• BIST 9141.31
  • Altın 4318.087
  • Dolar 39.6458
  • Euro 45.9137
  • Manisa 30 °C
  • İzmir 30 °C
  • Bitki Koruma Ürünlerinin Uygulanması
  • Hocalara Geldik Başarı Merkezi
  • Futbol Hakem Kursu Açılıyor
  • Hocalara Geldik Başarı Merkezi Bursluluk Sınavı
  • Vasıflı Vasıfsız Personel Alınacaktır

CHP Akhisar İlçe Teşkilatından Emekçi Kadın Günü Programı

Okunma Sayısı: 4397
CHP Akhisar İlçe Teşkilatından Emekçi Kadın Günü Programı
Akhisar Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü dün akşam Akhisar Belediyesi Bülent Ciğeroğlu Kültür Salonunda düzenlediği etkinlik ile kutladı. Programda Demokrasi ve Kadın konulu konuşmacı Prof. Dr. Tülay Özüerman ülkede akan suların

CHP Akhisar İlçe Teşkilatından Emekçi Kadın Günü Programı
Akhisar (Kenan MOLLA)

Akhisar Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü dün akşam Akhisar Belediyesi Bülent Ciğeroğlu Kültür Salonunda düzenlediği etkinlik ile kutladı. Programda Demokrasi ve Kadın konulu konuşmacı Prof. Dr. Tülay Özüerman ülkede akan suların artık geriye aktığını, Türkiye tarihinde ilk defa bir iktidar toplumu yoksullaştırmak üzere iş başına geldiğini ve bunu başardığını vurguladı.

CHP Akhisar ilçe teşkilatını hazırladığı programda ilk olarak söz alan Akhisar CHP İlçe Başkanı İsmail Fikirli “Elazığ ili Karakoçan ilçesinde meydana gelen deprem sonucu bir çok insanımızı kaybettik. Özellikle onlara Allah' dan rahmet yaralılara şifalar varsa enkaz altında kalan sabır ve dayanma gücü diliyorum. Dünya Emekçi Kadınlar Günü, bundan 153 yıl önce kanlarını canlarını vererek, yakılarak verdikleri mücadelede yiğit emekçi kadınları. Kurutuluş savaşında ve devrim mücadelesinde erkeğinin yanında onun ile omuz omuza verdiği mücadelenin kahraman kadınları, sizleri saygıyla selamlıyorum. Kadınlarımızın çalışma şekilleri hatta çocuk yapmaları hala başkalarının iradelerine bağlıdır. Kadınlarımız ülkemizde her türlü işlerde ikinci planda kalmıştır. Günümüzde kadına yapılan baskı, şiddet,  suiistimal ve işkence olayları günlük polisiye olaylar halindedir. Artık töre cinayetleri hoş karşılanır hale gelmektedir. Ülkemizin üzerine karabasan gibi çöken AKP iktidarından yaklaşan seçim ile kurtulacağız. Ulu Önder Atatürk'ün çizdiği çağdaş yolda ülkemiz yaşamaya layıktır. Modern Türkiye' nin sonsuza dek yaşayabilmesi için göstermesi gereken çaba ve fedakarlıkları birlikte yaşayacağız. Karanlığa verilecek en güzel cevap yine kadınlarımız tarafından verilecektir. Bu seçimde kadınlarımız kendi geleceklerini oylayacaklardır. Bunun için kadınlarımız milli mücadele günlerinde katlanılan zorlukların daha fazlasına katlanmaya hazırdır. Kadınlarımızın özgürce yaşayacağı ve sevebileceği çocuklarının yetiştirebildiği aydın bir ülkede yaşayabilmeleri dileğiyle 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününüz kutlu olsun” dedi.

Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın ancak en az cezalandırılan suçtur

Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın ancak en az cezalandırılan suç olduğunu kaydeden Akhisar CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Sabriye Arı “insanca yaşam mücadelesi veren ve ölümüne direnen tekel kadın işçilerini selamlayarak başlıyorum. Bir milletin uygarlaşma düzeyini kadının ulaştığı düzey belirlemektedir. Kadın ne kadar aydın ne kadar özgün, ne kadar çağdaş ve sosyal haklara ne kadar sahip ise, o ülke o oranda kalkınmıştır. Ulu Önder Atatürk, Türk kadınının çalışmalarımız da ortak etmek sosyal hayatımızı onunla birlikte yürütmek, ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı yapmak zorundayız demiştir. Kadının eğitilmesi onun kişiliğinin gelişmesi çocuğunun eğitimcisi olması bakımından çok önemlidir. Kadının görev ve sorumluluğuna karşı toplumsal statüsü, Cumhuriyet ve Cumhuriyetçi oluşu, sorumlulukları günümüzde istenilen düzeye yükselememiştir. Toplumsal yaşamın her alanında kadının hakkı olan işlevlerinin işlenmesi önünde engelleri kaldırmak insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayanan çağdaş katılımcı çoğulcu demokrasinin yerleşmesinde katkıda bulunmak parti tüzüğümüzün amacında önemlileridir. Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın ancak en az cezalandırılan suçtur. Fuuşa zorlanan yada bunun için satılan kadınların sayısı yılda 700 bin ile 4 milyon arasındadır. Cinsel kölelik yüzünden elde edilen kazançlar yılda tahminen 10 milyon dolardır. Sistematik tecavüz yer yüzünde bir çok çatışmalarda bir terör silahı olarak kullanılmaktadır. En az 3 kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış, yada hayatı boyunca başka suistimallere uğramıştır. İçinde bulunduğumuz sistem, kadına yönelik ayrımcılığı cinsel istismarı, baskıyı şiddeti, olanca gücüyle körüklüyor.

Dünya kadınlar günü  Türkiye'de de kutlanan sevgililer günü gibi kadınlara narin bir çiçek gibi kırılmaması gereken bir biblo gibi davranılan, çiçek çikolata ve bir çok çeşit hediyeler alınan bir gün değildir.

Türkiye' de kadınların işgücüne katılımı 1955 yılında yüzde 77 iken, 2008 yılı itibari ile yüzde 22 oranına gerilemiştir. Türkiye' de kadınların istihdama katılımı bakımından 189 ülke arasından 179. Sırada yer almaktadır. Türkiye' yi yönetemeyenler, ekonomiyi rant ekonomisine çevirmiş, üretimi unutmuş, enflasyon almış başını gidiyor, işsizlik en büyük sorun, eğitim seviyesi düşüyor, terör azmış, faili meçhuller yaşanıyor. Artık halk ne yapacağını bilmez haldedir. Bu durumun en büyük faturasını da tencereyi kaynatan kadın ödemektedir. Dünya kadınlar günü artık Türkiye'de de kutlanan sevgililer günü gibi kadınlara narin bir çiçek gibi kırılmaması gereken bir biblo gibi davranılan, çiçek çikolata ve bir çok çeşit hediyeler alınan bir gün değildir. Mutfağında evlatlarına yemek pişiren annelerimizin, tarlasında orak sallayan, fabrikada çalışan kadınlarımızın emeği alın terinin damla damla süzüldüğü kardeşlerimizin günüdür. Kadınlar sokağa çıkacak bir işte çalışabilecek duruma gelmesin diye, en yetkili ağızlardan çocuk yapın evde oturun beyanatları gelmektedir. Bizler bu zihniyeti yıkmak eşitsizliğe son vermek zorundayız. Bu ülkede Türkan Saylanlar, Bahriye Üçoklar, Halide Edipler varken kadınların başı hiçbir zaman öne eğilmeyecektir. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır veya her başarılı kadını destekleyen erkek vardır anlayışını yıkmak gerektiğine inanıyorum. Bizler birer bireyiz, kendimizi önemsememiz lazımdır. Bizler kendi kimliğimiz ile bir yerlere gelmemiz lazımdır” dedi.

