Akhisar'da AVM ve Köfteci Ramiz
Akhisar'da bir eniştemin çiftliğini ziyarete ellili yıllarda ilk kez geldim. Yirmi yıl önce de kimsenin istemediği bir dağı alıp çiftçiliğe başladım. Tutkum olan erozyon ile savaş ve ağaç dikmek benim için bir ibadet. Akhisarda Büyük bir Alışveriş merkezi yok! Şükür yaradana ki yok. Olmaması Akhisarın önemli bir ayrıcalığı ve bilinçli belediyecilik ile Şehir içi ve Çarşı kavramı genişletilebilir ve şehir içi tabelalandırılarak yürüyüş aşanı yaratılarak, shopmix ile, pazarı ile en güzel AVM de göremiyeceğiniz otantik hali ile kalır. Akhisar birçok ülkede ilin gıpta edeceği bir kasaba.
Akhisar belediyesi bilinçli girişimlerle beldeyi geliştiriyor aman kasaba kalalım aman bu orijinalliğe halel gelmesin. Alış veriş mabedleri her yerde var. Elini sallasan ellisi ve steril mabedlerde insanlar hiçbir zaman ulaşamıyacakları mükemmelliklere yaklaşacaklarını vehmediyorlar. Yanılgı ve kibirden öte birşey değil bu mabedler esasen. Bir nevi çağımızda yaygınlaşan plastiğe tapma çılgınlığı. Daha fazla plastik ve daha fazla çöp olunca daha medeni mi olunuyor? Malum medeniyet kelimesi Medineli yani şehirli olmaktan gelir. Artık ülkemizde de daha köylüden daha fazla şehirli yaşıyor. Köylü olmakla guru duymak zamanı geldi haydi biraz esnek olup kasabalı olmayı da kabulleneyim Urla ve Akhisar yetiyor bana ama büyük şehirli gare olmak istemiyorum. Dünyadaki insanların yaklaşık yarısı megaşehirlerde yaşamakta. Bu oran, nüfus yaşlandıkça artacaktır. Yirmi milyondan fazla nüfuslu megaşehirler şu anda var ve gelecekte de artacak. Danimarka, İsveç ve Norveç nüfuslarının toplamından daha fazla nüfuslu şehirlerden bazıları: Tokyo, Bombay, Delhi, Meksiko City, Saolo Paulo, New York, Dhaka, Seul, Jakarta, Logos ve Şanghay. Bunları izleyen diğer megaşehirler: Rio de Janeiro, İstanbul, Moskova, Paris ve Londra.
2050 yılına kadar dünya nüfusunun üçte ikisinin şehirlerde yaşayacağı tahmin ediliyor. Biyolojinin hızı hakkında fikir sahibi olmayan, çoğunlukla bilgisayarları ve TV'nin başında oturan bu büyük seçmen toplulukları, kanımca üzerinde durulması gereken ciddi bir konu.
Şehir içini düzenlemek, yürüyüş yolları yapmak trafikten arındırılmış örneğin sadece elektrikli faytonlarla gezilecek mekanlar yaratmak ve bisiklet yolları yapmak ise tam anlamıyla belediyecilik ve ileri yaşam kalitesi demek. Kültürel faaliyetlerde çokseslilik şehir bandosunun belirli saatlerde halka açık konserler vermesi şehir merkezini çekici hale getirir.
Akhisar'a hizmette örnek olan ve franchising kuruluşları ile Ramiz kardeşler ki dördü de dostum- kızkardeşleri ile tanışma fırsatım olmadı. Önce sanki ağabey Birol ve Birtan beylerle avukatlık dolaysı ile daha çok görüştüm sonraları belki çarşı içindeyken Bircan kardeşimle daha fazla görüşür oldum. Arada Hakemlik te yapan Av.Birtan kardeşimle şehirde görüşüyorum. BP ye uğramak ancak bir misafirim olunca kısmet oluyor. Çarşı içinde ise artık düzenli olamıyacak kadar meşguller. Ramiz duyduğum kadar kocaman adam olmuş ve Beyoğlundaki köfteciyi işletiyormuş. Yakışır. Lezzet konusunda örnek olacak seviyede işlerini devam ettiriyorlar. Benim memleketim İstanbul olmasına rağmen ancak kaçamıyacağım bir neden olursa gidiyorum İstanbula artık. Yeter alışveriş mabedi ve kalabalık gördüm hayatımda. Önümüzdeki haftalarda birkaç satır da diğer Akhisar lokanlatarı hakkında yazmak istiyorum.
