• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Manisa 14 °C
  • İzmir 14 °C
  • 23 Nisan Programı Belli Oldu
  • Pusula Kurs İngilizce Hazırlık Kursu başlıyor
  • Muhasebe Personelleri Aranıyor
  • Türkiye Ekonomisini Neler Bekliyor Konulu Konferans
  • Has Evrensel Özel Güvenlik Eğitim Kurumu Kursları
  • Çalışma Arkadaşları Arıyoruz
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz

Okunma Sayısı: 2897
Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz
Eğitim Bir-Sen Akhisar ilçe temsilciliği hizmet binasında ‘Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz’ adı altında bir basın açıklaması yaptı.

Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz
Haber Merkezi

Eğitim Bir-Sen Akhisar ilçe temsilciliği hizmet binasında ‘Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz’ adı altında bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına Eğitim Bir-Sen Akhisar ilçe Başkanı Süleyman Erdem ve sendika üyeleri katıldı.

Eğitim Bir-Sen Akhisar ilçe başkanı Başkanı Süleyman Erdem’in okuduğu basın açıklamasının tam metni;

"Her şey ilk adımla başladı, en uzun yolculukların bile ilk adımla başladığının bilinciyle atılan ilk adım. Kirletilmiş bir alanda temiz bir başlangıç yapmanın zorluğuna rağmen,büyük düşler kurularak, Çalışanların ekonomik, sosyal, mesleki hak ve menfaatlerinin geliştirilmesine, Türkiye'nin demokratikleşmesine, sivilleşmesine ve özgürleşmesine katkı sunmak amacıyla çıkıldı yola. Sendikacılığı kavga zemininden hizmet sendikacılığına dönüştürme iddiası ve ısrarı ile çıkılan yolda ortaya konulan fedakarlık Akhisarımızda Eğitim-Bir-Sen'i Üniversite hariç 596 üyeye yükselterek zirvedeki yerini pekiştirmiştir. Değer merkezli, çözüm odaklı, özlük ve özgürlük temelli, sadece tenkit eden değil, teklif de üretebilen bir yaklaşımla sürdürülen hak arama mücadelesinde Akhisar  Eğitim-Bir-Sen geçen yıl kendisinin üye sayısına en yakın sendika ile arasındaki fark 86 iken bu farkı bu yıl 203’e çıkarmıştır, Eğitim Bir-Sen’e bir teveccüh vardır ve Eğitim Bir-Sen de  kendine gösterilen teveccühün hakkını vermeye devam edecektir."Bütün kesimlere hitap eden bir sendika anlayışı ile çalıştık çalışmaya devam edeceğiz."Sendikacılık, haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı hayır diyebilmek ve mücadele etmektir. Öfke ve sloganın yerine aklın ve bilimin öne çıkarılması gereken sendikal kulvarda, insanların sağlıklı değerlendirme yapabilmesi, iş yapan ile gürültü çıkaranı ayırabilmesi, ancak demokrasinin teneffüs alanlarının genişlemesi ile mümkündür. Kamplaştırmayan, ayrıştırmayan, kaynaştıran ve buluşturan yeni bir solukla, toplumun bütün kesimlerine hitap eden bir yaklaşımı hayata geçiren Eğitim-Bir-Sen, demokratik iklim ılımanlaştıkça, gücüne güç katmaya devam edecektir. "Adalet olan yerde öfkeye ve isyana yer yoktur" tespitinden hareketle, gelir dağılımındaki adaletsizliğin ortadan kaldırılması ve kamu çalışanlarının milli gelirden hak ettiği payı alması için etkin mücadeleden çekinmeyecek olan Eğitim-Bir-Sen, bütün sosyal kesimlerin ve dünya mazlumlarının mağduriyetine karşı duyarlılığını da devam ettirecektir. Eğitim-Bir-Sen, emeğin ve ekmeğin değerini sıfırlayan antidemokratik süreçlerin bir daha yaşanmaması için, ülke demokrasisinin korku tünelinden çıkma sürecinde paralel yapıların, çetelerin ve paramiliter yapıların karşısında durmaya, demokrasiden yana olmaya, hak bildiği yolda, arkasındaki seslere aldırmadan yürümeye devam edecektir."

