keşfetmek ne de keşfedilmek mümkündür. Muhabbetle  hizmet eden insan kendisini keşfettiğinde, gerçek keşfi tamamlamış demektir. Bu keşfi tamamlayan sonrasında her sırrın anahtarını keşfeder.

Öyle bir hizmet büyüt ki sarsın muhabbetle, geceyi, günü, ayazı, soğuğu, zehir zemberek soluğu.

Böylelikle gök kubbenin kapılarını açar insan.

Bu yazı toplam 1493 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
REKLAM ALANI
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Kuzey Ege Kurs
  • Kuzey Ege Kurs
1/20
Başlangıç Tarihi
Başlangıç Tarihi
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.