Saadet Partisi İlçe Başkanı Aysu; Teröre Karşı Alınabilecek Önlemleri Anlattı
Akhisar : (Kenan MOLLA)
Akhisar Saadet Partisi İlçe Başkanı, yönetim Kurulu üyeleri ve partili üyeler ile Parti binasında basın açıklaması yaptı. Türkiye gündeminde yer alan bir çok konu üzerine Saadet Partisi İlçe başkanı Fikret Aysu basın açıklaması yaptı. Saadet Partisi İl Başkanı Ahmet Erdoğdu, Saadet Partisi İlçe Başkanı Fikret Aysu, yönetim kurulu üyeleri ve partili üyeler katıldı.
Basın açıklamasını İlçe Başkanı Fikret Aysu yaptı. Fikret Aysu;" Öncelikle sözlerime başlarken son dönemde şehit olan ve bundan evvel şehit olmuş olan bütün evlatlarımıza Cenabı Allah'tan Rahmet diliyorum, ailelerine ve milletimize de başsağlığı diliyor, yaralananlara da acil şifalar diliyorum. Değerli arkadaşlarım Türkiye yine bu dönemde de bir kere daha terör olgusunun bütün çıplaklığıyla karşı karşıya kalmaktadır. Onun için meseleyi sadece birkaç tane terörü lanetleyecek cümleyle geçiştirmek değil ortaya çıkmakta olan bu terörün gerçeğini çok iyi şekilde algılamak ve gerekli tedbirleri (gecikmiş olan tedbirleri) almak durumundayız.
Bizim baştan beri temel iddiamız, temel görüşümüz şudur;
Bu topraklarda yaşayan Türkler ve Kürtler 2010 yılı oldu, 2009 yılı oldu gökten paraşütle bu topraklara indirilmiş değillerdir. Bu topraklarda yaşayan milletimizin bütün fertleri asırlardır birlikte barış içerisinde kardeşlik içersinde yaşayan unsurlardır, milletimizin fertleridir. Ancak, özellikle son 25 yıldır, 30 yıldır bu milletin çocukları arasına sokulmaya çalışılan bir fitneyle karşı karşıyayız. Bu fitnenin beslendiği damarları kurutmadan/buradaki toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel şartları ortadan kaldırmadan/terörün gerçeği ile yüzleşmek,.maalesef Türkiye için kaçınılmazdır. Ayrıca bu terör olaylarıyla ilgili olarak başından beri ifade ettiğimiz bir husus zamanlamaya dikkat edilmesidir.
Türkiye'nin ve bölgenin siyasal şartlarının bütünüyle değiştiği, dünyanın yeni bir yapılanma süreci içerisine girdiği ve özellikle bu yeni yapılanmanın merkezinin, fay hattını Ortadoğu olduğu, bizim coğrafyamız olduğu bir dönemde Türkiye'deki terör olaylarının artması herhalde bir tesadüften ibaret değildir. Artık meselenin sadece Türkiye'nin bir tek bölgesiyle, bazı bölgeleri ve şehirleriyle ilgili değil bütün Türkiye ile ilgili bu anlamda da bölgeselliğin ulusal bir tehdit haline geldiğini açık bir şekilde göstermektedir.
Türkiye 25 yıldır karşı karşıya kaldığı bu terör olaylarının sadece sonuçlarını ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Hâlbuki terörü ortaya koyan temel gerekçeler ya da terörün beslenmiş olduğu sosyolojik damarların, kültürel damarların kurutulması ve Türkiye'de bir barış ve esenliğin kalıcı şekilde tesis edilmesi yoluna maalesef Türkiye gidememiştir. Türkiye yaklaşık bir yıldır çok açık bir şekilde demokratik açılım ya da içte birlik beraberlik projeleri adı altında bir süreci tartışmaktadır. Bu süreç bizim başından beri ortaya koyduğumuz maalesef temel prensipler, kaygılar içersinde çok ciddi hataları barındırmaktadır. Hükümete bugün şunu söylemek herhalde bütün milletin hakkıdır. 8 yıldır tek başına iktidarsınız. Yüzde 47 ye varan büyük çoğunlukla halkın desteğini aldınız. Uluslar arası çevrelerin bu konudaki büyük desteklerini aldınız. Türkiye'de bölgesel anlamda oluşan bu dengeler içersinde terörü sonlandırma konusunda her türlü imkâna sahiptiniz. Niçin 8 yıldır terörün bitirilmesi için tam manasıyla barış ve kardeşliğin Sağlanması için gerekli adımları atamadınız? Bu tarihi süreçte gelinen terör olaylarının bu noktaya yükselmesinde hiç kusura bakmasınlar parlamento içersindeki muhalefet partilerinin de en az hükümet partisi kadar büyük vebali, büyük sorumluluğu vardır. Bu çerçevede Kandilli dönüşünde ortaya çıkan görüntüler ise tam manasıyla Türkiye de devlet aklının iflas ettiğinin açıkça ortaya konulduğu görüntüler olmuştur. Maalesef bugün terörü konuşuyorsak bir yıldır çözümün merkezi olan parlamentoda bulunanlar niçin bu memlekette gönüllü birliktelik adını verdiğimiz barış ve kardeşliği sağlayacak proje konusunda bir adım atmadılar önce kalkıp bunun hesabını millete versinler. "Gönüllü Birliktelik Projesi" bunu kamuoyuyla paylaştık. Ama birkaç cümleyi bugüne anlatmak için, hatırlatmak için bir kere daha söylemek istiyorum.
