Türk Eğitim-Sen ithal öğretmen istemiyoruz
Akhisar: (Kenan MOLLA)
Akhisar Türk Eğitim-Sen Yeni yeri Ragıp Bey Mahallesi 156 Sokak No:12/A adresinde İthal öğretmen istemiyoruz başlıklı basın açıklaması yaptı. Türk Eğitim-Sen Akhisar İlçe Başkanı Ercan Yaşar yönetim kurulu üyeleri Dilek Cangür, Ayben C. Arabacı, Turgut Yavuzer, ve üyelerin katıldığı basın açıklamasını İlçe temsilci başkanı Ercan Yaşar okudu.. Ercan Yaşar'ın okuduğu basın açıklamasının tam metni:
İTHAL ÖĞRETMEN İSTEMİYORUZ. PROJE MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'NIN MI, VATİKAN'IN MI?
Eğitim camiası bakanlığın 40 bin ithal öğretmen projesi ile adeta şoka girmiştir. Çünkü bu proje, Milli Eğitim Bakanlığı'nın kendi yetiştirdiği öğretmenlerine hiç güven duymadığını net bir şekilde ortaya koymuştur. Bakanlığın, yabancı öğretmen istihdam etmeyi planlaması öğretmenlerimize yapılmış çok büyük bir saygısızlıktır. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu bu projeyle öğretmenleri aşağılayan, horlayan, onlara hakaret eden Bakanlar kervanında yerini almıştır. Bu ülkede tam 350 bin atanamayan öğretmen vardır. Bu ülkede öğretmenler atanamadıkları için bunalıma girip, intihar etmektedir. Bu ülkede öğretmenler sokaklara, kahve köşelerine itilmiştir. Bu ülkede öğretmenler eline pankart alıp, eylem yapmakta ve 'atanmak istiyoruz' diye feryat etmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlerin çığlıklarını duymazdan gelirken, öğretmenleri işsizliğin pençesinden çekip, çıkarmak için çaba göstermezken, onlara 30 bin ek atamayı çok görürken, 40 bin yabancı öğretmeni ülkemizde istihdam etmeyi içine sindirebilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı şayet yıllarca eğitim fakültesinde dirsek çürüten öğretmenlerin öğrencilerimizi iyi yetiştiremediğine inanıyorsa, tüm eğitim fakültelerini kapatsın ve öğretmenlerin tamamını yurtdışından ithal etsin! Tüm öğretmenleri yurtdışından ithal edersek, belki Bakan Çubukçu'nun elini de rahatlatmış oluruz. Öte yandan 5 yıl sürecek olan bu proje yaklaşık 1,5 milyar TL'ye mal olacak. Edindiğimiz bilgilere göre yurtdışından istihdam edilecek öğretmenlere aylık 2 bin dolar maaş verilecek. Hal böyleyken hepimizin aklındaki sorular şunlardır: Madem bakanlık yabancı öğretmen istihdamına bu kadar bütçe ayırabiliyor, o halde niçin kendi öğretmenlerinin atamasını yapmıyor? Türk öğretmenlerine karşı eli sıkı olan bakanlık, sıra yabancı öğretmenlere gelince niye bu kadar cömert davranıyor?
Ülkemizde 9/3 derecedeki bir öğretmen 1.721 TL, en üst derecedeki öğretmen de 1.974 TL maaş alırken; yabancı öğretmenlerin 3.000 TL maaş alacak olması ne anlama geliyor? İthal öğretmenlere, Türk öğretmenlerden daha yüksek ücret verilecek olması Sayın Bakan'ın vicdanı hiç mi sızlatmıyor? Tüm bu sorular yanıt beklerken, çok önemli bir şüphe de zihnimizi kurcalamaktadır. Bu proje gerçekten Milli Eğitim Bakanlığı'nın mı, yoksa Vatikan'ın projesi mi? Türk Eğitim-Sen olarak bu projenin dış kaynaklı ve dış destekli olduğuna inanıyoruz. ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya'da öğretmenlerin ayda ortalama 3 bin dolar kazandığı düşünüldüğünde, aradaki maaş farkını Vatikan mı karşılayacaktır?
Zira bu projenin bir benzeri 1960'lı yılların sonunda uygulamaya konulmuştur. O dönemde birçok yabancı öğretmen gönüllü olarak Türkiye'ye gelmiştir. Bunun eğitim-öğretimimize hiçbir faydası olmadığı gibi, yurtdışından gelen yabancı öğretmenler ülkemizde misyonerlik ya da casusluk faaliyetlerinde bulunmuştur. Bakanlığın dışarıdan destekli olduğunu düşündüğümüz bu projesinin de bu tür sonuçlar ortaya çıkaracağı çok açıktır.
Buradan tüm öğretmenlerimize sesleniyoruz: Haklarımıza sahip çıkalım. Yoksa haklarımız elimizden alınacak.
YGS VE ALES SINAVINDA YAŞANAN REZALETLER TÜRK EĞİTİM-SEN OLARAK, MİLLETİN VİCDANINDA GEÇERLİLİĞİ OLMAYAN BİR SINAVIN İNATLA İPTAL EDİLMEMESİNİ KINIYORUZ.
