• BIST 8800.18
  • Altın 2238.004
  • Dolar 32.339
  • Euro 35.0904
  • Manisa 12 °C
  • İzmir 14 °C
  • Kasiyer Aranıyor
  • Amerikan Kültür Erken Kayıt Dönemi Başladı
  • Kuzey Ege Kurs Erken Kayıt Dönemi başladı
  • Louka Döner ve Et Lokantası İftar Menüsü
  • Ön Muhasebe ve Sevkiyat Personeli Aranıyor
  • Yapı Markette Çalıştırılacak Personel Aranıyor
  • Ön Muhasebede Çalıştırılmak Üzere Bayan Personel Aranıyor
  • SPESYA FOOD Firması Takım Arkadaşları arıyor
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Forklift Operatörü Aranıyor
  • Sürücü Belgelerinin Değişiminin Son Tarihi 31 Aralık 2024
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Deniz Kurs’ta İngilizce Hazırlık Sınıfları Kursları Başlıyor
  • Pusula Kurs’ta İngilizce Sınıflarına Hazırlık Kursu başlıyor
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Aşı uygulaması zorunlu olabilir mi?

Tuğba Gerçin Çığ

Aşı uygulaması zorunlu olabilir mi?

            Sağlık Hukuku toplumun her kesiminden insanı daima yakından ilgilendiren bir hukuk dalı olmuştur. Geride bıraktığımız 2020 yılı içerisinde ise, sağlık hakkı ve uygulama alanı neredeyse her gün konuştuğumuz ve gelişmeleri yakından takip etmek durumunda kaldığımız konulardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Dünyanın ve dolayısıyla Türkiye’nin gündemini bu denli meşgul eden virüs salgını henüz geride bırakılmış değil. Gerçekleştirilen aşı çalışmaları bir yandan insanlara umut olurken diğer yandan bazı soru ve endişeleri beraberinde getiriyor. Bu sebeple toplumda, aşı olup olmama konusunda bir fikir ayrılığı meydana gelmiş durumda. Peki, söz konusu aşılama faaliyetleri HES kodu uygulamasına benzer bir şekilde zorunlu tutulabilir mi? Bu sorunun cevabını Sağlık Hukuku penceresinden yanıtlamaya çalışacağız.

            Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sağlık, ruhsal, bedensel ve sosyal anlamda tam bir iyilik halidir. Her birey mevcut sağlıklı durumunun korunmasını, eğer sağlıklı değilse tedavi edilmeyi ve bu hususların gerçekleşmesi için devlet araç ve imkanlarının kullanılmasını isteme hakkına sahiptir. Bahsetmiş olduğumuz bu hususlar sağlık hakkının özünü oluşturmaktadır. Diğer insan haklarında olduğu gibi sağlık hakkının muhatabı da devlettir. Devlet, toplum bireylerinin sağlığına kavuşması ve mevcut durumlarının korunması için gerekli önlemleri almak ve imkanları sağlamakla yükümlüdür. Hukuki çerçevede bu durum pozitif yükümlülük olarak adlandırılmaktadır. Sağlık hakkı, bünyesinde bazı unsurlar bulundurur. Bunlardan en önemli ve Covid salgınıyla yakından ilişkili olan iki unsur erişilebilirlik ve kalitedir. Öncelikle tedavi, fiziken erişilebilir olmalı ve ekonomik açıdan hiçbir gelir düzeyinin ulaşımını imkansız kılmamalıdır. Bu noktada ideal olan, devletin söz konusu ilaç, aşı veya tedaviye her gelir düzeyinden insanın ulaşabilmesi için gerekli maddi desteği sağlaması ve ekonomik sınıflar arasında fırsat eşitliğini gerçekleştirmesidir. İkinci olarak halka ulaştırılacak tedavi kaliteli olmalıdır.

Tüm unsurlar sağlandıktan sonra tartışılması gereken bir diğer konu ise tedavi muhatabının veya velisinin izninin olması gerektiğidir. Kişinin alacağı tedavi ile ilgili olarak bedeni üzerinde söz hakkı bulunmaktadır. Burada devletin, bireyin sağlığını koruma ve onu iyileştirme yükümlülüğü ile izin alınması gerekliliği arasında bir denge kurulması şarttır. Herhangi bir aşılama işleminin veya tedavinin zorunlu kılınarak “izin” şartının devre dışı bırakılabilmesi ancak kanuni düzenleme ile mümkündür. Günümüzde uygulanması zorunlu tutulan tüm aşılar 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda düzenlenmiştir. Olası bir Covid-19 aşısı zorunluluğunda, söz konusu kanunda düzenleme yapılması gerekecektir. Ancak zorunlu aşı uygulamasının hukuka uygun kabul edilmesi için kanun düzenlemesi tek başına yeterli değildir. Aşılama sürecinin test aşamasından başlayarak uygulamaların yapılış şekli, sırası, zamanı, doğacak zararlar ve sorumluları gibi netlik kazanması gereken birçok konu bulunmaktadır. İnsanlar, tüm bu hususlarda bilgilendirilmeli, bu alanda uzman kişilerce titiz bir çalışma yapılması gerekmektedir. Covid aşısının zorunlu tutulabilmesi için herhangi bir anayasal engel bulunmamaktadır. Dolayısıyla yukarıda izah ettiğimiz unsurların varlığı halinde aşı uygulamasının zorunlu hale gelmesi mümkündür. Ancak bu ihtimalde en önemli nokta, aşının zorunlu tutulması halinde ücretsiz olarak halka sunulması, yani devlet tarafından karşılanması gerektiğidir. Kanımca mevcut belirsizlikler ve yetersiz aşı stoğu sebebiyle kısa vadede herhangi bir zorunluluk söz konusu olmayacaktır.

İçerisinde bulunduğumuz sıkıntılı günlerin en kısa zamanda geride kalması temennisiyle yeni yılınızı kutlar, sevdiklerimizle yeniden bir arada olabileceğimiz sağlıklı günler dilerim.

 

                                                                                               Av. Tuğba ÇIĞ

 

İletişim: av.tugbacig@gmail.com

Bu yazı toplam 10466 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 1
    Yazarın Diğer Yazıları
    REKLAM ALANI
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Kuzey Ege Kurs
    • Kuzey Ege Kurs
    1/20
    Başlangıç Tarihi
    Başlangıç Tarihi
    Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.