• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Manisa 18 °C
  • İzmir 15 °C
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • A1 İngilizce Kursu Açılacak
  • A2 İngilizce Kursu Açılacak
  • 23 Nisan Programı Belli Oldu
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Türkiye Ekonomisini Neler Bekliyor Konulu Konferans
  • Has Evrensel Özel Güvenlik Eğitim Kurumu Kursları
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Eğitimde Nereye Gidiyoruz?

Halil Erdost

Eğitimde Nereye Gidiyoruz?

Çıkan sorularının %90’ı 9.sınıf, %10’u 10.sınıf konularından olan Yüksek Öğretime Geçiş Sınavının (YGS) öğrencilere 12.sınıfa giderken, üstelik Mart ayında niçin uygulandığına bir türlü anlam veremem. Bunun hangi eğitsel amaca hizmet ettiğini bir türlü anlayamam. Bu sınav niçin 10.sınıfın sonunda veya 11.sınıfın sonunda, veya LYS öncesinde değil de Mart ayında yapılır. Bilemem. Anlatsalar da anlamam mümkün değil ama YGS bu sene yine Mart ayında yapıldı.

15 Mart tarihinde uygulanan sınavın sonuçları 19 Mart tarihinde açıklandı. Sonuçların

4 günde açıklanmasıyla bu konuda bir rekor kırıldı. ÖSYM yetkililerini kutluyorum. Ancak sonuçların açıklanmasında gösterilen bu başarı, eğitimde kötüye gidişi maalesef önleyemedi.

Türkiye, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PİSA) uygulamalarında (64 ülke içinde) ilk 40 ülke içine bile giremezken, kendi ülkemiz öğrencileri arasında yapılan sınavlarda da her geçen sene başarı oranı gittikçe düşen bir ülke konumundadır.

İlk defa bu sene, açıklanan YGS sonuçlarına dönük veriler içinde, 0(sıfır) çeken öğrenci sayısı açıklanmadı. (2014 yılında 49.645 aday sıfır çekmişti.)

Bu yıl sınava girip sınavı geçerli sayılan 1.986.995 adayın 617.848’i 180 puan barajını aşamadı. (2014 de bu sayı 526.613 idi.)

Geçen yıllarda sorulan soruların tamamını (160 soru) yapan öğrenciler bulunurken, bu yıl Türkiye birincisinin 7, Türkiye ikincisinin 10 yanlışı var.

1960’lı yıllarda Güney Kore ile benzer eğitim seviyesine sahip olan Türkiye, bu gün Güney Kore’nin çok altında kalmıştır. Bunu hem uluslar arası eğitim değerlendirmelerine bakarak söyleyebiliriz, hem de bu gün Güney Kore’nin dünya ekonomisi içindeki yerine bakarak söyleyebiliriz.

Ne oldu da Güney Kore ile aramızdaki fark her geçen sene arttı?

Güney Kore (ve dünyanın, bilimi esas alan pek çok ülkesi) eğitime yapılan yatırımın, başta öğretmen yetiştirmeye dönük harcamalar olmak üzere, en çabuk kâra dönüşen yatırım olduğu gerçeğini görüp, uygulamaya koyduğu eğitim-öğretim programlarını tavizsiz biçimde uygulamıştır.

Türkiye ise, geçen yaklaşık 50 yıllık süre içinde, özellikle öğretmen yetiştirmeye dönük uygulamalarını öylesine sık değiştirmiş ki, çocuklarımızı, bazı yıllar “hiçbir şey olamazsa bari öğretmen olsun” diye yetiştirilen öğretmenlere teslim etmiştir.

Sık değişen eğitim politikaları,

Çok sık değişen öğretmen yetiştirme uygulamaları

Hemen her sene değişen müfredat programları ve sonuç;

- Sınavlardaki başarısızlıklar

- Yetişen öğrencilerin dileklerini ifade edecek dilekçe bile yazamamaları.

- Düşündüklerini ifade edememeleri

- Okullardan beklentilerinin azalması

VE SINIFTA KALMANIN SINIFI GEÇMEYE GÖRE DAHA ZOR OLDUĞU ÜLKEMİZ ÖĞRENCİLERİNİN, AVRUPA ÜLKELERİ ARASINDA, OKULA DEVAMSIZLIK KONUSUNDA REKOR KIRMASI.

 

Bu yazı toplam 2288 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
REKLAM ALANI
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Kuzey Ege Kurs
  • Kuzey Ege Kurs
1/20
Başlangıç Tarihi
Başlangıç Tarihi
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.