Akhisar CHP İlçe Gençlik Kolları Başkanı İlkay Kastürk' ün konuşmasının ardından gençlik kollarının hazırladığı etkinlikler sahne alındı.

Artık sular geriye akmaya başladı

Gecenin ikinci bölümünde ise Demokrasi ve Kadın konulu konuşması Cumhuriyet Halk Parti Delegesi, Prof. Dr. Tülay Özüerman “ben dünya kadınlar günü için güzel sözler söyleyemeyeceğim, asırlar geçmiş üzerinden gelmişiz iki binli yıllara 2010 yılına ve biz ilkokulda, orta okulda okurken bir söz söylemişlerdi 'sular geriye akmaz' demişlerdi. Biz şimdi görüyoruz ki sular geriye akabiliyormuş, yatağını değiştirince, birileri geldi Cumhuriyetin değerlerini o yatağı değiştirerek tersine çevirmeye başladı. Bizim umutlarımız vardı, bizlerin değerleri vardı, Cumhuriyete bir değer vermiştik, biz Cumhuriyet ile gerçekten haziletli insanlar yetiştirmiştik, Cumhuriyet bize aydınlığın yolunu açmıştı, Cumhuriyet çağdaşlaştırmıştı, Cumhuriyet sayesinde demokrasiye geçmiştik. Bugün ise demokrasi diyerek Cumhuriyeti karalıyorlar Cumhuriyetimizin değerleri bir bir elimizden alınıyor. Benim fazla söz söylememe hiç gerek yok, biraz önce gençlerimiz fotoğraflarını buraya taşıdılar. Türkiye' de kadınlarımız maalesef büyük acılar yaşamaktalar. Dün gazeteleri görmüsünüzdür, Birleşmiş Milletlerin yapmış olduğu çalışmanın sonucunda kadınların şiddete uğradığı rakam bizdeki kadınların yüzde 42 si şiddete uğruyor şeklinde birleşmiş milletlerden dünyanın öbür ucundan geriye doğru geldi. Bu aslında bizim büyük bir ayıbımızdır, ayıbımızın yüzümüze vurulmasıdır ve kadın erkek eşitsizliğinden sürekli söz eden bu tür toplantılar hep yapıldı yapılacak.

365 günün 365 inde kadına eziyet çektireceğiz, kadın ve erkek arasında eşitsizlikleri yaygınlaştıracağız, ayrılıkları besleyeceğiz sonra sadece bir gün bir araya gelip kadın sorununu konuşacağız ve o kadın sorununda aslında birilerinin kendilerini demokratik gösterme çabasının bir paravanı olarak kullanılacak. Değerli konuklar biz demokrasiye geçtiğimiz zaman elimizde devrimlerimiz vardı. Çok partili siyasal 1945 yılına geçtiğimizde elimizde devrimler vardı. Bunların içerisinde en değerli olanı kadın devrimiydi. Biz onu kadın devrimi olarak maalesef yansıtamadık ve onun içini dolduramadık. Bu devrimi nasıl gerçekleştirdi Atatürk, kadınlara haklarını  tanıyarak nerede hukuk sistemi içerisinde  mecellenin içerisinde kadını mecellenin içerisinde ikinci cins statüsüne indirilmiş kadını aldı. 1926 medeni hukukumuzla çağdaş kadın yaptı, çağdaş anlayışla aydınlığın yolunu açtı, yine 1930 yılında kadına haklarını vermek için yola çıktığı zaman, kadının haklarını o dönemde vermek doğrultusunda bir iradenin oluşmadığı için mecliste sadece belediye seçimlerinde kadınlar seçme seçilme haklarını elde ettiler. Bunun için kadının eşit oyu çerçevesinde haklarına kavuşturulabilmek için 1934 yılına gelinebilmek gerekmişti. 1934 yılında kadının seçme seçilme hakkı tanındığında Avrupa'nın, batının medeni ülkelere hatta medeni yasasını aldığımız İsviçre bile henüz kadına bu hakları vermemişti. Bakın Türkiye çağdaşlık yolunda adımlarını attığı zaman bir çok medeni ülkenin önüne geçmişti. Türkiye Atatürk ile çağ atlamıştı. Ama biz bunu göremedik, Turgut Özal çıktı dedi ki 'Türkiye' ye çağ atlatacağım' evet bugün daha iyi anlıyoruz ki Turgut Özal ile başladığımız bu çağ atlama geriye doğru yolculukmuş. Atatürk ile biz tam anlamıyla çağ atlamış, çağdaş olarak kabul ettiğimiz ülkelerin önüne geçmişiz.

