01 Mayıs 2024
  • Manisa25°C
  • İzmir24°C

İKİNCİ EL ARAÇ SATIŞLARINDA AYIPLI MAL SORUMLULUĞU

Tuğba Gerçin Çığ

10 Aralık 2019 Salı 09:58

İkinci el araç satışlarında ayıplı mal sorumluluğu

 Sosyal hayatta en çok karşılaştığımız hukuki ilişkilerden biri araç alım-satımları olarak karşımıza çıkmaktadır. Şüphesiz, teknolojinin gelişmesiyle birlikte internet üzerinden araç bakma ve satmanın mümkün hale gelmesi, bu duruma katkı sağlamıştır. Peki aracın satışıyla birlikte taraflar üzerindeki hak-yükümlülük ilişkisi tamamen sona ermiş olur mu? Ya da satış sonrası ortaya çıkan/fark edilen bir ayıp sebebiyle alıcının başvurabileceği yollar nelerdir?

 İkinci el araç satışı hususunda tarafların anlaşması ile karşılıklı olarak yükümlülüklerin yerine getirilmesi sonucu (paranın verilmesi ve aracın teslimi) satış işlemi gerçekleşmiş olmaktadır. Ancak bu noktadan sonra satıcının ayıptan sorumluluğu devam etmektedir. Gerekli şartların oluşması halinde alıcı, bazı haklara sahip olacak ve bunları satıcıya yöneltebilecektir. Öncelikle hukukumuzda nelerin ayıp kapsamına alındığına bakmak gerekmektedir. Satıcının alıcıya bildirdiği niteliklerin satılan araçta bulunmaması halinde, kullanım amacı bakımından değerini veya alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran ya da önemli ölçüde azaltan bir kusurun varlığı halinde ayıptan söz edilecektir. Örnek olarak araç kapı kilitleme sisteminin çalışmıyor oluşu, sunroof sisteminin çalışmıyor oluşu, motor vb iç aksamdaki arızalar/eksiklikler, araçta boya veya değişen parça bulunması, aracın pert kaydının bulunması, klimanın çalışmıyor oluşu birer ayıp olarak değerlendirilebilir. Ancak araçta bulunan her ayıp dolayısıyla satıcının sorumluluğuna gitmek mümkün değildir. Mevcut ayıp dolayısıyla satıcının sorumluluğuna başvurabilmek için bazı şartların varlığı aranmaktadır. Öncelikle ayıp olarak nitelendirdiğimiz husus, satış esnasında alıcı tarafından BİLİNMİYOR olmalıdır. Diğer bir deyişle satış ilişkisi öncesinde araç sahibinin alıcıya bildirdiği veya alıcının kendisinin fark ederek satış ilişkisini kabul ettiği durumlarda ayıp sorumluluğundan bahsedilemez. Örneğin satış ilanında yer alan bir husus dolayısıyla araç sahibinin ayıptan sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Satıcı, mevcut ayıbın karşı tarafa bildirildiğini veya satış esnasında alıcı tarafından bilindiğini ispat etmelidir. Aracın piyasa değerinin altında bir fiyata satılmış olması, söz konusu ayıbın alıcı tarafından bilindiğini göstermez. Yargıtay kararlarına göre ayıbın alıcı tarafından biliniyor oluşu açık ve net bir şekilde ispat edilmelidir.

Satıcının ayıptan sorumluluğuna sebep olacak bir diğer şart, alıcının ihbar yükümlülüğünü yerine getirmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. “ Alıcı, gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içerisinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” Alıcının, araç üzerinde duyu organları vasıtasıyla yapacağı olağan bir inceleme “gözden geçirme” olarak kabul edilir. Dolayısıyla bu şekilde ortalama bir inceleme sonucu gözlemlenebilen AÇIK AYIPLARIN varlığı halinde alıcının uygun süre içerisinde satıcıya haber vermesi gerekmektedir. Her ne kadar kanun metninde uygun süre denmişse de uygulamada yaşanılan problemler düşünüldüğünde satıcıya yapılacak bu bildirimin DERHAL yapılmasında fayda vardır.

İlk bakışta veya ortalama bir incelemeyle fark edilemeyecek, zamanla anlaşılabilen ayıplar GİZLİ AYIP olarak adlandırılmaktadır. Bu tür ayıpların varlığı halinde gözden geçirme yükümlülüğünden söz edilmez ancak ayıbın ortaya çıkması ile yine DERHAL satıcıya bildirimde bulunmak gerekmektedir. Alıcının bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemesi veya “uygun bir süre” olarak kabul edilemeyecek zamanın geçmesiyle bildirimde bulunması halinde, satıcının ayıptan sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Bu bildirim herhangi bir kanalla gerçekleştirilebilir. Bilinenin aksine, alıcının Trafik Şube Müdürlüğü’nce tutulan kayıtları, sigorta şirketi kayıtlarını inceleme veya TRAMER’e mesaj atarak bilgi edinme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Aynı şekilde ülkemizde özellikle ikinci el araç satışında başvurulan ekspertiz muayenesi taraflara herhangi bir sorumluluk yüklememektedir. Alıcının ekspertiz muayenesi yaptırmaması halinde mevcut ayıpları öne süremeyeceği yönünde bir kabul gerçeği yansıtmamaktadır. Kanunun şart olarak gördüğü ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı hususunda ispat yükü ise alıcıdadır.

Yukarıda izah etmeye çalıştığımız şartların varlığı halinde satıcı, söz konusu ayıptan kendisinin de haberdar olmadığını söylese dahi sorumluluktan kurtulamayacaktır. Satışı gerçekleşen araçta bir ayıp bulunması ve kanunen aranan tüm şartların gerçekleşmesi halinde alıcı, aracı almaktan vazgeçtiğini bildirerek ödediği ücreti geri isteyebileceği gibi araçtaki ayıp oranında satış bedelinde indirim talep edebilir veya aşırı masraf gerektirmemesi şartıyla, ücretini satıcının karşılayacağı bir onarım yoluna gidebilir. Bunların yanı sıra imkan varsa alıcı aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini de talep edebilir ancak bu durum, satıcının ticari veya mesleki amaçlarla satış yaptığı hukuki ilişkilerde uygulama alanı bulmaktadır. Anlattığımız hususlar, imalatçı, satış yetkilisi, bayii, galerici ile tüketici şahıslar arasında yapılan ikinci el araç alım-satımı için değil ; iki tarafın da ticari veya mesleki amaç gütmediği satış ilişkileri için geçerlidir.

Bu konuda daha ayrıntılı bilgi sahibi olmak ve sorularınıza yanıt almak için avukatınıza danışmanız faydalı olacaktır. Yeni yazılarda görüşmek üzere, güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle…

Av. Tuğba GERÇİN ÇIĞ

İletişim: av.tugbacig@gmail.com

               

Yorumlar