Akhisar Saadet Partisi Milletvekili Aday Adaylarını Açıkladı!
AKHİSAR(Kenan MOLLA)
Akhisar Saadet Partisi Milletvekilleri Aday Adaylarını Hasbahçe Restorantta düzenlediği toplantıyla açıkladı. Saadet Partisi Genel idare kurulu üyesinin katıldığı toplantıda Saadet Partisi İlçe Başkanlığından istifa eden Ahmet Erdoğdu, Yönetim Kurulu Üyeleri, Sabri Kalender, Nazif Ak, Ali Okyay Çakmak Aday Adaylıklarını açıkladılar. Toplantıya İlçe Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yılmaz ve üyeleri, Kadın Kolları Ayşen Kuzum, Gençlik Kolları Başkanı Ömer Gömeç ve yaklaşık 110 Saadet Partili üyeler katıldı.
Gecenin açılış konuşmasını Saadet Partisi İlçe Başkanlığına getiren Ali Yılmaz teşekkür konuşmasından sonra Aday Adaylarından sırayla Sabri Kalender, Doğrunun, Güzelin, Adaleti ve Hakkın Halim olması için çalışacağım. Milli görüşün çeşitli kademelerini de görev yaptım. Bu yılda Milletvekilliği Aday Adaylığımı 
açıkladım.1996 yılında Akhisarda ilk özürlüler okulunun kurucusu ve yönetim kurulu üyesiyim.Akhisar Tuhafiyeciler Manifaturacılar Odası yönetim kurulu üyeliklerinde görev aldım. Katıldığınız için hepinize teşekkür ediyorum dedi.
Milletvekili Aday Adayı Nazif Ak, Siyasi çalışmalarıma 1983 yılında Milli Görüş hizmeti kervanına katılarak başladım. Refah Partisi, Fazilet Partisi ve Saadet Partisinin yönetim kurullarında görev yaptım. Saadet Partili olmak özelliktir. Bu özelliğimizi Halka iyi anlatmak lazım ve iyi anlattığımızda iktidara geleceğimize inanıyorum dedi.
Milletvekilliğini Açıklayan Ali Okyay Çakmakta katılan misafirlere kendisini tanıttıktan sonra kendisi gibi Aday Adayı olan arkadaşlarına başarılar diledi.
Milletvekilliğini Açıklayan Saadet Partisi Eski İlçe Başkanı Ahmet Erdoğdu; Siyasete girdiğimiz günden bugüne yakın hedefler için değil yüksek idealler uğruna siyaset yapıyoruz ve yapmayı tercih ettik. Türkiyenin , bölgemizin ve İslam Coğrafyasının Amral Gemisi ve bu amiral gemisinin kaptan köşkünün de, bizim yeni Milli görüşçülerin yıllardır dile getirdiğimiz siyasal irade ve iddia olduğunun bilincindeyiz. Bu irade meşruiyetini tarihinden, medeni yetinin değerlerinden alan ve milletin egemenliğini esas alan bir iradedir. Küresel ölçekte, bölgemizde ve ülkemizde yaşanan gelişmeler, özgün olmayan anlayışların sorunları çözemediğini ve tespitlerimizde ne kadar haklı olduğunu bir daha ortaya koymuştur. Mücadelemiz hiçbir zaman kişisel hırs ve arzuları önceleyen bir mücadele olmamış ve olmayacaktır. Siyaseti samimi ilkeli ve çizgisinden sapmadan millete hizmet 
aracı olarak gördük ve görmeye devam edeceğiz.Netice olarak yaşanabilir bir Türkiye, yeniden büyük Türkiye ve yeni bir Dünya hedeflerini gerçekleştirmek için yılmadan çalışacağız. Çünkü biz Türkiyenin hem birikiminin hem de geleceğinin yeniden inşasının adresiyiz dedi.
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Hasan Bitmez; Saadet Partisi olarak, Türkiyenin gidişatından endişeliyiz.Hükümet ve onu destekleyen medya aksini iddia etse de, hiçbir şey iyi gitmiyor. Adeta bir uçuruma doğru yuvarlanıyoruz. Türkiye tam bir borç batağına saplandı. Borç taksitlerini ve faizlerini ödemek için de sürekli olarak yeniden borçlanıyoruz. 2002 sonunda 217 Milyar dolar olan borcumuz, 2006 sonunda 480 Milyar dolara çıktı. Kalkınıyoruz deniliyor ama, herkesin geçim sıkıntısı arttı. Kalkınan, servetlerine servet katan, sadece zengin rantiye grubu. Neticede fakir, her geçen gün daha da fakirleşiyor. Tarım ve hayvancılık çöktü. Hasat zamanı TMO sadece göstermelik alım yapıyor. Çiftçinin 
ürünü para etmiyor. Çiftçinin derdine derman olmuyor, TMO çiftçinin kara gün dostu değil artık. Vatandaşın elinde para olmayınca, alışveriş yapamıyor; dolayısıyla esnaf da bugünkü perişan duruma düşüyor. Yatırımlar çok yavaşladığı, durma noktasına geldiği için işsizlik de sürekli olara artıyor. Öte yandan özelleştirme, peşkeşe dönüştü. Bütün stratejik tesislerimiz yok pahasına satıldı. Öyle ki, ilk taksitten sonra, diğer taksitler özelleştirilen tesisin karı ile ödeniyor. Bankacılık sektörü çoğunlukla yabancıların eline geçti. Halk bankası, Ziraat bankası, özelleştirilir ve Vakıflar bankası da sermaye artırımı bahanesi ile, yeni bir yabancı ortak bulursa, yerli tek bir banka kalmayacak demektir. Stand- by anlaşmaları ile ekonomik bütün kararları IMF alıyor, Hükümet sadece uyguluyor. (Başbakan asgari ücret 550 milyon TL olsun demişti; olmadı. Ann Kruger Türkiyede asgari ücret çok yüksek demişti; Ona uyuldu.) Şimdi, yetki kimde? Dikkat edilirse Başbakan artık çay- simit hesabını hiç ağzına almıyor. Toprak satışları ise ayrı bir felaket. Topraklarımız ülkemizi bölmek isteyenler satılıyor. Bütün bunlar ülkemizin mülkiyetinin, adım adım el değiştirdiğini gösteriliyor. Hükümet ise, bütün bunlar karşısında duyarsız kalıyor dedi.
