EŞİNLE SEÇİM GÜNÜ SEVİŞTİN Mİ?

Eşinle seçim günü seviştin mi?

“Ne? Sevişmedin mi? Pekiyi son ne zaman ve hangi pozisyonda seviştin?”   Bu soru kabul etmeliyiz ki son derece özel bir soru.  Cevabı her ne olursa olsun yanıt verenin bir şekilde yargılanmasına yol açar. Onun için ayıptır ve sorulmaz. 

Batı ülkelerinde “Hangi partiye oy verdin? “ sorusu da ayni oranda özele tecavüzdür ve sorulmaz. Olmayan bir samimiyet  ifadesidir.  Veya densizliktir, ayıptır.

Ama bizde en çok sorulan sorulardan biridir.  Bu mütecaviz soruya neredeyse yanıt vermemek  ayıptır.  Verdiğin anda ise bir yafta bir tarafına yapışır karşındakinin bakış açısına göre.  Alışacağız gülümseyerek yanıt vermemeye .

Herhalde kavim veya  kabileden bireyselliğe  geçiş sürecinde  alışacağız bu tür soruları sormamaya veya daha ziyade sorulunca  gülümseyerek yanıt vermemeye.

Şu anda cevap vermeyince samimiyetsizlikle suçlanabilirsin.  Ne kokar ne bulaşır,  yaralı parmağa işemez bir insan olmakla.   Ama medeni cesaret denilen olay da o şekilde gelişmiyor mu?  Her bir soruya kavga çıkarmadan sesini yükseltmeden yanıt vermeme sanatı medeni cesaret en basit haliyle.

Batı ile doğu arasında bir fark ta “ Kaç para kazanıyorsun?” sorusu.    “Sana ne?” bir cevap  “sandığından daha az veya daha fazla” bir başka cevap.

Hafiften gülümseyerek “Anlatması uzun sürer, biz anlaşana kadar 2 gün boyunca  konuştuk ama ortalama bu tür bir işe kaç para verildiğini öğrenmek istiyorsan   x ve y TL civarında bir orandır  ve kaç yıldır nasıl çalıştığına göre değişir” türünde bir yanıt hernekadar karşındakini tam tatmin etmese ve senin samimiyetsizlikle  yargılanmanı beraberinde getirecek olsa da    herhalde daha uzun vadeli bir dostluk için ödenmesi gereken bir bedel olabilir.

Xy TL alıyorum denildiği zaman   XY TL lik iş yapan insan yaftası yiyebilirsin. Sorgulayıcı ondan sonra bu basamak üzerine yargılamasını sürdürebilir.

Konu mesafe tutmak ile ilgilidir. Ama neticve itibariyle her soru sorulabilir bir ön tanışma veya yazının ilk başındaki örnek ile devam edecek olursak bir önsevişme sürecinden sonra.  Bu bazen aylar, bazen haftalar bazen yıllar süren bir tanışma sürecidir. Uzun süreli dostluklar için ise mesafe elzemdir. Yoksa çarpışan otomobiller gibi kısa ve hızlı tanışma sürecinden sonra ilişkiler bir yafta ile neticelenebilir.

Esas arzu ettiiğimiz uzun süreli dostluklar ise mesafe tutmak en önemli  öge. Tabii ki mesafeleri aşarak kırmadan bir neticeye varmak iki süreçte son derece önemli biri hoca öğrenci ilişkisi diğeri de çalışma hayatı.

Birincisinde de ikincisinde de güven oluşturarak mesafeler aşılabilir. Arzu istediğiniz istikamette net olursanız  ve karşı tarafın çekincelerini , bakış açılarını anlayabilecek kadar özen gösterirseniz başarıya  ulaşabilirsiniz. Yazması nisbeten kolay uygulaması epeyce zor. Aklıma gelmişken sorayım siz hangi partiye oy verdiniz?