• BIST 9149.89
  • Altın 2324.75
  • Dolar 32.3712
  • Euro 34.9966
  • Manisa 24 °C
  • İzmir 25 °C
  • Genel Seçimlerde Nüfus Müdürlüğü Açık Bulunacak
  • Hıdır Besi Çiftliğinde Kurbanlık Dana ve Düve Satışlarımız Başlamıştır
  • Solıdworks Bilen Eleman Aranıyor
  • Kurbanlık büyükbaş hayvan satışları başladı
  • Gece Bekçisi Aranıyor
  • Anadolu Gençlik Derneği Siyer-i Nebi Yarışması
  • Kayalı Akaryakıta Bay ve Bayan Ön Saha Personeli Aranıyor
  • Muhasebe Departmanı Aranıyor
  • Gıda Mühendisi Ön Muhasebe ve İşçi Aranıyor
  • Beden İşçisi Aranıyor
  • Fabrikanın Üretim Bölümünde Çalışacak Personel Aranıyor
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

ADD'den Darbe Basın Açıklaması

Okunma Sayısı: 3944
ADD'den Darbe Basın Açıklaması
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) 15 Temmuz 2016 gecesi, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanan bir grup Fethullahçı asker tarafından yapılan Darbe ile ilgili basın açıklaması yaptı. ADD'nin Ahmet Kayalı İş Hanındaki Lokalinde yaptığı basın açıklamasını A

ADD'den Darbe Basın Açıklaması
Akhisar Haber Ajansı-AHA

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) 15 Temmuz 2016 gecesi, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanan bir grup Fethullahçı asker tarafından yapılan Darbe ile ilgili basın açıklaması yaptı. ADD'nin Ahmet Kayalı İş Hanındaki Lokalinde yaptığı basın açıklamasını ADD Başkanı Av. Günhan Bakırlıoğlu okudu.

Demokrasiyi her tür karşıt güce karşı savunmak, Atatürk’ün kurduğu tam bağımsız, laik, demokratik cumhuriyete sahip çıkmak hepimizin birinci görevidir diyerek sözlerine başlayan Av. Günhan Bakırlıoğlu şunları söyledi.

Bakırlıoğlu;" Türkiye Muz Cumhuriyeti Olmayacak: Cumhuriyet Değerlerinden Uzaklaşmanın Bedelini Ödüyoruz. 15 Temmuz 2016 gecesi, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanan bir grup Fethullahçı asker tarafından yapıldığı iddia edilen dış destekli darbe girişimiyle ilgili olarak, aşağıdaki konuların kamuoyuyla  paylaşılmasında yarar görülmüştür.

Demokrasiyi her tür karşıt güce karşı savunmak, Atatürk’ün kurduğu tam bağımsız, laik, demokratik cumhuriyete sahip çıkmak hepimizin birinci görevidir. Bu anlamda, demokrasiyle bağdaşmayan her türlü girişime karşı olduğumuzu belirtiyoruz. Başta Atatürk’ün kan pahasına kurduğu TBMM olmak üzere, kamu kurumlarının bombalanması, masum insanların ölmesi ya da yaralanması, ordumuzun zaaf içinde gösterilmeye çalışılması, emniyet güçlerinin karşı karşıya getirilmesi, başkentin ve İstanbul’un gece boyunca şiddeti yaşaması kabul edilemez olaylardır. Böyle bir olayın dış destek olmadan yapılamayacağı gerçeğiyle, ülkemizin uluslararası alanda  dostunu düşmanını yeniden tanımlaması gerekecektir. 15 Temmuz  gecesi yaşanan korkunç olaylardan, başta Cumhurbaşkanı RTE olmak üzere tüm hükümet üyeleri ders çıkarmalı, bu noktaya gelişteki sorumluluklarını kabul etmelidir. “Ne istediler de vermedik” sözü bir gerçeğin itirafıdır. Olayları sebepleri açısından incelerken  “siyasi iktidarın sorumluluğu” boyutuyla ele almak zorundayız. AKP iktidarı boyunca Yüksek Askeri Şura toplantılarında “irticai faaliyetlerde bulunduğu” tespit edilen subayların tasfiyesi engellenmiştir. Daha da kötüsü; iktidarın yabancı istihbarat örgütleri ve Fethullahçı yapı ile birlikte el ele sürdürdüğü Ergenekon-Balyoz operasyonlarıyla yüzlerce yurtsever subay tasfiye edilerek, Ordumuz içinde Atatürk Devrimlerine ve demokrasiye bağlı subaylarımızın varlığı yok edilerek ile dengeler alt üst edilmiştir. Yargı bu tabloyu destekleyecek cemaatçi unsurlarla doldurulmuştur.İşte yaratılan bu başıboşluk ve çivisi çıkmış devlet düzeniyle; vatansız, vicdansız, eli kanlı insanlar eliyle, Türkiye’de ancak, “muz cumhuriyeti” olarak tanımlanabilecek bir ülkede yaşanabilecek olayların oluşmasına neden olunmuştur.