Sorunun parçası değil, çözümün paydaşı olma anlayışı ile hareket ettik ve sendikanın yıllardır yetkili olması  ve bu yılda yetkiyi  büyük bir fark ile alınmasında nedeniyle emeği olan başta Yönetim Kurulumuza  olmak üzere,delegelerimize,okul temsilcilerimize,kadınlar komisyonumuza,tüm üyelerimize ve desteğini bizlerden esirgemeyen tüm gönüldaşlarımıza teşekkürü bir borç  biliyoruz. Bu yıl çıkan bu güzel sonucun ve yetkinin perçinlenmesinin, ülkemize ve tüm eğitim çalışanlarına hayırlı olmasını diliyor, Mehmet Akif İnan'ın, "Kim demiş her şeyin bitişi ölüm/Destanlar yayılır mezarımızdan" mısralarındaki sırrın tecelli edişine katkı sunan üyelerimize, zorluklar karşısında ve en zor zamanda adanmışlık örneği sergileyerek destanlaşan teşkilatımıza sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz.

İDAM SEHPALARI DİRENİŞİ DURDURAMAZ

“Binlerce darbe karşıtının katledildiği Mısır’da katillerin verdiği hukuksuz kararları tanımıyor, silaha ve şiddete bulaşmayarak örnek bir duruş sergileyen Mısır halkının yanında durduğumuzu Eğitim Bir-Sen olarak deklare ediyoruz. Mursi dahil tüm İhvan tutukluları serbest bırakılmalı, Muhammed Mursi’nin göreve iadesi sağlanmalı, darbenin asker-sivil tüm aktörleri yargılanmalıdır”

İdam kararları Mısır’daki vahşetin tescilidir

Mursi’ye ve Mısır halkına verilen haksız, hukuksuz kararları kınıyoruz: “İdam kararları Mısır’daki vahşetin tescilidir. Zulme sessiz kalmayıp meydanları terk etmeyerek, binlerce şehit vererek dünyada eşi benzerine az rastlanan örnek bir direnişe imza atanlar değil, darbeciler yargı önünde hesap vermelidir.”

İzzetli duruşu cezalar teslim alamaz

Haklı olanları cezalar  susturamayacak, gerçekleri darbeciler örtemeyecektir, “Mısır halkının izzetli duruşunu ve iradesini cezalar teslim alamaz. İspat edilmiş tek suç bulunmazken, milletin seçtikleri yargılanamaz, siyasi kararlarla özgür düşünce esir alınamaz, baskı, dayatma, idam sehpaları direnişi durduramaz. Zalimlere karşı iyiler kazanacak, siyonizmin tetikçisi darbeciler onuruna sahip çıkanları diz çöktüremeyecek. Mısır’a Ortadoğu’ya özgürlük direnişle gelecek”

Batı’nın ikiyüzlü tutumu gün yüzüne çıktı

Batı çifte standart uygulamaktadır: “Mursi’nin ilkeli ve tavizsiz tutumu karşısında acziyet içine düşenler, bugün Muhammed Mursi’yi, darbe karşıtlarını nasıl ve niçin yargıladıklarını hiç kimseye anlatamazken, Batı bu zulme ortak oluyor. Mısır’daki meşru hükümetin darbe yoluyla iktidardan uzaklaştırılmasına sessiz kalan dünyanın bugün yeni katliamlara kapı araladığını, ilkesel temelde kararlı bir duruş sergilemediklerinden darbecilerin zulmü bir adım daha öteye götürmeye çalıştıklarını görüyoruz. Hukuksuz karar ve Batı’nın sessizliği dünya sisteminin nasıl adaletsiz olduğuna ışık tuttu. Haksız, hukuksuz kararlar karşısında sessiz kalan, darbecilere örtülü ve açık destek veren emperyalizmin kanlı yüzünü bir kez daha deşifre etti. Batının sadece kirli yüzü değil, doğasındaki küfrü de bir kez daha ortaya çıktı. Hepsini lanetliyoruz. Sahte demokrasileri de, insan hakları anlayışları da yere batsın. Yok onlara bir çağrımız, yok onlardan bir beklentimiz.”

Böyle bir ortamda sessiz kalmak zulme ortak olmak anlamına gelir, “İran, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Körfez’in baronları ve tüm Ortadoğu ülkeleri bu zulme seyirci kalırsa, üç maymunu oynamaya devam ederse tarih bunu da affetmeyecektir. İnsanlık affetmeyecektir. Vicdanlar affetmeyecektir. Ve buradan son kararı verecek Mısır müftüsüne sesleniyoruz: Ey Müftü! Hukuki, insani, ahlaki ve vicdani olmayan bu kararı onaylama. Darbecilerin suçuna ortak olma. Zulme geçit verme. Aksi halde vicdan azabından kurtulamayacaksın. Vicdan azabından kurtulsan Allah’ın gazabından kurtulamayacaksın. Mahkeme-i Kübra’da hesabını vereceksin. Kararı onaylarsan, 800 bini aşkın üyemizle birlikte iki elimiz yakanda olacaktır.

