• BIST 8964.1
  • Altın 2877.277
  • Dolar 34.2018
  • Euro 37.5403
  • Manisa 18 °C
  • İzmir 20 °C
  • Erkek Şoför Aranıyor
  • Emekli Gece Bekçisi Aranıyor
  • Ön Saha (Pompacı) Aranıyor
  • İngilizce Konuşma Kulübü Dersleri 12 Ekimde Başlıyor
  • Gençlerimizin ‘Günaydın Çorbası’ Bizden!
  • Hızlı Okuma ve Anlama Kursu Deniz Kurs Merkezinde
  • Muhasebe Departmanı Aranıyor
  • Bay Eleman Aranıyor
  • Bay Bayan Vasıfsız İşçi Aranıyor
  • Bayan Eleman Aranıyor
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

SEVGİ, SELAM, BARIŞ VE SELAMETİN HAKİM OLAN BİR DÜNYA DÜZENİ LAZIM

Orhan Yavuz Ejder
 SEVGİ,  SELAM, BARIŞ VE SELAMETİN HAKİM OLAN BİR DÜNYA DÜZENİ LAZIM
Dünyada insanoğlu var olduğu sürece hep barış sağlık selametle yaşamını sürdürmek istemiştir.
Barışçı bir dünyayı herkes ister, sağduyu sahibi olan herkeste bunun için mücadele eder güç sarf eder. Din adamları edebiyatçılar şairler, vaazlarında yazılarında şiirlerinde hep huzurlu bir dünya hayatı için yazmış çizmişler.
Selam ve barışın olduğu bir ortamda yaşamak ne kadar güzel.
 Gece yolunu kesen yok, evini soyan yok, sana zülüm eden yok, malına canına ırzına musallat olan yok, Banka hesabını boşaltan yok, telefon dolandırıcılığı yapan yok, kapkaçtı yok, sokakta kavga yok ülkede savaş yok, başına düşen bomba yok, füzelerle binanı yerle bir eden yok, enkaz altında kalıp ölen sabi masun insanlar ve hayvanlar yok.
 Rüşvetle adam kayırmakla mevki makam sahibi olan yok. İhalelere fesat karıştıran yok, işin ehli liyakat sahibi olan insana işveren çok, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan devlet ve vakıf malını haksızca yiyen yok. Bilhassa kul hakkını yiyen yok, kulun kalbini kıran yok, güçlünün güçsüze zulmü ceberutu yok,  renginden milletinden ırkından dilinden dolayı kimsenin kimseyi aşağılaması yok. Kısacası cenabı Allah’ın yarattığını hor hakir gören yok. 
Tabiatın bütün varlığına dokunmadan yerli yerince kullanmak, havayı suyu toprağı kirletmeden israf etmeden kullanan. Dünyaya barut kimyasal silahların kokusu olmayan bir dünyayı herkes ister. Savaşları çatışmaların olmadığı, barışın hâkim olduğu bir dünyayı insanlar arzular.
 Yukarda saydıklarımı sağlamak gayet kolay eğer dünyayı yönetenler ve bizlerin bu konularda biraz çalışma ve gayretimiz olursa bu saydıklarımı ve daha sayamadıklarım iyilik ve güzellikleri toplum hayatında uygulama imkânımız olur.
Dünyayı yöneten kodaman beşliler ve yandaşları, birleşmiş milletler teşkilat binasında toplanıyorlar. Konu. Sen şu silahı yaptın bende karşısında bu silahı yaptım,. Sen şu ülkeye girersen bende diğerine girerim sen şu terör örgütüne silah verip desteklersen bende diğer terör örgütlerini desteklerim, yani konu hep savaş sömürmek insanları bir birine kırdırmak, hırs ve doyumsuzluk. Konu hep kavga ve savaş.
Gelelim ülkemizdeki ve gelişmiş ülkelerinin çocuk oyunlarına. Bilgisayar tablet ve cep telefonlardaki çocuk oyunlarının genellikle savaş silah birilerini öldürmek kandırmak malını elinde almak, karşısındaki rakibin tamamen yok etmek bütün varlığını elinde almak için kurgulanmış oyanlarla dolu. Maalesef asrımızın çocuk ve gençleri bu ruhla yetiştiriliyor. En vahşi kapitalizmle.
 Evlerde oturup Türküye televizyonlardaki dizi filim ve sözde aile programlarını ailece zevkle seyir ediyoruz, bu dizi ve yayınlarını etkisiyle onlara benzemeye çalışıyoruz ve onlar gibide hatta daha beter hale geldik.