Peki bugün bu geldiğimiz nokta bütün bu yaşadıklarımız, bakıyorum çevreme insanlar mutlu değil, huzurlu değil, bir takım beklentileri var. Bizler buraya çıktığımız zaman bizlere yönelttiğiniz alkışlarınız aslında sizin söylemek istediğiniz çığlıklarınızdır. Sizler içinizden bu kopuşa isyan ediyorsunuz, ne istiyorsunuz Türkiye' nin Cumhuriyet değerlerine geri dönmesini yenide o aydınlık yolculuğun meşalesinin göklere dikilmesini ve bu aydınlık yolculukta kadın erkek eşit bir biçimde ileriye bakarken umutlanarak ilerlememizi istiyorsunuz. Fakat biz yolculuğumuzu ne tarafa doğru yapıyoruz geride doğru bırakmış olduğumuz değerlere doğru yolculuğumuz maalesef kadın üzerinden kadının kuşatılması üzerinden kadının bu dönem içerisinden en fazla bedel ödeyen olması üzerinden yürütülüyor.

 Bugün nüfusun yarısını oluşturan kadının iradesi üzerinde diğer yarısı olan nüfusun baskısı söz konusu kadın ve erkek bir arada eşit bir biçimde yolculuğa devam edecekken erkeğin baskısı altında kadının geleceği erkeğin iki dudağı arasında şekillendirilmekti. Bununla ilgili dünkü birleşmiş milletlerin bazı verilerinin sizleri yansıtırsam daha çarpıcı olacağını düşünüyorum. Kırsal kesimde yaşayan kadınların yüzde 70 i ücretsiz işçi statüsündedir. Bugün çalışan kadının yüzde 59 un sosyal güvencesi yoktur. Yani bir ülke içerisinde insanların huzur içerisinde yaşayabilmesi için onların istedikleri nedir? Öncelikle herkes için eğitim hakkı eğitimsiz bırakılanlar kimlerdir? Kız evlatlarımızdır, istediğimiz şey nedir? Geleceğimizi güvence altında olması, nedir bu? sosyal güvenlik, istediğimiz nedir? sağlık hakkı yaşama hakkı sağlık hakkı demek yaşama hakkı demektir eğer sağlık için kişilerin harcayabilecekleri yeterli paraları yoksa onlara sistemsel öl demektir. Yaşama hakkı tanımıyor demektir, dolayısıyla tüm bu olumsuzlukların en fazla vurduğu kesim kadınlarımız olmaktadır. İş gücüne katılım oranı yüzde 70.5 genel rakamlarıyla veriyorum, bizde kadınların iş gücüne katılım oranı erkeklerde yüzde 70.5 kadınlarda yüzde 26, arada korkunç bir uçurum var. Bunun dünya genellemesine baktığımız zaman bir küresel ortalama yüzde 50 de kadınlarda yani dünyanın yarısı biz bu rakamları dönüştürebilmemiz için kadını eğitmemiz lazım, 25-64 yaş arası kadın nüfusumuzun yüzde 77 si öğrenim düzeyi ilköğretimin altında, erkeklerin yüzde 67 sinin eğitim seviyesi ilköğretim ve altında kadın erkek 25-65 yaş aralığında orta öğretim eğitimi alanlar yüzde 18, yüksek öğretim görenler sadece yüzde 10 ve ortalamamız yüzde 10' dur. Girmek istediğimiz Avrupa Birliğinde ise orta öğretim görenlerin oranı yüzde 83'dür. Bu birleşmiş Milletlerin verileri ile ortaya konulmuş olan sıralamada Türkiye' nin 109 ülke arasında 101. olduğunu görüyoruz.

