04 Mayıs 2024
  • Manisa14°C
  • İzmir16°C

SOSYAL HİZMETE DAİR

Esma Güç Çınar

16 Haziran 2022 Perşembe 14:15

Sosyal hizmete dair

“Seçkin bir kimse değilim. İsmimin baş harfleri acz tutuyor. Bağışlamanı dilerim.”

Ne zaman kendimi tanıtmayla alakalı birkaç kelam etsem dilime ilk gelen rahmetli C. Zarifoğlu’nun bu müthiş dizeleri olur.

Kendimle ilgili birkaç şey söylemem gerekirse 2016 yılında Düzce Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü lisans mezuniyetinin ardından 2017 yılında Akhisar Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğünde iş hayatına atıldım. 2020 yılı itibariyle Sakarya Üniversitesi Sosyal Hizmet Yüksek Lisans Bölümünden mezun oldum.  Sosyal hizmet uzmanı olarak devam ettiğim iş yaşamının dışında çeşitli sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak rol almaktayım. Köşemde sosyal hizmete dair yazacağım yazılarımla 15 günde bir sizlerle olacağım.

İçinde var olduğumuz şu dünyada kalabalıklar içerisinde biricik hayatlar yaşıyoruz. Her birimizin kendine özgü deneyimlediği bu hayatlarda her zaman refahı ve huzuru yakalamayabiliyoruz. Kimimiz için yeterli olmayan refah seviyesi bir diğerimiz için bulunmaz Hint kumaşı olabiliyor. Kimimizin dertleri bir diğerinin ulaşmak için canını dişine taktığı hedefler olabiliyor. Öyle ya hayat dediğimiz olgu hep bu farklılıklardan ibaret. Ancak biz bu farklılıkların çok az kısmını görüyoruz. Çünkü biz hep kendimize benzeyen insanlarla iç içe yaşamayı tercih ediyoruz. Bir diğer hayatı yaşayan insanlarla temas etmeyi pek sevmiyoruz.  Bir sosyal hizmet uzmanı için ise durum bambaşka.

Bir sosyal hizmet uzmanın kendinden çok farklı hayatlara tanık olma ayrıcalığı bulunuyor. Toplum olarak kimi zaman acıdığımız, kimi zaman kınadığımız, kimi zaman hayıflandığımız ama genellikle dönüp bakmak istemediğimiz hayatlar, dezavantajlı yaşamlar sosyal hizmetin hem tanık olduğu hem de müdahil olduğu hayatları oluşturuyor. Bir bakıyorsunuz bir engelli bireyin hayatına dokunuyor, bir bakıyorsunuz bir çocuğa umut oluyor, bir bakıyorsunuz bir aileyi tekrardan ayağa kaldırıyor. Sosyal hizmet, engelliyi, yaşlıyı, ihmal ve istismara uğramış çocuğu, sosyo-ekonomik yoksunluk içinde olan aileyi, şiddet mağdurunu, madde bağımlısını ve daha nice “ötekileştirilmiş” bireyi kendi koruma şemsiyesinin içerisine alıyor. İşte sosyal hizmet tüm bu “arka sıradakiler” olarak adlandırılabilecek gruplarla iletişime geçmeyi, problemlerini çözmeyi, baş etme kapasitelerini geliştirmeyi, bulundukları durumdan daha üst bir refah seviyesine ulaştırmayı içeriyor.

Kimsenin kimseyi dinlemediği, nasılsın derken dahi gerçekten nasıl olduğunu hiç önemsemediği şu çağda birine umut olabilmek, yaşadığı hayatı değiştirme imkânı vadedebilmek, yeni başlangıçlar yapmasına vesile olabilmek kadar kıymetli pek az şey kaldı dünyada. Sosyal hizmet bu idealleri yaşatmaya çalışan bir meslek ve disiplin. Böyle kutsal bir mesleğin icracısı olan meslektaşlarımın değdikleri vakalarda çiçekler açtırmaları ümidiyle..

 

 

 

Yorumlar