Zulme ortak olanları asla affetmeyeceğiz

“Peki, BM neden sessiz”: “Mısır’da zulüm kol geziyor, BM yine yan çiziyor. Mısır’da darbe olmasaydı, Suriye’de devrim tamamlansaydı, azgın İsrail bu kadar rahat katliam yapamayacaktı. Ama BM darbeciye darbeci, diktatöre diktatör diyemediği gibi her defasında onların değirmenine su taşıdı. İkiyüzlü davranışıyla BM bu coğrafyaya zarar verdi, mazlum halkların ahını aldı. Mısır, İsrail’e yandaş; Suriye, küresel emperyalizme sırdaş oldu. Mısır, Gazze’nin can damarlarını tıkadı; Suriye, Filistin mülteci kamplarını bombalayarak katliamlara ortak oldu. Bu zulmün bir eseri de BM’dir. Sizi de asla affetmeyeceğiz! Yine insanlığa ihanet ettiniz.

Ayağa kalk ey ümmet

Mısır halkı tüm zorbalıklara rağmen direnişten hiç vazgeçmemiştir.“Ey ümmet! Yeter artık ayağa kalk ve kardeşlerine sahip çık. Siyonistlere, emperyalistlere, diktatörlere, darbecilere dur deme vaktidir. Bizim için, ümmet için direnen kardeşlerimizin yanında, kapitalist barbarların karşısında durma vaktidir. Batı’dan medet umma devri bitmiştir. BM’den adalet bekleme devri kapanmıştır. Diktatörlerden aman bekleme devri sona ermiştir. Gün bugündür! İnsanlık öyle ses vermeli ki utanç verici, insanlık dışı, insanlık ayıbı karar kaldırılsın. Hukuki ölçütü olmayan insanlık kriterlerine uymayan, İslami hükümlerle bağdaşmayan bu karar iptal edilsin.

Şikayet etmeyeceğiz, ayağa kalkacağız, kardeşlerimiz özgür kalana kadar da oturmayacağız.

Mısır, Gazze, Suriye, Irak, Arakan, Bangladeş, Doğu Türkistan başta olmak üzere emperyalizm tarafından sömürülen ne kadar ülke varsa özgür kalıncaya kadar mücadele edeceğiz. Mahkemelerde hesap verenler Mursiler değil, Sisiler, Esedler ve onların küresel ortakları olana kadar vazgeçmeyeceğiz. Son sözümüz şudur: Binlerce darbe karşıtının katledildiği Mısır’da katillerin verdiği hukuksuz kararları tanımıyor, silaha ve şiddete bulaşmayarak örnek bir duruş sergileyen Mısır halkının yanında durduğumuzu Memur-Sen olarak deklare ediyoruz. Mursi dahil tüm İhvan tutukluları serbest bırakılmalı, Muhammed Mursi’nin göreve iadesi sağlanmalı, darbenin asker-sivil tüm aktörleri yargılanmalıdır. Selam olsun demokrasi, özgürlük, insanlık ve yaşam mücadelesi verenlere. Selam olsun mazluma mağdura sahip çıkanlara.”

Büyük Türkiye'nin Vizyon Belgesi Yeni Anayasa Olmalıdır        

 “Yeniden Büyük Türkiye’nin vizyon belgesi olacak yeni anayasayı da, hükümet sisteminin şeklini de TBMM ve halkın iradesi belirleyecektir”

Başkanlık sisteminin demokratik bir zeminde tartışılmalıdır, “Yapılması gereken, temsilde adaletin sağlanacağı, istikrarın yakalanacağı, yasama, yürütme ve yargının birbirlerinin görev alanlarına müdahale etmeyeceği kaliteli bir demokratik zemini oluşturmaktır. Bu demokratik zemini özgürlükçü, sivil ve demokratik Yeni Anayasa’yla oluşturabiliriz”

