12 Eylül'ün İzleri Sürüyor
Akhisar (Kenan MOLLA)
12 Eylül 1980 darbesinin 29. yıldönümünde Akhisar'da Tahir Ün Caddesi Tekel Binası Önünde bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Emek Partisi, ÖDP, Eğitim Sen, Emekli Sen, SES ve BES katıldı. Basın açıklamasını EMEP Akhisar İlçe Başkanı Arda Armutlu okudu.
Basın açıklaması şöyle:
12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 29 yıl geçti. 12 Eylül'ün tarifi zor acılan, o yılları yaşamış milyonlarca insanın hafızalarında uzun yıllar silinemeyecek izler bırakmıştır. 12 Eylül'ü hazırlayan ve gerçekleşmesine neden olan koşullar toplumun büyük bir bölümü açısından uzun yıllar sürecek karanlık dönemin haberciliğini yapmış ve dünyanın en kanlı darbelerinden birisi 12 Eylül 1980'de Türkiye'de yaşanmıştır.
Türkiye'deki sermaye sınıfı o günlerde IMF ve Dünya Bankası ile birlikte hazırladığı ve aslında yabancı sermayenin ülkeyi dizginsizce talanı anlamına gelen 24 Ocak 1980 kararlarını hayata geçirebilmesi, sermayenin bir askeri baskı rejimine ihtiyaç duymasını beraberinde getirmiştir. 12 Eylül 1980 darbesini izleyen o günlerde sendikal haklar çok büyük ölçüde kısıtlanmış, grevler yasaklanmış, tüm toplu sözleşmeler askıya alınırken birçok konfederasyon ve üye sendikaları kapatılmıştır.
12 Eylül ile birlikte başta DİSK olmak üzere TÖBDER, TÜMDER, TÜSDER, TÜDER ve diğer emek örgütlerinin kapısına kilit vurulmuş, yöneticileri ve üyeleri gözaltına alınarak cezaevlerine gönderilmişlerdir. Darbe sonrası emek alanına yoğun bir saldırı başlamış, sendikalar yasası, sosyal güvenlik yasası ile emekçilerin hakları gasp edilmiş, 1982 Anayasası ile birlikte emekçilerin örgütlü mücadelesi ortadan kaldırılmıştır.
12 Eylül darbesinin bir diğer yanı da Türk-İslam sentezinin ideolojik bir yapılanmayla birlikte hayatın tüm alanlarına yerleştirilmek istenmesidir. Darbe sonrası siyasetten, kültüre, eğitimden, idari yapıya kadar tüm alanlar bu ideoloji ekseninde biçimlendirilmiştir. 12 Eylül darbesi ve darbeden sonra yaşanan gelişmeler sermaye ve sermaye destekli cemaatler tarafından coşkuyla karşılanmıştır.
12 Eylül aradan 29 yıl geçmesine rağmen halen sürüyor. 12 Eylül darbesiyle yaşanan acı sonuçların ortaya çıkardığı tabloya bakacak olursak, bu darbenin yarattığı baskıyı anlayabiliriz. 12 Eylül döneminde 1 milyon 683 bin kişi fişlemiş, 650 bin kişi gözaltına alınmış, 517 kişiye idam cezası verilmiş, 50 kişi idam edilmiş, 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarılmış, 30 bin kişi mülteci olmuş, 171 kişinin işkenceden yaşamını yitirdiği belgelerle kanıtlanmış, 14 kişi cezaevlerindeki vahşi uygulamaları protesto etmek için yaptıkları açlık grevinde hayatını kaybetmiş; 3854 öğretmenin, 120 öğretim görevlisinin işine son verilmiş, 30 bin kişi sakıncalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılmışlardır. Zenginler kulübü TÜSİAD hariç 23 bin 667 dernek kapatılırken, 49 ton kitap, dergi, gazete yakılarak imha edilmiştir.
Bu ülkeyi yıllarca çetelerle, askeri darbelerle, karanlık ilişkilerle yöneten iktidarlarla yani 12 Eylül düzeniyle yüzleşmeden Türkiye'nin gerçekten bağımsız, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olması mümkün değildir. 12 Eylül darbesinin en büyük mirası olan 1982 Anayasası bazı değişikliklere uğramış olsa da, antidemokratik ve baskıcı özünden hiçbir şey kaybetmemiştir. Aradan 27 yıl geçmesine rağmen Anayasa'nın geçici 15. Maddesi halen değiştirilememiş ve darbeciler halen yargılanamamıştır.
12 Eylül tarihi Türkiye için çok büyük bir önem taşımaktadır. Bu yüzden bu karanlık günlerin izleri ne bugünü unutmak, ne de bugünün çarpıtılarak anlatılmasıyla silinemez. Bu yüzden darbelerle, darbecilerle ve halen darbe planlan yapanlar yargı önüne çıkartılarak halka hesap vermelidirler. Özgür, bağımsız, demokratik ve aydınlık bir Türkiye'nin yolu buradan geçmektedir.