• BIST 9693.46
  • Altın 2514.321
  • Dolar 32.5741
  • Euro 34.7831
  • Manisa 21 °C
  • İzmir 21 °C
  • 23 Nisan Programı Belli Oldu
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Türkiye Ekonomisini Neler Bekliyor Konulu Konferans
  • Has Evrensel Özel Güvenlik Eğitim Kurumu Kursları
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Heykeltraş Senem Özkılınç

Tuncay Şen

Heykeltraş Senem Özkılınç

 Senem Özkılınç, Akhisarlı bir heykeltıraş; insanları heykel ile tanıştırma arzusunda. Türkiye de tütün konulu ilk heykel olan Mehmet Civaş’a ait ‘Tütüncü kız Heykeli’ nin restore edilmesi için kendisine başvurulur. Heykel o kadar deforme olmuştur ki yenisi yapılmasına karar verilir. Bugün Reşatbey ve Atatürk mahallelerinin ortasında yaptığı heykeli görebilirsiniz. Alış veriş festivalinde mermerden güvercin heykelinin yapılışına izleyenler tanık olmuştu. Sevgi yolunda sanatçı arkadaşıyla 3 boyutlu kaldırım resmi çalışması yapmıştı. Kirazoğlu Devlet Hastanesi çocuk servisi duvarlarında çizgi film karakterlerini çizmişti. Motorsiklet ve doğa sporları tutkularından vazgeçemiyor. Antolojide kısa ama imge yüklü iki şiirini buldum, paylaşmadan edemeyeceğim:

 Uzun zamandır 
Uzun zamandır ateşi çekmemiştim içime 
her çekişimde 
yüreğimin iniltileri yüzüme çamur sürer şimdi
..........
..........

 

 

RÜZGAR

 

rüzgarın dili çözüldüğünde 
aşk tılsımları dökülmüştü yerlere 
hüzün çaldı kapımı 
açmadım
..........
..........

 İnsanları heykelle buluşturma arzusuna sıkça ulaşması temennimizdir. Senem Özkılınç ile yaptığımız söyleşiyi sunuyorum:

T.Ş.

Klasik bir soruyla başlayalım isterseniz,Senem Yıldız Özkılınç kimdir? Nasıl tanınmak ister?

 S.Ö.

   İnsanların genelde kişi hakkında bilgi edinmek için bilmek istedikleri, nereli olduğu, yaşı, mesleği… gibidir. Bende hep düşünürüm ne yapacaklar bu bilgileri, ne işlerine yarayacak ki? Senem Yıldız ÖZKILINÇ mesleği, doğum yeri,yaşı ve memleketiyle Senem değildir aslında. Sohbetiyle, yaşamdaki duruşu, yaşadıklarına verdiği tepki, insanlığı, görgüsü, ahlakıyla…tanınmalıdır. Bizi biz yapan mesleğimiz ya da memleketimiz değil bu değerlerdir. Bu yüzden Senem’in kim olduğunu nasıl söyleyebilirim bilmiyorum. Sanırım beni, beni tanıyan başka birine sormak daha iyi olur. Kelama geldiğimde güzel bir söz müyüm yoksa değil miyim? Benim söyleyebileceğim Allah’ın aciz ve yanmakta olan bir kulu olduğumdan ibarettir.

T.Ş.

Sanat eğitiminiz ve çalışmalarınızdan da bahseder misiniz?

 S.Ö.

  Akhisar Ali Şefik Orta Okulunda okurken resim öğretmenim Feriha Dağlı resim yeteneğimi fark etti. O günden sonra resim yapmaya daha da odaklandım. İlk kişisel resim sergimi 14 yaşımda Akhisar Belediyesi Sergi Salonunda açtım. İkinci kişisel resim sergimi yine aynı yerde 15 yaşımda açtım. Lise eğitimimin bir kısmını Akhisar Lisesinde aldım. Bu esnada şimdi yıkılmakta olan binanın ikinci katındaki duvar resmini başında olduğum bir ekiple tamamladım. Bahçe kürsüsünün duvarındaki kilim desenini de  yine resim öğretmenimizin görevlendirmesi üzerine başında bulunduğum bir ekiple tamamladık. Resim çalışmalarım devam ederken bir yandan heykelle ilgilenmeye başladım.

    Sanat eğitimimi Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde tamamladım. Çalışmalarımla 2 heykel sergisine katıldım. Yapmış olduğum bir heykel Eskişehir Anadolu Üniversitesi bahçesinde sergilenmektedir. Akhisar Belediyesi’ne  Tütüncü Kız heykeli ve Güvercin heykeli yaptım. Güvercin heykelinin malzemesi mermerdi ve canlı performans yapılması istendi. Fakat yapımı için Tahir Ün caddesi uygun olmadı. Esnaf mermer tozundan rahatsız oldukça benim çalışmamı böldü. 6 günde 1,50 ye 70 cm bir mermer kalıbın heykel haline getirilmesi için konsantrasyonumun hiç bölünmemesi gerekiyordu fakat bu mümkün olmadığı için Güvercini halkla buluşturamadık. Resim alanında ekip arkadaşım olan Ayhan ŞAHİN ile Akhisar Belediyesine 2 adet 3 boyutlu resim çalışması yaptık. İnsanların çok ilgisini çekti. Resimlerin yanında fotoğraf çekildiler, nasıl yapıldığını anlamaya çalıştılar. Çalışma esnasında esnafın ve izleyenlerin beğenileri Şubat soğuğunda bize motivasyon kazandırdı. Talep üzerine sanat çalışmalarım devam etmektedir.

