• BIST 9645.02
  • Altın 2430.366
  • Dolar 32.529
  • Euro 34.865
  • Manisa 22 °C
  • İzmir 23 °C
  • Köfteci Ramiz İçin Denetim Elemanı Aranıyor
  • 5 Mayıs’ta Yenileme Eğitim Dönemi Başlıyor
  • Bay ve Bayan Beden İşçileri Aranıyor
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Eşitlik - Adalet

Levent Sevgi

Eşitlik - Adalet …

 

11 Aralık 2020 günü bir TV kanalında genç bir doçent “Kamu kaynakları, toplanan vergiler eşit ve hakça dağıtılmalı” dedi. Ardından bir hukukçu aynı sözü yineledi. Öyleyse soralım, sizce bunda bir tuhaflık var mı?

 

Kamu kaynakları, vergiler eşit dağıtılmalı” ya da “hakça/adil dağıtılmalı” ya da “eşit ya da adil dağıtılmalı”, “devlet yurttaşa eşit ve adil davranmalı” benzeri ifadeler olsaydı inanın sorun olmayacaktı ve NE BİLİM YAHU radarına takılmayacak ve bu köşenin konusu olmayacaktı!

 

Önce bir parantez açıp nedir bu radar, onu açıklayalım:

Yıllardır değişik üniversitelerde, tüm öğrencilere açık bir ders vermekteyim; BİLİM, TOPLUM ve ETİK! Dersi ben önerdim, içeriğini de ben oluşturdum. Bu derste bilimin tanımından, teknolojinin önemine, bilim ve teknolojinin toplumsal algılamasından ahlak-etik ayrımına birçok konuyu bilgi temelli tartışmaktayız. Eğitimde arı bir dil bilgisi, sorgulama becerileri ve sağlam mantık (yani asgari yurttaş eğitimi) vermeden sağlıklı bir sonuç alınamayacağını örneklerle ele almaktayız (bu köşede de zaman zaman tartışacağız). Derste, önce birkaç hafta gerekli / temel bilgiyi ben veriyorum; ardından öğrencilerden o hafta gazetelerde, TV’lerde, hatta sosyal medyada güncel konular üzerine yakaladıkları tuhaflıkları gelip anlatmalarını istiyorum. İşte biz bu tuhaflıklara “NE BİLİM YAHU radarına takılanlar” diyoruz (NE BİLİM YAHU, deneme yazılarıma yer verdiğim, ücretsiz dağıtılan, popüler bilim kitabım; okumak isteyenler için link: http://leventsevgi.net/nebilimyahu).

Burada parantezi kapatalım:

 

Aslında sosyal medyada uzun süredir değişik biçimleriyle karşımıza çıkan aşağıdaki resim ne güzel tanımlıyor ve anlatıyor, eşitlik ve adaleti! Örneğin, 100 TL vergi topladınız ve nüfusunuz 100 kişi; eşit dağıtırsanız kişi başına 1 TL düşer. Ülkelerin zenginliğinin bir ölçüsü olan Kişi Başına Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH / Kişi) zaten bu, böyle hesaplanıyor. GSMH eşitlikçi bir ölçüt, ama sadece bir ölçüt! Tek başına ülke ekonomisi hakkında doğru bilgi vermekten uzak. Bu nedenle, bir de gelir dilimleri ölçütü var. Ya 100 TL’nin yarısını 1 kişi alıyor ve diğer yarısını 99 kişi paylaşıyorsa? Ya gelir dışındaki ölçütler? Ekonomik büyüklük, ekonomik gelişmişlik, insani gelişmişlik, hukuk, demokrasi, yolsuzluk, eğitim ölçütleri?

 

Avrupa İstatistik Ofisi (EuroSTAT) her yıl Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçları açıklıyor. Buna göre Türkiye gelir dağılımı eşitsizliğinde Sırbistan’ın ardından Avrupa ikincisi! Gelir dağılımı, toplumun en zengin %20 (P80) ile en yoksul %20’sinin (P20) gelirlerini oranlıyor ve P80/P20 diye bir ölçüt olarak kullanıyor. Fark ne kadar az ise gelir dağılımı o kadar düzgün sonucu çıkıyor. Fark ne kadar yüksekse gelir dağılımı eşitsizliğinin o kadar yüksek olduğu sonucu çıkıyor. P80/P20 oranı 28 AB ülkesinde ortalama 5.1 kadar. Sırbistan 9.4 ile zirvede, Türkiye (TÜİK rakamlarına göre) 7.5 ile ikinci; üçüncü Bulgaristan. Gelir dağılımı eşitsizliğinin en az olduğu ülkeler ise Slovenya (3.4), Çekya (3.4) ve Slovakya (3.5).

 

Yani, ülkemizde en alt %20 gelir grubu Angola, Kongo gibi Afrika ülkeleri seviyesindeyken, en üst %20 gelir grubu Yunanistan, Litvanya gibi Avrupa ülkeleri seviyesinde yaşamakta. Dilimleri %20 yerine %10 alırsak çok daha vahim bir tablo ortaya çıkmakta; yoksulumuz Afganistan seviyesine düşerken, zenginimiz İsviçre seviyesine çıkmakta. Ne yazık ki Korona Salgını nedeniyle ekonomik çöküş hızlanmakta ve gelir dağılımı daha da bozulmakta!

 

Özetle, “Kamu kaynakları, vergiler eşit dağıtılırsa adil olmaz, adil dağıtılırsa eşit olmaz!”

 

Eşitlik ve adalet denince üniversite yıllarımdan aklımda kalan bir tartışma var; sık sık sohbetlerimizde Sosyalizm ve Komünizm tanımlarını yaparken kullanırdık. Sevdiğim, özlü bir tanımlamadır: “Sosyalizmde emeğin kadar alırsın, komünizmde ihtiyacın kadar”. Birinin eşitlikçi, diğerinin adaletli sistemler olduğunu ne güzel ortaya koyuyor!

 

Nerede okudum, kim söyledi, anımsamıyorum ama şimdi aklıma geldi, o günlerde sevdiğim bir benzetme daha vardı: Derviş ile Komünist! Elbette karşı çıkanlar, “ne alaka” diyenler olacaktır ama ben sever ve doğru bulurum bu benzetmeyi; ikisi de dava adamıdır, insanı, ahlakı, erdemi öne çıkarır.  Yunus Emre bir derviştir benim gözümde, “Uğrunda can vereceğim birçok davam var, ama uğrunda can alacağım hiçbir davam yok!” diyen Mahatma Gandhi de bir derviştir. Oysa, “Kaybedeceğin tek savaş, uğrunda savaşmaktan vazgeçtiğin savaştır!” diyen Che Guevara bir komünisttir. Hepsi idealleri uğruna çok şeyden vazgeçmişlerdir, feda etmişlerdir.  Derviş bir pasif direnişçidir, komünist ise aktif; davaları dışında tek fark bu olsa gerek!

 

Ne dersiniz?

2021-05-30_18-31-25.png2021-05-30_18-31-37.png

Bu yazı toplam 926 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 4
    Yazarın Diğer Yazıları
    REKLAM ALANI
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Kuzey Ege Kurs
    • Kuzey Ege Kurs
    1/20
    Başlangıç Tarihi
    Başlangıç Tarihi
    Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.