• BIST 9645.02
  • Altın 2418.361
  • Dolar 32.546
  • Euro 34.665
  • Manisa 17 °C
  • İzmir 18 °C
  • 5 Mayıs’ta Yenileme Eğitim Dönemi Başlıyor
  • Akhisar’da 23 Nisan Çocuk Bayramı Coşkuyla Kutlanacak
  • Bay ve Bayan Beden İşçileri Aranıyor
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • A1 İngilizce Kursu Açılacak
  • A2 İngilizce Kursu Açılacak
  • 23 Nisan Programı Belli Oldu
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Manisa Çevre Platformu Basın açıklaması yaptı

Okunma Sayısı: 1449
Manisa Çevre Platformu Basın açıklaması yaptı
Manisa Çevre Platformu Manisa geneli, Manisa merkez, Gördes, Salihli, Turgutlu, Saruhanlı, Gölmarmara, Akhisar, Kırkağaç ve Soma'da ki bölgelerinin Çevre Dernekleri ve gönüllüleri tarafından aynı anda yapıl basın açıklaması yaptı.

Manisa Çevre Platformu Basın açıklaması yaptı

Akhisarhaber.com:Kenan MOLLA

Manisa Çevre Platformu Manisa geneli, Manisa merkez, Gördes, Salihli, Turgutlu, Saruhanlı, Gölmarmara, Akhisar, Kırkağaç ve Soma'da ki bölgelerinin Çevre Dernekleri ve gönüllüleri tarafından aynı anda yapıl basın açıklaması yaptı.  Şehit Tahir Ün Caddesi Öğretmenevi önünde saat 17.30'da yapılan basın açıklamasında “Hükümet istifa”, “Kızılay Başkanı İstifa”, “Yaşasın Sivil Toplum Dayanışması”, ”Sağlam yapılar, sağlam hayatlar demektir”, “Deprem doğal afet, tedbirsizlik felakettir”, “Deprem değil rant öldürür”, “Not etme istifa et,” “Güvenli kent, güvenli yaşam istiyoruz” sloganlar altında ortak basın açıklaması yaptı. Akhisar Demokrasi Platformunun destek verdiği basın açılamasını Akhisar Çevre Derneği başkanı Erdan Boşnak okudu.

Erdan Boşnak’ın okuduğu basın açıklamasının tam metni;

                                Ülkemiz büyük bir deprem yaşadı.

Biz depremin etkisini anlamaya çalışırken bir anda iktidarın depreme müdahalesinin içler acısı zayıflığıyla karşı karşıya kaldık. Arama kurtarma çalışmaları için organize olmakta çok geç kalındı, arama kurtarma çalışmaları çok kısıtlı bölgelerde, yetersiz kadro ve ekipmanla yürütüldü. Birçok depremzede günlerce hiçbir arama kurtarma ekibi bölgeye ulaşmadan göçük altında bekledi. Arama kurtarma çalışmalarına katkı sağlayabilecek maden işçileri gibi sivil olanaklar harekete geçirilmekte çok geç kalındı. Deprem deprem olmaktan çıktı, uzun yıllardır liyakatsizlerin eline teslim edilen kurumlar eliyle kolay kolay tanık olmayacağımız bir faciaya dönüştü. Bu arada bir çok ilde insanlar göçük altında can verirken, Kızılay deprem bölgesine göndermesi gereken çadırları satarak para kazanmanın mutluluğunu yaşayabildi. Deprem felaket değil "doğal bir olaydır".  Felakete rantçı ve bilimden uzak politikalar neden olmaktadır. Ülkemizin yüzde 95'i deprem bölgesinde yaşamakta. Sanayi merkezlerinin %98'i, barajların yüzde 93'ü fay hatları üzerindedir. Bu durumdaki bir ülkenin çok ciddi yapılaşma politikaları ve Afet güvenlik programları olması gerekirken,  yaşanan depremin sonuçları iktidar olarak bu konuda hiç ciddi önlem alınmadığını gösterdi. Felaketi ülke olarak her depremde yaşıyor olmamıza rağmen hala gerekli dersler alınmıyor. Enkazlar adeta bir suç mahalli gibi. Kolonlardaki demirler, beton köpükler, tuğlalar, taşlar, deniz kabukluları da suç kanıtları. Ülkenin en gözde en zengin yeri olduğu için sadece İstanbul'dan bahsediyoruz. Oysa tehlike her yerde. Sonuçta göz göre göre gelen bir depremde on binlerce insanımızı kaybettik. 13,5 milyon insanın yaşam düzeni alt üst oldu. Yönetimsizlik, eğitimsizlik, giderek daha da yoksullaştırılmışlık depremin etkisini kat ve kat daha yükseltti. Depreme karşı bizi güçsüz çaresiz bırakan yapılaşma hataları kısaca nelerdir dersek;

1. İnsan yerleşkeleri konusunda bilimin açıklamaları ve önerilerinin dikkate alınmaması

2. Kentlerin inşasının tarım alanları ve sulak alanlarda yapılması.

 3. İnşaat sektörünün ranta dayalı olması.