T.Ş.

Tütüncü Kız Heykelinin ikincisini yaptınız. Bu heykelin öyküsünü merak ediyorum. Nasıl başladı?

 S.Ö.

   Akhisar Belediyesi ilk tütüncü kız heykelinin tahribatına çözüm düşünürken, tamir ettirmek için heykeltıraş düşünüyorlar. Sevgili Dilara TAŞKÖPRÜ benden bahsediyor. Belediyeyle görüşüyoruz. Heykelin tamir edilmesini istiyorlar. Heykeli inceliyorum heykel çok tahrip olmuş. Kaybolan uzuvları yerine getirmeye çalışsam dahi heykel yüzeyinde yok olmuş ayrıntılar var. Göz ,ağız, burun kaybolmuş. Yıllar içerisinde hava koşulları heykeli zımparalamış. Koşulları zorlayıp yapsam bile beton döküm olduğu için ömrü biten beton dağılmaya devam edecek. Bu  sebeple Akhisar’ın sembolü olan bu heykeli yaşatmak adına yenisinin yapılmasına karar verildi. Böylece İkinci Tütüncü Kız heykeline başladım.

T.Ş.

Heykelin yapım süreci de aktarılmalı diye düşünüyorum. Kullanılan teknik, duygularınızın dışa vurumunda vermek istedikleriniz, ait olunan yada olmak istenilen ekol(akım)ın bu heykele yansıttıklarını anlatmanızı isteyeceğim. Ve ne kadar sürede bitirdiniz bu nahif eseri?

  S.Ö.

 Tütüncü Kız heykelini döküm tekniği ile yaptım. Malzemesi polyesterdir.

Var olanı olduğu gibi aktarmak istedim. Bu sebeple realist bir heykel oluştu. Benim için önemli olan heykeli gören tütüncülerin ona baktıklarında kendilerinden bir parçayı görmeleri hatta belki kızlarına , yeğenlerine benzetmeleridir. Çünkü bu heykel tütüncülerin tarihinin bir simgesi. Tütün tarlasına ömrünü vermiş nice insanların bir anından parçadır bu heykel. Tütüncü genç bir kızın tütünleri boynuna dizip belki bir takı hayali kurması belki de bir taklit ya da bir şakalaşma anı. Heykele bakan insanlar anılarına gidebiliyorsa, onların yüzlerinde duygularını görebiliyorsanız kalplerine inmişsiniz demektir. Heykelin olup olmadığını o zaman anlarsınız.

Bu naif heykeli bir ayda tamamladım.

T.Ş.

Mehmet Civaş ın yaptığı ve araştırmalarımıza göre Türkiyede ki ilk tütün konulu heykel, sizinkisi de ikincisi olma özelliğini taşıyor. Samsun da bir tane soyut bir çalışmayı saymaz isek. Mehmet Civaş ın Tütüncü kız heykelini de incelediniz mi?

S.Ö.

Tabii ki inceledim.

T.Ş.

Bu ilk heykelde bozulmalar var. Bunlar düzeltilebilir mi? O sanatçının bu eseri restorasyonu mümkün mü? o heykeli bu haliyle görmek bizi inciltiyor? Heykeltraş gözüyle önerileriniz?

S.Ö.

    Bu heykel için yapılabilecek en iyi şey varolan halini korumaktır. Malzemesi beton olduğu için dökülmeye devam edecek. Öncelikle heykelin hava koşullarına maruz kalması önlenmeli. Heykelin sergilenme yeri artık iç mekan olmalı. Dökülen uzuvlar ve parçalar yeniden yapılır ve monte edilir. Orijinalliğinin korunması için daha fazla dokunulmaması gerektiğini düşünüyorum. Her yapılan şey bu eseri Mehmet Civaş’ın eseri olmaktan çıkartacaktır. Örneğin yüzü yok olmuş durumda. Yenisi yapılıp birleştirilir ama artık Mehmet Civaş’ın yaptığı yüz olmamış olur. Üzücü ama bunlar 15-20 sene önce konuşuluyor olmalıydı ki sanatçının eseri olduğu gibi korunabilsin.

T.Ş.