Öncelikli hedefimiz, aynı vatan toprağı üzerinde, aynı idealler çerçevesinde, bir ve beraber yaşamaktır.“Hiç kimsenin dininden, dilinden, etnik kökeninden, renginden, mezhebinden, yaşam tarzından dolayı dışlanmadığı, horlanmadığı, kendisini ötelenmiş hissetmediği; tarihinden ve medeniyetinden aldığı güçle, öz güvenle dimdik ayakta duran, bugünü ve geleceği inşa edebilme potansiyelinin idrakinde Yeniden Büyük Türkiye’dir. Bu kapsamda, vesayetin bitişinde aktif rol aldığımız gibi, Yeniden Büyük Türkiye’nin inşasına temel oluşturacak yeni anayasanın yapım sürecine ve hükümet sistemi tartışmalarına da eleştiri ve önerilerimizle katkı yapmak istiyoruz. Eğitim Bir-Sen olarak, teklif sendikacılığı anlayışımız gereği, sorunları kişilerden ve partilerden bağımsız fikir ve proje zemininde konuşmayı esas alıyoruz. Bu açıdan, başkanlık sistemi tartışmalarını kişiye veya kişilere bağlı değil, hükümet sistemleri tartışması olarak ele alınmasından yanayız.

Yeniden Büyük Türkiye’nin önünü açmalıyız

“Türkiye’deki mevcut hükümet sistemi yeterli mi? Yeni bir hükümet sistemine ihtiyaç var mı? Yeni bir hükümet sistemine ihtiyaç varsa bu sistemin nitelikleri ne olmalı” sorularına hep birlikte cevap üretmeliyiz. “Mevcut hükümet sistemini, parlamenter sistem olarak değil, yarı başkanlık ve parlamenter sistemin izlerini taşıyan melez bir model olarak görüyoruz. Çünkü parlamenter sistemde cumhurbaşkanının bu kadar yetkisi olmaması gerekir. İkincisi, yine parlamenter sistemde yürütmenin iki kanadından biri olan başbakanın dolaylı, sorumsuz ama yetkili cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi büyük bir sorun değil mi? Gelişmiş demokrasiler arasında hem cumhurbaşkanının hem de başbakanın seçimle geldiği kaç ülke var? Milletin büyük çoğunluğunun yetersiz gördüğü mevcut hükümet sistemiyle, Yeniden Büyük Türkiye inşa etmemiz ve adil yeni dünyanın ihyasına katkı sunmamız mümkün değil. Ancak ‘mevcut sistemi reforme edelim’ ya da dünyadaki başarılı olmuş ‘yarı başkanlık veya başkanlık modellerini ülkemize kazandıralım’ fikrine koro halinde hayır diyen, istemezükçü lobiyi hepimiz görüyoruz. Bu istemezükçü lobiyi aşarak, hatta onları da sürece katarak olabilecek en iyi modeli bulmalıyız. Yeniden Büyük Türkiye’nin önünü açmalıyız”

Ön şartımız yeni anayasa

Yeni anayasa oldukça önemlidir. “Tarih, parlamenter sistemle yönetilip otoriter yönetimlere şahitlik etmiştir. Almanya’da Hitler, İtalya’da Mussolini, İspanya’da Franco parlamenter sistemle iş başına gelmiş ve sistemin boşluklarını kullanarak tek adam haline gelmişlerdir. Bugün de hem parlamenter hem de başkanlık sistemiyle yönetilen otoriter yönetimler de demokratik yönetimler de mevcut. Dolayısıyla, yapılması gereken, temsilde adaletin sağlanacağı, istikrarın yakalanacağı, yasama, yürütme ve yargının birbirlerinin görev alanlarına müdahale etmeyeceği kaliteli bir demokratik zemini oluşturmaktır. Bu demokratik zemini özgürlükçü, sivil ve demokratik yeni anayasayla oluşturabiliriz.”

İllegal yapılarla hesaplaşılmalıdır

İllegal yapıların küresel operasyonlarına görmezden gelemeyiz.: “Tüm derin devlet oluşumları, darbeci yapılar deşifre edilmeli ve devlet kurumlarından temizlenmelidir. Her türlü manipülasyona kapalı, bağımsız ve tarafsız yargının mutlaka tesis edilmesi gerekmektedir. Türkiye, 28 Şubat sürecinde olduğu gibi, yargının vesayetin emrine girdiği dönemleri yaşamamalıdır. Bu sorun, elimizde dikiş iğnesi sürekli yamaladığımız anayasadan kurtulup yerine yepyeni kumaştan ve terzisi sivil irade olacak yeni anayasa yapılarak çözülebilir. Yeniden Büyük Türkiye’nin vizyon belgesi olacak yeni anayasayı da, hükümet sisteminin şeklini de TBMM ve halkın iradesi belirleyecektir. Son sözü her zaman olduğu gibi, milli irade söyleyecektir. Bizlerin görevi daha iyiyi arama ve bulma noktasında katkı sunmaktır.”

