Saadet Partisinden Çin'deki olaylar üzerine açıklama
Akkhisar (Kenan MOLLA)
Akhisar Saadet Partisinden Çin' deki olaylar üzerine bir basın açıklaması yapıldı. Saadet Partisi Eski İlçe Başkanı Ahmet Erdoğdu yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Ak Hisar Restaurant da bir basın açıklaması yaptı.
Erdoğdu yaprığı açıklamada "Srebrenitsa'da yapılan katliamın yıl dönümündeyiz ve o katliamı da bu protesto ediyoruz, Bu kadar olaylar olurken insan ister istemez soruyor, nerede dünyanın hürriyetten, özgürlükten, adaletten ve insan haklarından bahseden özgürlükçüleri. Sizin duyduğunuzu onlar duymuyorlar. Siz Doğu Türkistan'daki feryadı duydunuz ve buraya geldiniz, onlarsa yan gelip yatıyorlar. Srebrenitsa'yı duymayanlar bugün de susuyorlar. Nerede Avrupa Birliği, nerede kendisinden önceki Bush yönetimini eleştiren Sayın Obama? Ve ne yazık ki nerede bu İslam Ülkelerinin anlı şanlı başbakanları, devlet başkanları...
Nerede dünya medyası, nerede televizyonlar! Neden Uygur Kadınının 'Kocamı istiyorum, Oğlumu istiyorum' feryatlarını göstermiyorlar...
İnsanlık sadece şu saydığım soy kırımları mı görmedi. Nice katliamlarla karşı karşıya kaldık. Maalesef dünyayı yöneten etkin ve güçlü liderler nerdeyse katliamları ikiye ayırdı. Benim işime yarayan katliamlar, benim işime yaramayan katliamlar...
Hitler, Yahudileri katlederken, bu millet Yahudiler'e kucak açtı. Çenenistan'da ki kardeşlerimiz katledilirken bu millet karşı çıktı. Ruanda'da 1 milyon insan katledilirken bu millet karşı çıktı. İsrail'in katliamına bu millet karşı çıktı. Ve yine Doğu Türkistan'da özellikle 1949'dan beri yapılan katliamda mazlumlara bu millet sahip çıktı.
Değerli Akhisarlılar, 10 günden bu yana Doğu Türkistan'da olan dini ve etnik bir çatışma değil, Etnik ve dini bir soy kırımdır, temizliktir. Oradaki kardeşlerimizi etnik kimlikten ve dinlerinden ötürü yok ediyorlar. Ne oldu bu Doğu Türkistan'da, onları özetlemek istiyorum:
Birincisi Nufus politikaları...
8 aylık hamile kadınları zorla kürtaj yaparak karınlarındaki çocukları aldılar.
Ekonomik olarak sömürüyorlar.
Eğitim bakımından sömürülüyor. Uygur Lisanını unutturmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
İletişim imkanlarına sınırlama getirliyor. İnternet erişimi kesiliyor.
Uygur kızları zorla fuhuşa sürükleniyor.
1964'ten bu yana Doğu Türkistan'da ellinin üzerinde nükleer deneme yapılıyor. Adamlar 'Eğer bir hastalık olacaksa bunlar Uygurlarda olsun.' diyerek nükleer denemeleri Doğu Türkistan halkı üzerinde yapıyorlar.
11 Eylülden sonra başlayan Müslüman avı Çin'de de başlamış ve uygulanmıştır. Resmi rakamlara göre 2006'dan buyana 6 Bin uygur halkı idam edilmiştir
Dini baskılar artmış, Cuma namazları kılmayı yasaklamışlardır. Doğu Türkistan'da özellikle Kaşkar'da tarih yok edilmektedir.
Listeyi uzatmak mümkün..
Nerede insan haklarından söz edenler. Doğu Türkistan'da yıllardır insan hakları çiğneniyor? Nerede bunlar, kulaklarını tıkamış 'bana ne!' diyorlar!
Şimdi insan hakları örgütleri diyor ki 'bunlar Asya'da olağandır.' Fakat Çağlayan'daki binler de diyor ki 'hayır bunlar olağan değildir!' Bu aziz millet bunların böyle gitmesine asla müsade etmeyecektir.
Biz siyaseti laf olsun diye yapmıyoruz. Bizim amacımız bağcıyı dövmek değil üzüm yemektir.Genal başkanımız dün Çağlayan meydanında yüzbinlerin önünde Hükümete seswlenerek 11 maddelik eylem planı teklifinde bulundu:
1) Türkiye, büyükelçimizi Çin'in zulmü sona erene kadar geri çağırmalıdır.
2) Meclisteki Çin Dostluk Grubundan istifa eden milletvekilleri niçin ayrıldıklarını ifade etmeli ve bu dostluk grubunda kalan arkadaşlarımız da istifa etmelidirler.
3) Türkiye Büyük Millet Meclisi acil toplantıya çağrılarak Çin'e karşı alınacak tedbirler gizli bir oturumda konuşulmalı müzakere edilmelidir.
4) Çin'in bu olaylara karışanları idam edeceği açıklamasına karşın dışişleri bakanlığımız 'kınıyoruz' gibi sözleri yerine bütün dünya kamuoyunu harekete geçirmeli ve idamları önleyecek çabayı ortaya koymalıdır.
5) Uluslararası bağımsız gözlemci heyeti kurularak orada olan olaylar soruşturulmalıdır.
6) BM nerede diye sormuyorum. Çünkü BM, ABD dışİşlerinin bir masası haline gelmiştir. Birleşmiş Milletler'in yeniden yapılandırılması için Türkiye ve bu olayları da dünyanın önüne koyarak diplomatik atak başlatmalıdır.
7) Kazakistan, Türkmenistan gibi ülkelerin üzerinde ağırlığı olan Türkiye bu ülkeleri harekete geçirmeli ve Doğu Türkistan'ın birşeyler yapmasını sağlamalıdır.
8) İslam Konferansı Örgütü harekete geçirilmelidir.
9) Almanya, İngiltere, İspanya ve İtalya gibi ülkeler insan haklarından bahsediyorlar. Onlar üzerinde bir çalışma yapılmalı ve AB'nin harekete geçirilmesi sağlanmalıdır.
10) Kızılay, Cansuyu ve İHH gibi yardım kuruluşlarının bölgeye giderek çalışmalar yapılması gerekmektedir.
11) Yüz milyonlarca Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz otuzun üzerinde ülkede mülteci durumundadır. Türkiye, Doğu Türksitanlı bu kardeşlerimize bülteci sıfatının verilmesi için bir çalışma yapmalıdır. Tabi öncelikle Türkiye'nin bu girişimi yapması gerekmektedir.
Zafer inananlarındır ve Zafer yakındır
Yaşasın Bağımsız Doğu Türkistan, yaşasın Müslüman Doğu Türkistan...
Allah hepinizden razı olsun, hepinize hayırlı akşamlar diliyorum, Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum Geleceğiniz aydınlık olsun..." dedi.