Biz Türkiye' de insana insan olarak değer vermeyi bilemedik, düzeltmemiz gereken bir şey vardır o da insan onurudur. İnsan onurunu öne alan bir kişi hiçbir şekilde karşısındakini incitecek bir cümle dahi etmez. Her yerde her şekilde erkek kadın omuz omuza mücadelemizi sürdürdüğümüzde aramızdaki tüm mesafeleri ortadan kaldırıp eşitsizlikleri gidermiş olacağız.

Bütün yaşadığımız sorunların bir tek kaynağı vardır, bu da yoksulluk ve işsizliktir. Türkiye' nin 1945 yılında çok partili siyasal alanında çok büyük yanlışlıklar oldu. Bu hataların içerisinde siyasal partilerin kendileri ile kıyasıya içerisinde ülke savruldu ama öyle yada böyle önceki hükümetlerin hiç birisine haksızlık etmek istemiyorum, her birisi öyle yada böyle toplumun ferah düzeyini yükseltme için bir çaba içerisine girmişti.

Türkiye tarihinde ilk defa bir iktidar toplumu yoksullaştırmak üzere iş başına geldi ve bunu başardı

Biz her birimiz orta kesimi oluşturan insanlar daha önceki yaşam standartımızı aramaya başladık. Hani maaş dilimi diyorlar ya, aşağı kesimin maaşını arttıracağız deyip bizi yüksek dilim kabul ettiler, bizleri mıhladılar belli bir rakama bizden alıp aşağı dilime transfer ederek böylece bizim orta kesimin birbirine yoksullukta yakınlaştırmaya çalıştılar. Bu değerlerin yozlaştırılmasını orta sınıfa yüklediler. Çünkü orta kesimi oluşturan kesim aşağı doğru itildiğini görünce bunların içinde bazıları yukarıya kendisini çekebilmek için o kıyasıya mücadele içerisinde en yakınını harcayabilmektedir. Burada kişisel çıkarlar öne çıkıyor.

varlık içerisinde devletin yok edildiğini görüyoruz

Biz bu devleti kurmaya çıktığımız yolda halkçı fırkanın daha sonra Cumhuriyet ile Cumhuriyet Halk Fıkrasının başında bulunan Mustafa Kemal ile birlikte önce kurtuluş savaşını gerçekleştirdik, yokluk içerisinde biz devleti ortaya çıkardık, biz bu vatanı ortaya çıkardık, biz şimdi hepimiz varlık içerisinde devletin yok edildiğini görüyoruz. Evet bu salonlarda bir duygu birlikteliği yapıyoruz ancak akıl birlikteliği içerisinde artık küçük duyguların ayrışmasından çıkarak bu devleti kuran partiyi hak ettiği yere iktidara taşımak gibi bir görevimiz bir misyonumuz vardır. Bizi biz yapan değerlerin bir bir alındığı ve bizlerin giderek karanlığın içerisine çekildiğini bir kuşatılmışlık içerisine maalesef büyük ölçüde ele geçirilmiş olan medya gücü ile itilmekteyiz” dedi.

















































  • Yorumlar 1
    Diğer Haberler
    REKLAM ALANI
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Kuzey Ege Kurs
    • Kuzey Ege Kurs
    1/20
    Başlangıç Tarihi
    Başlangıç Tarihi
    Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.