Skandallara doymayan ÖSYM'nin YGS'yi inatla iptal etmemesi ne anlama gelmektedir? Tümüyle şaibeye bulaşmış olan bir sınavın iptal edilmemesi büyük bir rezalettir. Öte yandan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soru kitapçıklarında adayların şifreleme yöntemi ile işlem yapmadığı ve sınavda şaibeli bir durumun söz konusu olmadığı kanaatine mi varmıştır? Soruşturma henüz tamamlanmadan, ÖSYM YGS sonuçlarını niçin açıklamıştır? Ortada ÖSYM'nin bildiği ancak bizim bilmediğimiz ne vardır? Kamuoyu öncelikle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan net bir açıklama beklemektedir. Savcılık, soruşturma ile ilgili tüm detayları en kısa sürede açıklamalı ve kamuoyunu bilgilendirilmelidir.
Bu noktada adaylar ister şifrelemenin farkına varsın, ister varmasın şifrelemenin varlığı bile sınavı şaibeli hale getirir. Dolayısıyla böylesi bir sınavın sonuçlarına da asla güven duyulmayacaktır. ÖSYM'nin sınav sonuçlarını açıklamak yerine, sınavı iptal etmesi gerekiyordu. Zira YGS milletin vicdanında geçerliliği olmayan bir sınav haline gelmiştir. TÜRK EĞİTİM-SEN OLARAK, MİLLETİN VİCDANINDA GEÇERLİLİĞİ OLMAYAN BU SINAVIN İPTAL EDİLMEMESİNİ KINIYORUZ. Bu sınav ÖSYM tarihinde kara bir lekedir.
Ayrıca daha yeni ALES sınavında yaşanan hatalar tam bir rezalet örneği.
ÖSYM'nin yaptığı affedilmez hataların faturası ne yazık ki gençlerimize kesilmektedir. Sınav yapmayı beceremeyen ÖSYM, sınav mağdurları yaratmayı çok iyi becermektedir. Türk Eğitim-Sen olarak, gençlerimizin geleceği ile oynayan ÖSYM Başkanı Ali Demir'in hala pişkinlikle görevinin başında olmasını anlayamıyoruz.
Başkaları ister tatmin olsun, ister olmasın. Ama bilsinler ki Kamuoyu ve Türk Halkı tatmin olmamıştır.
TÜRK EĞİTİM-SEN'Lİ YÖNETİCİLERE KUMPAS MI KURULUYOR?
Akhisar'da üyemiz olan bir okul müdürüne şaibeli isimsiz dilekçelerle soruşturmalar açtırılması akıl almaz bir durumdur. Açılan soruşturmalarda ise müdürlüğü bile şaibeli olan kişiler görevlendirilmiştir. Görevlendirilen zatı muhterem beyefendinin geçmişte soruşturmalar geçirdiği ve soruşturmalar neticesinde görevden alınması talep edilmiş. Fakat bin bir türlü entrikalarla bu ceza Manisa'dan geri çevrilmiş fakat adına haksız olarak ücret tahakkuk edildiği tespit olmuştur. İş bu zatı muhteremin (Muhakik) soruşturma görevini yaparken ilgili kişilerle çok yakın arkadaşlığı ve samimiyeti göz önüne alınmamış. Arkadaşımızın bu zatın görevden reddini istemesine rağmen yetkililer kulak asmamıştır. İnadına adeta intikam almak için görevlendirilmiştir.
Neresinden bakarsanız bakın hiçbir şekilde ahlaki ve hukuki olmayan bu olayı önce Allah'a sonrada mahkemeye havale ediyoruz. Buradan yetkilileri uyarıyoruz. Hiç kimseye çifte standart uygulayamazsınız. Sizler devleti yönetiyorsunuz. Sizler Hz. Ömer'in adaletini uygulamak zorundasınız.
Tüm bunları kamuoyunu bilmesini ve herkesin olanlardan haberdar olmasını kendimize ve camiamıza bir borç biliyoruz. Hiç kimse sahipsiz değildir. Türk Eğitim-Sen Hak ve haklının Yanındadır.
TÜRK EĞİTİM-SEN'DEN KÖY VE KASABA ÖĞRETMENLERİNE DESTEK
Türk Eğitim-Sen olarak köy ve kasaba öğretmenlerinin de Akhisar da yapılan merkezi sınavlarda (SBS, Açık Lise, Açık ilköğretim, Motorlu Taşıtlar Sınavı vb.) görev almalarını destekliyor ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden talep ediyoruz.Bu öğretmenlerin haklı taleplerine kulak verilmeli.
Bu taleplerin her türlü hukuki alt yapısı mevcut. İsterlerse kendilerine her türlü yardımı verebiliriz. Geçmişte köy ve kasabadaki idarecilere görev verdiklerini de unutmamalıdırlar. Bizler öğretmenlik mesleğinin köy-kasaba ve şehirde olanlara göre yapılan bu ayrımcılığa biran önce son verilmeli. Tüm öğretmenler eşit şartlarda görevlendirilmelidir.
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün bu çağrımıza kulak vermesini diliyoruz.
4/B SÖZLEŞMELİLERE MÜJDE.
Türkiye'de az olan emsal karalardan bir tanesine de Akhisar Türk Eğitim-Sen imza attı. Üyemiz olan Beyoba İhsan Ünlü ilköğretim Okulu 4/B Sözleşmeli Öğretmeni Kamil Koç daha önce alamadığı yolluğunu açtığımız dava sonucunda mahkeme yoluyla geçen hafta itibarı ile yolluğunu almıştır. Bu durumda olan sözleşmeli öğretmenlerimiz bizimle irtibata geçerek gereken yapılacaktır. Selam ve saygılarımla.