05 Mayıs 2024
  • Manisa13°C
  • İzmir14°C

DANANIN KUYRUĞU

Bahadır Yenişehirlioğlu

30 Haziran 2015 Salı 18:55

Dananın Kuyruğu

Çok etnikli ve kültürel farklılığın yüksek olduğu bir coğrafyada, bu farklılıkları bir maslahat istikametinde kanalize etmenin  büyük maharet istediği günlerdeyiz. Sınırrımızın hen  bir adım ötesinde yaşananlar ve küresel güçlerin  üst akıl olarak planladığı gelişmeler Bu noktada Aliya İzzet Begoviç’ın, İslam birliği idealini tekrar gündemimize taşımaktadır.

Soğuk Savaş sonrası geçiş döneminin sınanma alanı olan Bosna-Hersek malum cehennem günleriyle , psikososyal gerilimlerin yoğun olarak yaşandığı ve bu anlamda birlik duygusuna ihtiyacın had safhada hissedildiği bir pilot bölge olarak dikkat çekmektedir.

Bu trajedinin iyi bir analizi ve bu darboğazı aşma konusunda Aliya İzzet Begoviç 'in yürüttüğü siyasetin temel kodları, elan Müslüman dünyanın daha geniş bir ölçekte yaşadığı problemler ve dar boğazlar açısından bize çok şey söyleyecektir.

Ortadoğu'daki  karmaşanın ve planlı cinnet halinin halli ve  ileriye yönelik büyük  katliamların yaşanmaması açısından tarihin bu evresinde, Müslüman coğrafya üzerine oynanan oyunların girdabına kapılmadan küresel çapta yürütülen siyasetin deşifresi Müslümanların dayanışması ve aralarındaki ortak zeminleri ve mutabakat noktalarını çoğaltmalarıyla mümkün olabilecek bir şeydir. Bunun için Türkiyenin rolü büyüktür ve her zamankinden çok daha ehemmiyetlidir.

Türkiye’nin bu stratejik konumu üzerinde emelleri olan iç ve dış tehdit unsurları çeşitli zamanlarda amaçları doğrultusunda terörü bir yöntem ve amaç olarak kullanmaktadır. Bu yıkıcı unsurların ülkemiz üzerindeki genel amacı ülkede terör ortamı doğurarak devlet otoritesini zayıflatmak, vatandaşların devlete olan güvenini sarsmak ve toplumda huzursuzluk yaratmaktır. Böylece ülke bütünlüğünün parçalanması ve devletin yönetim biçiminin değiştirilmesi amaçlanmaktadır.Giderek ortamın daha da kızışacağı zamanlara yol aldığımız bu günlerde Aliya İzzet Begoviç' in daima söylediği güçlü, kendine öz güveni olan ve altı doldurulmuş İslam vurgusunun kavranması gerekliliği çok daha önemli olarak ortaya çıkmaktadır.

Geleneksel zaman, mekan ve nedensellik algılarının giderek paramparça edilişine tanıklık yapıyoruz.

Para(Petrol) ve metanın hayatımıza damgasını vuruşunu, bunun için de  insanoğlunun hiç bir kutsalının tanınmadığını ,bütün kutsalların al aşağı edildiği zamanları teneffüs ediyoruz.

Giderek insan hayatı daha da  az önem arz ediyor.

Giderek zaman hoyratlaşıyor ve  çetin bir acımasızlık sarmalına  kavuşuyor.

Çok güçlü durmak ve çok güçlü idare etmek durumundayız hem fert olarak ,hem devlet olarak .

İşte dananın kuyruğu burada kopuyor.

Yorumlar