Öncelikle barış ve kardeşlik için demin söylediğim gibi biz tesadüfen bir araya gelmiş, zorla bir arada bulunan unsurlar değiliz. Bu milletin bütün çocukları Türkler ve Kürtler aynı coğrafyanın çocukları, aynı medeniyetin insanları, aynı inancın mensupları olarak bin 100 senedir bu topraklarda yaşıyoruz. Esas amacımız yüzyıllardır birlikte barış içinde yaşamış olan aynı inancın, aynı medeniyetin çocuklarının Selahattin Eyyubi'nin, Kılıçaslan'ın torunlarının arasına sokulmaya çalışılan fitnenin etkilerinin kalıcı olarak ortadan kaldırılması olmalıdır. Buradaki sorunun çözümü daha fazla kardeşlikten, daha fazla rızaya dayalı birliktelikten, daha fazla adaletten, çözümü kendi aramızda, kendi içimizde aramaktan geçtiğini açık bir şekilde ifade etmişiz. Değerli kardeşlerim ortam fevkalade vahim bir durumdadır. Basit sözlerle geçiştirilebilecek bir noktada değiliz. Siyasetin, başta Sayın Başbakan olmak üzere, gerginlikle, kavgayla bu konuyu örtmesi, bu konuyu geçiştirmesi de mümkün değildir. Onun için öncelikli olarak herkesi üslupta itidale ve itidalli olarak hareket etmeye davet ediyorum. Güncel olarak söylemek gerekirse çıkardıkları seslerin şu anda Güney Afrika'daki Dünya Kupasındaki vuvuzela seslerinden başka bir anlamı yoktur, anlamsız bir takım sesler çıkartıyorlar. Türkiye'de sivil ve asker bürokrasi, siyasi partiler, kitlesel örgütler ve tüm ülkemiz işi siyasal istismara vardırmadan ortak bir sağduyu cephesi oluşturmak durumundadır. Terörün ancak ve ancak demokrasi insan hakları ve hukuk devleti çerçevesinde kalınarak burada bu çerçeve içersinde çözülebileceği, önlenebileceği unutulmamalıdır. Bu süreçte terörün önlenmesi için, hiçbir kimse olağanüstü hal gibi birtakım demokrasi dışı gibi yolları tavsiye ve teklif dahi etmemelidir. Bu Türkiye'ye yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisidir. Terör sadece bir parti, sadece hükümet, sadece muhalefet partileri ya da Türkiye'de sadece bir etnik grupla ilgili bir düşmanlık ortaya koymuyor. Maalesef terörün bütün amacı bu ülkenin yurttaşları arasında kalıcı husumetleri ortaya koymaktır. Ancak sevinerek ifade etmek istiyorum ki, dünyanın neresinde bu kadar büyük bir süre uluslararası terör siyasetinin Uygulamaları devam etmiş olsaydı, belki o ülkede iç savaş ortaya çıkardı. Ancak çok şükür bütün uygulamalara ve kışkırtmalara rağmen bu ülkenin makul çoğunluğu Türkler ve Kürtler arasında en ufak bir husumet oluşmamakta, insanlar birbirlerine karşı tavır içersine girmemektedir.
Saadet Partisi olarak Terör olaylarının önüne geçmek için yapılması gerekenleri maddeler halinde şöyle özetleyebiliriz.
1) Herkes üslubuna dikkat etmeli Kavga ile gerginlikle bu sorunun üzerine gidilemez. Herkesi üslup ve itidalli hareket etmeye davet ediyoruz. Başta Başbakan olmak üzere; milleti fazla germeyin ne söylüyorsanız adam gibi söyleyin. Kimse siyasi rant beklentisi içinde olmasın.
