KÖYLÜLER VE AKHİSAR’DA PINARCIK KÖYÜNDE KORTEJ

Köylüler ve  Akhisar'da Pınarcık Köyünde  Kortej

Geçenlerde  Ödemişten fidan aldım Sosyete Mehmet sağolsun kamyonu ile getiriverdi. Teyzem Kavata sebzesinin neslinin tükenebileceğini söyledi ve bulup yetiştirmemi istedi Uzun yıllık dostum Milyoner İsmail'e  kavata  hakkında bilgi fidan veya tohumu bulması için  telefon ettim, Cumaya gitmiş, kızıyla konuştum. Milyoner bu konularda beceriklidir. ŞeytanMehmet'de Soğanlıköylüdür artık dost tanıdığım az insan kaldı oralarda, şehir yaklaştı ve ismini Soğanlı mahallesi yapıverdiler her nedense.  Övünmek gibi olmasın ana tarafından Soğanlıköylüyüm. Baba tarafından (Erenköylü) köylülük biraz lafta kalıyor ama idare edin artık:  Ne mutlu köylüyüm diyene.

Bu hafta Pınarcık Köyüne, Akhisar'a gittim. Dr Ercan'dan bir çift Zana oğlak almıştım. Erkeği ölünce dişisi Süleyman ağayı dostu bellemiş, peşinden ayrılmıyor.  Süleyman ağa, hortum çekiyor, peşinde keçi,  traktörde, peşinde keçi; görmeye değer bir manzara.

Öğle yemeğinden sonra birkaç iş güç konuşması, Ahmet Kahraman ile sohbet, sonra kantaran otu bulup da Mehmet Bayındır a  midesi için çay olarak içirelim dedik  Biberiye, az lavanta ve çok az kantaran otu demşenirse iyi gelir diye. Olsa olsa Süleyman'ın evi yakınıdaki dere yatağında olur diye oraya gidelim dedik.  Süleyman Ağa bana takıldı: Sen çok sık gelmiyorsun artık  seni kortejle götürelim dedi : benim araba,  Mehmet'in motosikleti ve arkadan da traktörde Süleyman Ağa ve peşinden de keçi kortej oluşturduk. Yolun ortasında Ümmü Yörük  itiraz etti; Kortejde motosiklet önden gitmeli ki, daha havalı olsun diye (lakabı çavuş olduğundan çavuşluk etti de diyebiliriz). Haklı.Durduk,düzene girdik: önden motorsiklet, peşinden araba, sonra traktör ve en arkada keçi devam ettik. Bayağı bir havaya girdim ve hemen memleket meselelerini düşünmeye başladım. Yaşamımda ilk kez benim için düzenlenmiş bir kortejle yol alıyordum. Kolay mı? Sanki böyle kortejle gidince insanın zihni mi açılıyor ne?

Süleyman eski traktörünü satmış, üzüldüm, traktörün ismi helikopter idi. Ufak, gürültülü, neredeyse müzelik bir Austin.

Neden mi yazdım bunları? Şehirli kardeşler biz köylüleri daha bir tanısınlar diye. Biz de kendi çapımızda eğleniriz. Bu arada askerin ve polisin iyi maaş vermesinden de bahsettik, Poliste Zaman okurlarının arttığından da. Doğa ile uğraştığımızdan şehirliler gibi çabuk tepki vermeme alışkanlığımız vardır belki fark olarak.Uzun uzun bakınca, dinleyince ancak harekete geçeriz.

Fakat biliyor musunuz değerli okurlarım? Canlı olan herşeyin bizden olduğunu bilmeyen köylü şehirliden azdır ve biberiyenin lavanta ile akraba olduğunu bilmeyeni de. Yani evrim falan konuları sadece şehirlilerin kafasında var mı yok mu falan gibilerinden bir karşıklık yaratıyor. Köylü olanla eğer arada başka vehmedilen  çıkarlar yoksa, evrim hakkında konuşmakta hiç zorlanmadım.