BU DURUMDA:

1 .Emperyalizmin oyuncakları  FETÖ, IŞİD ve PKK, Türkiye’nin önündeki en yakın tehditlerdendir. Ulusumuzun birlik beraberlik içerisinde mücadele etmesi gereklidir

2. Türkiye’yi 14 yıldır yöneten siyasi iktidar, tarikat ve cemaatlere gösterdiği yüksek hoşgörü ve işbirliği anlayışını  gözden geçirmek zorundadır. Türkiye, “şeyhler, dervişler, müritler” ülkesi oldukça, bu ve bunun gibi olayların tekrar yaşanması her zaman mümkün olacaktır.

3. Girişimin engellenmesi nedeniyle Anayasa Değişikliği ve Başkanlık Sistemi konularında siyasi iktidarın ve taraftarlarının “azgınlaşmaması”, tam tersine bu amaçlarından vazgeçmeleri gereklidir. Tekrar ifade ediyoruz ki, yaşanan olaylarda parlamenter sistemin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Erdoğan’ın, daha bir yıl önce söylediği “parlamenter sistem askıya alınmıştır” sözlerinin ne kadar tehlikeli olduğu şimdi daha iyi anlaşılmalıdır. Bugün sıklıkla ve doğru bir şekilde söylenen Gazi Meclis vurgusu, ülkemizin kuruluşunun, mayasının, kültürünün bir  gerçeğidir.  Bu anlamda, Meclisimizin gece açık tutulması ve siyasi partilerce gösterilen ortak tepki anlamlıdır. Şimdi yapılması gereken, bu olayların sorumlularını ve taraftarlarını tüm kamu kurumlarında tespit etmek,  ancak bu kişilerin yerlerine yeni bir siyasal İslamcı anlayış yerine, kıdem ve liyâkatı gözeten, hakkaniyetli, yurtsever, Cumhuriyet değerlerine bağlı kadrolar getirmektir. Siyasi iktidar her zamanki fırsatçı anlayışı ile darbecilerin yanında kendisi için “tehlike” olarak kabul ettiği yurtseverleri tasfiye gibi bir siyasal manevraya asla girişmemeli, gerçek suçlular cezalandırılmalıdır. Bu olay, AKP iktidarının demokratik sınırları daraltma girişimlerinin de sonu olmalıdır. Ülkemizdeki toplumsal kutuplaşmanın ve gerginliklerin kışkırtılmasından kaçınılmalıdır. Sokakta rastlanan her askerin, “suçlu” ilan edilerek saldırıya uğramaları önlenmelidir. TSK’nın kurumsal varlığı ve onuru özenle gözetilmelidir. Yaşadığımız kriz bölgesinde güçlü bir TSK’nın Türkiye’nin en önemli güvencesi olduğu unutulmamalıdır. Yaşanan darbe girişiminden sonra bir işaretle sokağa dökülenlerin yarattığı vahşet tablosu, siyasal iktidarın nasıl bir sivil örgütlenme hazırlığı içinde olduğunu da açığa çıkarmıştır. Bağımsız yargıyı oluşturmak, üniversiteleri laik, bağımsız ve sorgulayan bir konuma getirmek, kuvvetler ayrılığını korumak, Anayasamızın değiştirilemez maddelerini asla tartışmaya açmamak ve etnik, mezhepsel politikalar yerine, Ulusal-Üniter devleti savunmak ve yeniden yaşama geçirmek öncelikli hedeflerimiz olmalıdır. Yaşanan girişim Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesinin değerini bir kez daha ortaya koymuştur. Darbecilerin halkı kandırmak için sahte “sulh” sözcüklerinin  arkasına saklanmaları da ibret vericidir. Halkımız sadece siyasal iktidar istediğinde değil, her türlü demokrasi dışı girişimlere karşı da meydanlara, sokaklara dökülebilmelidir. Unutulmamalıdır ki, Atatürkçü Düşünce Derneği Atatürk Cumhuriyetine karşı girişilen sivil darbelere de karşıdır. Gerçek demokrasiden bir kez sapılınca gecenin karanlığında nelerle karşılaşacağımızı sabah görmemek için Cumhuriyet ideallerine her zamankinden çok sarılmalıyız. Türkiye muz cumhuriyeti olmayacaktır" dedi.
(KM)

ADD'den Darbe Basın Açıklaması
ADD'den Darbe Basın Açıklaması
ADD'den Darbe Basın Açıklaması
ADD'den Darbe Basın Açıklaması
ADD'den Darbe Basın Açıklaması
ADD'den Darbe Basın Açıklaması
ADD'den Darbe Basın Açıklaması
ADD'den Darbe Basın Açıklaması
ADD'den Darbe Basın Açıklaması

  • Yorumlar 10
    Diğer Haberler
    REKLAM ALANI
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Amerikan Kültür Dil Kursu
    • Kuzey Ege Kurs
    • Kuzey Ege Kurs
    1/20
    Başlangıç Tarihi
    Başlangıç Tarihi
    Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.