2} Sağduyu cephesi oluşturulmalı Sivil ve askeri bürokrasi, siyasi partiler, kitlesel örgütler ve tüm kesimler işi siyasi istismara vardırmadan ortak sağduyu cephesi oluşturmak durumundadır. Sağduyunun olmadığı ortamda zaten milletin çoğunluğunun kabul etmiş olduğu bir çözüme ulaşmak mümkün olmaz.
3) Hukuk kuralları içinde kalmalı Terörün ancak ve ancak demokrasi, insan haklan ve hukuk devleti kuralları içinde kalınarak çözülebileceği, önlenebileceği unutulmamalıdır.
4} OHAL teklif bile edilmemeli Bu süreçte terörün önlenmesi için OHAL gibi bir takım demokrasi dışı teklifleri gündeme getirilmemelidir. Bu, Türkiye'ye yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisi olur. Türkiye'nin terörle mücadelesi göstermiştir ki; 25 yıldan fazla devam eden OHAL uygulaması bırakın terörün azalmasını, bölgede PKK'nın güçlenmesinde en temel araçlardan birisi olmuştur. Hiç kimse, hiçbir sorun çözmeyen OHAL'İ teklif dahi etmemelidir. Kutuplaşmak terörün oyununa gelmektir Terör sadece etnik bir grupla ilgili düşmanlık ortaya koymuyor. Maalesef terörün tek bir amacı var o da ülkenin yurttaşları arasında kalıcı husumetleri ortaya koymaktır. Bu bakımdan millet adına kalıcı kamplaşmaların olmaması için herkesin kutuplaşmalara ve fitneye karşı olağanüstü dikkatli olması gerekir. Bütün uygulama ve kışkırtmalara rağmen bu ülkenin makul çoğunluğu Türkler ve Kürtler arasında en ufak husumet oluşmamakta. Bunu çok iyi korumamız gerekiyor.
TBMM'de kalıcı ihtisas komisyonu kurulmalı Ekonomik, kültürel tedbirleri de konuşmak üzere Meclis'te kalıcı bir ihtisas komisyonunun kurulması kaçınılmazdır. Bu sorunun çözüm yeri TBMM olmasına rağmen ne yazık ki bugüne kadar Meclis'te bu meseleye sahip çıkacak kalıcı bir ihtisas komisyonu kurulamamıştır.
Özel yetiştirilmiş antiterör birimi oluşturulmalı PKK terör örgütüne karşı mücadele için; iyi eğitim almış, yüksek teknolojik teçhizatla donatılmış, demokrasi ve insan hakları konularında bilinçlendirilmiş, bölge halkının gelenek ve kültürünü benimsemiş profesyonel bir antiterör birimi oluşturulmalıdır.
Bugün sizlerle paylaşacağım 2. konu Saadet Partisinin 11 Temmuz 2010 tarihinde yapacağı büyük kongresiyle ilgili süreçtir. Bildiğiniz gibi Türkiye siyaseti bugün geldiğimiz noktada gerçekten tıkanan siyaset şekli arz ediyor. Bu kongrenin yapılmasındaki en önemli amacımız tıkanan Türkiye siyasetinin önünü açmak özellikle gerginlik, gerilim ve kamplaşma siyasetiyle milletin sorunlarını çözümsüz bırakan mevcut siyasal yapının yerine güvenilir bir limanın Türkiye'de halkın nazarı dikkatine vermek, Türkiye'de halkın dikkatini bu anlamda güvenilir bir liman olan Saadet Partisine çekmektir. Çok farklı kesimlerden insanları dinliyoruz. Sivil toplum kuruluşlarını, kitlesel örgütleri, bireysel olarak kendi fikirlerinden istifade edilecek, katkılarından istifade edilecek insanları dinliyoruz. Ancak Saadet Partisi olarak bu sürecin daha sağlıklı geçirilebilmesi için önümüzdeki kalan süre içersinde bütün teşkilatlarımız vasıtasıyla kongre için " Saadet sizi dinliyor" projesi altında 10 binlerce insanımızın görüşlerini teşkilatlarımız bire bir alacaklar ve bundan da kongre sürecinde istifade edeceğiz. Bunu sadece teşkilatlarımız vasıtasıyla değil oluşturduğumuz internet siteleri üzerinden de milletimizin her ferdinin görüşlerine tavsiyelerine, bize söyleyeceği olan sözlere açık olduğumuzu bir kere daha buradan bütün Akhisar kamuoyuna deklare ediyoruz. Şimdi önümüzdeki kongre, Saadet Partisinin iktidara yürüyüş kongresi olacaktır" dedi.