Ahlaki Değerlerimiz Yozlaşıyor
Bitmez ;Öte yandan ahlaki ve manevi değerlerimiz her geçen gün yozlaşıyor. Medeniyetler arası diyalog, dinler bahçesi projeleri, Müslümanlara değil sadece misyonerlere yarıyor. Misyonerlik faaliyetleri çığ gibi büyüyor. Bu yolda su gibi para akıtılıyor. Bunlar meydana gelirken, İHLnin önü hala kapalı, ÖSS deki haksızlık devam ediyor (Hükümet YÖKe teslim oldu), AB üyeliği uğruna zina suç olmaktan çıkarıldı, domuz kasaplık hayvan sınıfına alındı. Bu kararlar ve tavırlar herkesi şaşkına çevirdi. Avrupalıları memnun edeceğiz diye, bazı Ayet-i kerimeler göz ardı ediliyor, bazılarının manası değiştiriliyor dedi.
Dış Politikada Teslimiyetçi Bir Tavır Sergileniyor
Bitmez Dış politikada ise tam bir teslimiyetçi ruh hakim. Bizi bölmek isteyen ülkeler, AKP Hükümeti tarafından stratejik ortak olarak kabul ve ilan ediliyor. ABnin Ermeni soykırımı iddiasındaki ısrarı, Fırat-Dicle havzasının uluslar arası bir iradeye devredilmesi talebi, ek protokolle Kıbrısın Rumlara terk edilmesi, Patrikhanenin statüsü, yeni azınlık anlayışı teklifi hep Türkiyeyi bölmeye matuf girişimlerdir dedi.
Bu Yanlışı Gidişi Değiştirmek Mümkün
Bitmez Ülkemizi kalkındırmak, Ahlaki ve Manevi değerlerimize değerlerimize, sahip çıkmak, Ülkemizin izzet ve itibarını korumak için neler yapılabileceğini bizler geçmiş Milli görüş Hükümetleri, özellikle 54. Erbakan Hükümeti zamanında gösterdik. Ekonomide, kendi gücü ile kalkınma prensibi benimsenir, borçlanma politikası terk edilirse, çözüm istikametinde en ciddi adım atılmış olur. Bunun için de, önce İMF boyunduruğundan kurtulmamız gerekir. Bunun geçmişte yaptık, şimdi de yaparız. Paradan para kazanmayı değil, üretimi destekleyeceğiz, Çalışan hakkını alacak. Memurun, işçinin, emeklinin maaş zamları mutlaka enflasyonunun üstünde olacak. Çifçiye sahip çıkılacak, mavi mazot projesi ile mazottan vergi alınmayacak, mazot ucuzlayacak. İnanıyoruz ki bir ülkenin kalkınmasında, huzur ve barışın sağlanmasında en önemli unsur, toplumun ahlaki ve manevi değerlerinin yüksekliğidir. Dış politikada, Şahsiyetli dış Politika prensibini benimseyeceğiz. Ülkemizi bölecek adımlar atmaya bizi zorlayan AB üyeliğinden vazgeçeceğiz. Bütün bunları gerçekleştirmek mümkün, bu da Saadet partisinin iktidarı ile olacaktır. AKP hükümeti beceremedi ama ne yapalım ki alternatifi yok lafı sadece bir kandırmaca ve safsatadır. Çünkü milletimiz alternatifi kendisi ortaya çıkaracak. Bu alternatif de Saadet Partisidir. Yoksa alternatif gökten zembille inmeyecek. Sözün kısası, üzülerek görüyoruz ki, gidişat iyi değil. Bir uçuruma doğru sürükleniyoruz. Bu yanlış gidişi durdurmak ve herkesin yüzünü güldürmek mümkündür. Geçmiş iktidar dönemlerinde sizi hep sevindirdik ve biz milletimizi hiç yanıltmadık dedi.
