Şeyh İsa Hazretlerinin Zikir menkıbesi
ZİKRİN NURU VE AHİRETTEKİ FAYDASI.
Şeyh İsa Hazretleri şöyle buyurdu. Benim İbrahim adından bir dervişim vardı onu çok severdim, hatta benimle beraber Kâbe’ye geldi, beraber hac farizasını ifa ettik. Bu İbrahim derviş hacdan dönerken yolda vefat etti.
Bir gün bu İbrahim dervişi vakamda (rüyamda) gördüm, bir hoş makamda oturur. Yanında hizmet eden meleklerin hesabı yoktu çok kalabalıktı. Bir tarafında da üç at vardı.
Şeyh İsa Hazretleri İbrahim’e sordum bu ne güzel makam, bu dereceye nasıl geldin. Şeyhim ben ölünce cenazemi hocayla beraber bu meleklerde yıkadı cemaatle beraber namazımı kıldılar bana çok dua ettiler. Kabire konulunca yine bu nurani melekler yanıma gelip etrafımı sardılar sorulan suallere cevap vermeden bana yardımcı oldular. Adeta beni el üstünde Tutarlar ve pervane misali etrafımda dönerler. Ben onlara sordum bana bu hizmeti hangi amelimden dolayı yapıyorsunuz, dediler ki senin dünya hayatında Allah için yaptığın zikri ilahi içindir, bu hizmetimiz. Eğer dünya hayatımda zikrin bu kadar mükâfatının çok olduğunu bilseydim hiçbir anımı zikir siz geçirmezdim. Zikri ilahinin nuru her tarafı kaplamış sadet ve huzur içindeyim.
Peki, İbrahim derviş bu yanındaki üç at neyin nesidir?. Bu atlar dünyada Allah için kesilen kurbanlardır müminler burada bu atlara biner gezerler, dilediği yerlere giderler. Atların biri biraz aksak, biri gözü fazla görmez ama diğeri çok güzeldir, dünyada kestiğim kurbanlardan biri topalmış biri bir gözü sakatmış farkına varmadan kesmişim, işte her kurbanın karşılığında burada bir at verilir, ne kadar güzel tavlı semiz kurban keserse burada onun karşılığını alır. Ah keşke dünyadayken en güzel hayvanı kurban etseydim.
(el kabrun sanduku a amel) kabir amellerimizin sadığıdır orya Allah için ne atarsa karşılığını hesapsız burada görürsün. Der.