 4. Binanın projesi, ehli mimar ve mühendisler tarafından yapılmaması.

5. Şantiye şefinin binanın yapım aşamasında malzemelerin kalitesini ve projeye uygun yapılıp yapılmadığını düzgün kontrol edebilecek zamanı oraya ayırmaması, bunun için yeterli birikime sahip olup olmadığının pek gözetilmemesi.

6. Müteahhit olabilmek için hiçbir bilgi, deneyim, belge ve eğitim gerekmemesi .

7. İnşaatların temel çalışanları olan ustalar ve diğer işçiler için herhangi bir eğitim olmaması ve sonuçta belgesinin istenmemesi.

8. Zemin katlardaki dükkan için kolonlar kesilmesi.

9. Kolon ve kirişlerin düğüm noktaları doğru bağlanmaması.

10. Kaçak yapılan ve yapı kurallarının uygulanmadığı binalara imar affı getirilmesini,

Başlıcaları olarak sayabiliriz.

Bir de deprem sonrası felaket var

Afet yönetimi konusunda hiçbir hazırlığımızın olmadığını bu depremde yaşadık. Kurumların teknolojik imkân, bilgi ve kurtarma becerisine yeteri kadar sahip olmadığını gördük.

Deprem sonrası enkaz altında binlerce insan vinç bulunamadığı için bağıra bağıra, soğuktan donarak can verdiler. Enkazdan kurtulanlar çadır olmadığı ve en temel insani gereksinimleri hemen karşılanmadığı için, enkazın başında beklerken soğuktan öldüler. Ayrıca toplumsal örgütlülüğün her konuda acil  yardımının önüne engeller konması ve bölge halkının ihtiyaçlarının  karşılanmaması sonucu başka yerlere göç etmesi felaketin boyutlarını katladı. Bu durum hepimizi artık bu konuda acil kararlar almaya zorluyor. Depremlerin felakete dönüşmemesi için top yekun sorumluluk alıp gereğini yerine getirme gibi bir görevimiz var artık. Depremin yarattığı her türlü tahribatla, ancak ve ancak insan hayatını önceleyen, ayrım yapmadan eşitliği gözeten, ırkçılığa ve nefret söylemine geçit vermeyen politikalarla mücadele edebiliriz. Tabii depreme karşı mücadelede birinci adım bütün ülkedeki 2000'li yıllardan önce yapılmış yapıların yenilenmesi ile olacaktır. Bunun için ilgili bütün kurumların ülke genelinde bir seferberlik yapması gerek. Konu ile ilgili toplanan paralar sadece bu alanda kullanılmalı. Duble yollar insanların depreme karşı güvenliği için toplanan paralarla yapıldığı için cehenneme giden yollar oldular. Deprem paraları ile duble yol yapımı gibi sorumsuzluklara son verilmeli.

Bilimin sesi dinlenmeli

Ve 6 Şubat depreminde Devleti, Halkı çaresiz bırakan liyakatsiz hükümet, siyasi sorumluluğunu kabul ederek 14 Mayıs seçim gününü beklemeden bugün istifa etmeli.

Depreme karşı güvenli bir yaşam güvenli bir iktidardan geçer. Biz halk için iktidar istiyoruz, halk için ekonomi istiyoruz. Sorumlu iktidar, hatalarda sorumluluğunu üstlenen iktidar istiyoruz. Bundan sonraki depremleri gerekli önlemleri almış olarak karşılamak için Ondört Mayıs'ta muhalefet iktidara diyoruz.

Deprem öldürmez ihmal öldürür, Depremde ihmali olan bütün sorumlular yargılanmalıdır. Yaşasın sivil toplum dayanışması, Yaşasın halkın dayanışma duygusu.

                                                            Manisa Çevre Platformu



















  • Yorumlar 4
    Diğer Haberler
    REKLAM ALANI
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Kuzey Ege Kurs
    • Kuzey Ege Kurs
    1/20
    Başlangıç Tarihi
    Başlangıç Tarihi
    Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.