Aynı şehirden değişik zamanlarda çıkmış üç heykeltıraş var. Mehmet Civaş, Ercan Yaren ve siz. Akhisar da 1975-1985 yıllarında çalışmış öğrencisi olmaktan guru duyduğum resim öğretmeni Şener Öztop un bir kitabı geldi aklıma. “Taşranın Gri Aydınlığı”. O mahalle ilçenin taşrasıdır. Sanatta taşra da yetişen ve var olmak mücadelesinde olanların sorunlarını anlatır. Ama ülkenin metropollerinde hakim olan sanat anlayışı taşranın gri aydınlığı ile aydınlanır. Bu mahalle tütüncülüğün hakim olduğu bir mahalleydi. Ve kendine has bir kültür doğurdu. O kültürden beslenen sanatçılar doğmalıydı.Sizin dışındaki bu sanatçıları tanır mısınız? Sanatınız da yaşadığınız ve beslendiğiniz o mahalle kültürünün etkileri var mıdır?

  S.Ö.

  Bu sanatçıların isimlerini duydum. Mehmet Civaş’ın Tütüncü Kız heykelinin yıpranmış olması benim Tütüncü Kız heykelimin olmasına sebep olduğu için bu sanatçının heykelini oldukça inceledim.

    Mehmet Civaş ve Ercan Yaren ile aynı şehirde bulundum ama aynı mahallenin insanı olmadım.

    Bir sanatçının sanatında varoluşundan itibaren gördüğü, yaşadığı, etkilendiği, yaşamına dokunmuş olan her şeyin etkisi vardır.  Akhisar da sadece 8 yıl yaşadım. Fakat bir ayağımız hep orada oldu. Dedem Mustafa PELVAN eski tütüncü ve aşçılardandır. Annem ve kardeşlerinin çocukluk ve gençlik yılları tütün tarlası ve üzüm bağlarında geçmiş. Tütüncü Kız heykeli yapmam istendiğinde bu heykele hiç yapancı değildim. Heykeli yaparken o naif ve zarif yapılarıyla anneannem, annem ve teyzemlerdi heykelde gördüğüm. Tütün çok zor bir iştir. Onların anılarını dinledikçe çok çalışkan olduklarını düşünüp takdir ederken bir yandan da çocukluk yıllarında ne kadar yorulduklarını düşünüp üzülürüm.

Akhisar’da heykel anlamında beni en çok etkileyen Akhisar Belediyesi’nin önündeki döner kavşakta durun büyük Atatürk heykeli oldu. Size kısaca heykelin hikayesini anlatayım. Heykeli Akhisar’a getirenler dedemin kayın biladeri olan o yıllardaki belediye zabıta amiri Halil İbrahim ŞENTÜRK ve dedemin kardeşi itfaiyeci Hasan PELVAN’dır. Dedem anlatırken Akhisar’ın en eski ve o meydanın sembolü olan heykeli bizimkilerin getirdiğini duyunca çok etkilenmiştim. Henüz çok küçüktüm bunu duyduğumda. O günden sonra heykeli daha dikkatli incelemeye başladım ve getirdikleri anı hayal etmeye çalıştım. Ne büyük bir sevinç yaratmıştır. Üstelik bronz heykel… yıllara meydan okur bronz. O heykele baka baka en sonunda ‘ bir gün Akhisar’a heykel yapmak istiyorum’ dedim. Yıllar sonra Tütüncü Kız heykelini yapmak nasip oldu.

    Akhisar’ın bir insanı etkilememesi mümkün mü? Hangi açıdan bakarsanız bakın bir tarih yatıyor bu şehirde. Uygarlıklar yatıyor Amazonlar, Lidyalılar, Bizanslılar, Osmanlı ve bizler. Dünyaca tanınan lezzetler, tatlar yatıyor  Zeytin, zeytinyağı, köftesi, tavuğu, üzümü, tütünü,pamuğu. Akhisar başlı başına bir tarihtir. Ak Hisar burası. Yeri kazdıkça toprak değil beyaz duvarlar çıkar burada. Tarih yatar yerin altında. İnsanı etkilememesi mümkün mü?

T.Ş.

Gelecekte ki hedefleriniz nelerdir?

S.Ö.

Gelecekteki hedefim daha çok insanı heykelle buluşturmak. Heykele karşı olan ön yargıların boş yere olduğunu heykellerle anlatmak. Şimdilik başarabilmeyi umuyorum.

T.Ş.

Bizim unuttuğumuz ama sizin eklemek istediklerinize ayıralım bu başlığı

S.Ö.

Eklemek istediğim bir şey yok. İlginiz için teşekkür ederim.

Not: bu söyleşi haber sitemizin ana sayfasında 05.11.2015 tarihinde

“Akhisarlı Heykeltraş Senem Özkılınç ile Söyleşi” başlığı ile yayınlanmış idi.

Bu söyleşiye ve fotoğraflara ulaşmak isteyenler için link veriyorum:

https://www.akhisarhaber.com/akhisarli-heykeltras-senem-ozkilinc-ile-soylesi-25581h.htm

akhisar-(1)-087.jpgakhisar-(7)-015.jpgakhisar-(13)-002.jpg

Bu yazı toplam 2969 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 1
    Yazarın Diğer Yazıları
    REKLAM ALANI
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Kuzey Ege Kurs
    • Kuzey Ege Kurs
    1/20
    Başlangıç Tarihi
    Başlangıç Tarihi
    Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.