Bu  Rutik in emrinde olan TV dizilerinde ne var, mafya çatışmaları mafya liderleri toplumun gözünde birer kahraman. Sadakatsizlik gayri meşru ilişkiler kocasını karısını aldatanlar sanki birer ahlak timsali birer lider gözüyle bakılıp halk tarafına sevilip telefonlarında görüntülerini bulundurmak sosyal medyada paylaşmak sanki bir imtiyazmış gibi benimsemek. Sanki seksen beş milyon TÜRKİYE Cumhuriyeti vatandaşları sofrasında alkol şarap olmadan masaya oturmayan bir millettir gibi göstermek.
Dizilerde kumar aldatmak rakibin haksız nedenlerle yok etmek, yani kısacası aile yapısını dinamitlemek için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar. Başkasını hakkını yemek, nahak olarak insanları öldürmek, zina suçunu işlemek, yalan söylemek, iftira atmak, hırsızlık yapmak,
Bu saydıklarım İslam’da ve bütün semavi dinlerde haram ve yasaktır ve bunların çoğalması aileyi parçalar insanları uçuruma götürür.
1.       Çocuk oyunu savaşla hırs ve kandırmakla işe başlıyor. Paylaşmayı bilmeyen bencil bir nesil yetişiyor
2.       Evde kavga savaş aldatma kandırma yönelik televizyon ve oyunlar ailenin her bireyini adeta esir almış.
3.       Dünyayı yönetenler nükleer, kimyasal, biyolojik ve diğer silahları çoğaltmak için toplanıp tartışıyorlar ve bu silahları yapıyorlar. Bu savaşlar silahlar kimler için geliştirilip çoğaltılıyor, uzaylılara karşımı? Yok. Hayvanlara balinalar karşımı? Hayır.
Peki, Kime karşı? İnsan ırkına karşı yapılıyor. Hani bizde bir atasözü var. Kırk gün bir akıllı insana sürekli delisin delisin dersen kırkıncı gün o insan deli olur. Sanki mazlum fakir ülkelerde kargaşa çıkarıp iç savaşa sürüklemek, insanları öldürmek onlarım meşru bir göreviymiş gibide devletlere insanlara kabul ettiriyorlar.
 Bir covit 19 virüsü çıktı herkes ona odaklandı bu virüsü nasıl yok ederiz diye nerdeyse dünyanın ekonomi dengesi bozuldu. Peki, İnsanlığımıza İmanımıza, Ahlakımıza yapışan yukarıda bir kısmını sıraladığım virüslerden nasıl kurtulacağız, herkes bunun muhasebesini yapmalı.
Maalesef İnsanoğlu rahmetlik NASREDDİN HOCANIN, dediği gibi bindiği dalı kesiyor.
Ahlaki, sosyal, içtimai hayatımıza bir dönüp bakalım. Tabiatı kirletmek, küresel ısınma, çevre temizliği, sigara başta olmak üzere diğer dumanlar yaşadığımız dünyamızı yaşanmaz hale getiriliyor.
Evet, insanlar bu şekilde dünyayı yönetmeye devam ederlerse kestiği binmiş olan dalın atında kalır feci şekilde parçalanarak ölür. Tabi afatlar sel zelzele kuraklık küresel ısınma ve diğerleriyle karşı karşıya gelir. Tabiat, dengesinin bozulmasının öcünü çok ağır bir şekilde ödetir.    
Çünkü yüce Allah merhamet sahibidir, aynı zamanda adalet sahibidir kimseye torpil geçmez haşa. Bu ezilen dünya insanlarının ahını o dünyayı keyfîlerine göre yöneten lüks ve bolluk içinde yaşayan ülke ve o insanlar bunun bedelini çok ağır bir şekilde öder. Farsça bir atasözü var. “Allah ceza vermeyi erteler amma hiç unutmaz, der.” Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.
 Benim işim kavga değil, ben gelmişim sevi için. Yunus emre böyle der. Savaşın olmadığı sevgi muhabbetin bol olduğu bir yaşam umuduyla, hoşça kalın.
Yazan Orhan Yavuz Ejder. Akhisar- Manisa.
Bu yazı toplam 403 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
REKLAM ALANI
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Kuzey Ege Kurs
  • Kuzey Ege Kurs
1/20
Başlangıç Tarihi
Başlangıç Tarihi
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.