Daha Güçlü Eğitim Bir-Sen’e ihtiyaç var

Bu ülkede bir daha üniversite kapılarının nizamiye, üniversite bahçelerinin kışla olmaması için, “Hiçbir kızın, hiçbir kadının özgürlüğünün Genelkurmay kapısı dâhil hiçbir yerde bir daha turnikelere sıkıştırılmaması için, Olimpos’ta tanrılar kurban istedi diye Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya gibi Anadolu çocuklarının bu ülkede bir daha savaş tanrılarına kurban edilmemesi için. Mamak’ın, Diyarbakır’ın insanlığın imtihan edildiği o cezaevlerinin bir daha bu ülkede yaşanmaması, 17 bin faili meçhulün ve asit kuyularının bu ülkenin bir daha kaderi olmaması ve kardeşlik sürecine, çözüm sürecine, kardeşin kardeşle kucaklaşmasına bu ülkede bir daha kurşun sıkılmaması için. Adaletin herkes için eşit olması, adaletin kimsenin zimmetine geçmemesi ve bu ülkede adaletin omuzdaki yıldızlarla ölçülmemesi için. Esrarkeşten şeyh, konsomatristen mesture üretip bu milletin inancıyla bir daha dalga geçilmemesi için. Bugünkü vesayet medyası kanalıyla toplumun bir daha manipüle edilmemesi ve bu ülkede bir daha rahmetli ‘Savunan Adam’lara boncuk boncuk ter döktürmemesi için. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyen ve ‘Siz öldürmesini iyi bilirsiniz’ diyen ve ortaya koyduğu iradeyle herkesin omurgasının sertleşmesine vesile olan insanlara bir daha diz çöktürülmemesi için. Hira Dağı’nın meftunlarının Olimpos Dağı’nın meczuplarına galip gelmesi için. Ay Işığı’nda Sarıkızla birlikte millet iradesini kafeslemeye çalışan balyozcuların, paralelcilerin, dikeylerin, yatayların bir daha teneffüs imkanı yakalamaması ve bu ülkede demokrasinin ham demokrasi değil tam demokrasi olması için. Onun için hepimizin üzerine düşeni yaparak, burada geldiğimiz sayının önemli olduğunu bilerek ama daha iyisi var her zaman, sınırı yok mükemmele varmanın zaman ne getirir bilinmez ama daha iyi olmalıyız yarın diyerek Rahmetli Akif İnan’ın kadim dostu Erdem Beyazıt’ın ^dediği gibi ‘Büyüyen elimin üstüne koy elini, Gelen zamanı haber veriyorum’ ellerini ellerimizin üzerine koyan, gelen zamanı yaklaştıran, bugün burada bizimle buluşan kucaklaşan ve bizlerin her daim yanında olan bütün arkadaşlarımızı yürekten kutluyorum.”

Kurucu Genel Başkanımız Rahmetli Mehmet Akif İnan’ın, “Ölüm bir tohumsa kefen zarında/Gün olur fışkırır bir orman olur” mısralarında altı çizilen kararlılık ve azmin gereği etkili ve yetkili sendika olma yolunda verilen mücadele, Türkiye’nin en büyük sendikası olmanın yanında, bir tohumda bir ormanı gören düşün de gerçekleşmesi anlamı taşımaktadır.Allah hepimizin,hepinizin yar ve yardımcısı olsun; alınan sonuç hayırlara vesile olsun.Allah gelecek yılda farkı daha da arttırarak yine böyle coşkuyla buluşmayı bizlere nasip etsin.”

 

Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz
Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz
Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz
Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz
Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz
Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz
Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz
Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz
Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz
Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz
Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz
Akhisar Eğitim Bir-Sen; Yetkiyi Perçinleyen Eğitim Çalışanlarına Teşekkür Ediyoruz

  • Yorumlar 13
    Diğer Haberler
    REKLAM ALANI
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Kuzey Ege Kurs
    • Kuzey Ege Kurs
    1/20
    Başlangıç Tarihi
    Başlangıç Tarihi
    Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.