Dinlemeyi ve Nükteli konuşmayı unuttuk
Dinlemek ve gönül alıcı(nükteli) konuşmak kâmil olmanın birer göstergesidir.Dinleyen çok şey kazanır, bir kap bile dolmadan taşmaz. Faydalı olmak için önce iyi dinlemeyi ve okumayı bilmek lazım. Mevlana Celalettin-i Rumi Hazretleri, Meşhur Mesneviyi şerifin ilk beytinde farsça şöyle der.
BİŞNEV İN NEY ÇÜN HİKAYET MU KENET.
Mesneviyi şerifin ilk beyti budur, ne diyor önce dinle diyor. Dinle bu ney sana ne diyor, bu şah eserin ilk beyti önce dinlemeyi tavsiye ediyor. Cenabı Allah insana iki kulak bir dil vermiş, yani iki dinle bir konuş. Amma maalesef asrımızda dinlemeden çok konuşma hastalığı var. Dinlemek karşındaki insana değer vermek, ondaki faydalı bilgileri ve güzel cevherleri uhdesine almaktır, dinleyene değer katar. Sahabeyi kiram (Radiyallahüanha ) Yüce Peygamberimizi dinlemekle o yüce makama erdiler. İki kulak aklın ve kabin dünyaya açılan muhabere aracıdır, bu aracı yerince kullanmak büyük bir nimet ve fırsattır.
İyi dinleyen menzile varır.
Çok konuşan yolda kalır.
Nükteli konuşmayla ilgili Sadi Şirazi Hazretleri Bostan ve Gülistan kitaplarında hoş kıtaları var, bu kıtalarında birini nakil edeceğim.
KITA
İki genç bir birilerine âşık olurlar, bu gençler aynı zamanda da komşular. Aşklarını içlerinde saklarlar görüşüp konuşma imkânları da pek olmaz. Delikanlının Anne Babası bir akşam şehrin uzak bir mahallesine gezmeye giderler. Delikanlı evde yalınız kalır ders rahlesini önüne kor mumunu yakar ders çalışmaya başlar. Kızın ailesi de o akşam gezmeye giderler kızda evde yalınız kalır. Kız fırsat bu fırsat sevgilinin yanına gitmeye karar verir.
Kız ansızın Delikanlının odasına girince delikanlı sevincinde telaşlanır hızlıca ayağa kalkar bu arada ceketinde hâsıl olan rüzgârdan dolayı yanan mum söner Kız: ya, ben o kadar çirkin miyim yüzümü görmemek için mumu söndürdün, der. Delikanlı: sen odaya bir güneş gibi doğdun, güneşin olduğu yerde mumun ne hükmü kalır, der
Churchill avam kamarasında konuşma yaparken kahve içer, ona muhalif olan bir kadın vekil, ben karınız olsaydım o içtiğin kahveye zehir katardım der, Churchill: siz karım olsaydınız o kahveyi seve seve içerdim der. Fatih sultan Mehmet hazretlerine bir dilenci yaklaşır sadaka ister oda dilenciye bir altın verir, dilenci aman hünkârım insan kardeşine hiçbir altın veririmi? Fatih nerde kardeş oluyoruz der, dilenci hünkârım ikimizin de babası Âdem anası Hava değil mi der,
Fatih çabuk git diğer kardeşlerinde duysalar sana zırnık düşmez, der. Konuşmada nefret dilini değil sevgi dilini kullanmak insanların kalbini hoş yüzünü güleç eder. Kem söz ise insanı kalbini kırar kişiyi rencide eder. Yunus Emre hazretleri bu dizelerle gönül kırmamayı mahlûkata sevgiyle bakmayı ne güzel yazmış. Yaradılmışı severüz Yaradandan ötürü
**************
Kimde bir zerre aşk varsa
Çalap varlığ andadur
****************
Ben gelmedüm da’vi içün
Benüm işüm sevü gerek
Kin
Adımız miskündür bizüm
Düşmanımız kindir bizüm
Biz kimseye kin tutmaız
Kamu alem birdür bize.
******************
Bir gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz degül.
*****************
Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz. Hoşça kalın.
Yazan Orhan Yavuz Ejder. Akhisar - Manisa